• DOLAR 32.34
  • EURO 35.171
  • ALTIN 2241.539
  • ...
Nurettin Yıldız Hoca`nın şahsı üzerinden kopartılan fırtına, cemaatlerin dövülmesine evirilmiş durumda. Aslında FETÖ`nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu süreç başlatılmıştı.
 
28 Şubat medyası bu hususta öncülük ediyor. İşin garip tarafı hükümet de bu dolmuşa biniyor. Fakat ortada şöyle bir gerçek var. 15 Temmuz gecesi dışarı çıkan, tepki veren ve Cumhurbaşkanını canları pahasına savunanların (Bu hususta genel bir tepki olduğunu biliyorum ve insanları kategorize etmek istemiyorum) geneli bir cemaate iltisakları bulunan kişilerdi.
 
O geceki şehitlerin profilinden genelinin dindar oldukları anlaşılmaktadır. Örneğin birçok Kürt ilindeki gösteri ve nöbetleri, HÜDA-PAR çevresi organize etti. Hatta rivayetlere göre darbe gecesi Batman Emniyet`indekiler ışıklarını kapatıp, gelişmeleri izliyorlarmış. Ama İslami camiaların tekbirlerle sokaklara çıkması, onlara bir moral takviyesi sağlamış.
 
Efendim, Sadettin Köpek ismine eskiden sadece tarihçiler vakıftılar. Ama dizilere konu olması bakımından ve özelikle FETÖ ile bağdaştırıldığından, şimdi herkes tarafından bilinen bir kişilik oldu. Aslında iyi bir mimar ve devlet idare zekâsına sahip güçlü, kuvvetli bir şahsiyettir. Bu anlamda Konya`daki “Zazadin Hanı” kendisi tarafından yapılmış. Sadettin Hanı zaman içinde Zazadin Hanı oluvermiş.
 
Fakat bu zekâsını daha çok fitne, şahsi çıkar ve menfaatleri için kullandığından, Anadolu Selçukîlerinin yıkımına sebep olabilecek adımlar attı. Birçok devlet adamını idam ettirdi veya baskısı sonucu bir kısmı kendilerini mabetlere kapattılar. Sultan Alâeddin`in zehirlenmesine ihtimalle payı olduğu ve Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev`in etrafını boşaltarak etkisiz hale getirdiği bilinmektedir.
 
Bütün bu durumlar Köpek`in (Bu isim sadık anlamında kullanılıyordu) güçlenmesine zemin teşkil etti. En sonunda gözünü sultanlığa dikti. Ama bunun için Selçukî hanedanının bir ferdi olması gerekiyordu. Bunu sağlama adına annesine zina isnad etti. Annesi Şehnaz Hatun`un Sultan I. Gıyaseddin Keyhusrev ile gayri meşru ilişkisi olduğunu, I. Gıyaseddin`den iki aylık hamile iken bir başkasıyla evlendiğini, kendisinin bu nikâhtan yedi ay sonra dünyaya geldiğini, yani I. Gıyaseddin Keyhusrev`in gayri meşru çocuğu olduğunu iddia etti.
 
Sultanlık arzusu onun sonunu getirdi. Çünkü artık II. Gıyeseddin Keyhüsrev tahtından emin değildi. Hatta onu Konya`da değil, Beyşehir`de öldürme kararı aldı. Çünkü Konya, Sultan için pek güvenli bir yer değildi.
 
Tarihin garip cilvesine bakın ki Köpek`in yaptığı Beyşehir Kubadabad Sarayı, kendisinin ölüm yeri de olacaktı. Sultan bu saraya çekildi. Köpek, sarayda Sultan`ın tertip ettiği bir ziyafete çağrıldı. Mutfağa saklanan Selçuklu askerleri tarafından öldürüldü. Cesedi demir bir kafese kondu ve ibret için, Kubadabad Sarayı`nın bir burcuna asıldı. Rivayet olunur ki bir süre sonra asılı duran kafesin zinciri koptu ve ibret almaya gelen birinin tepesine düştü. Altta kalan kişi de öldü.
 
Yani dirisi de ölüsü de bela idi bu Sadettin`in. Aynı bizim FETÖ gibi. Bunlar daha “Hizmet Hareketi” olarak el üstünde tutulurken, Türkiye ve İslam ülkelerindeki İslami Camialara düşmanlık yapıyorlardı. Ellerindeki kitle iletişim araçları, polis ve yargı gücü ile kendileri dışındaki camiaları boğmaya çalışıyorlardı.
 
FETÖ`nün 17/25 Aralık operasyonları ile hükümetin dershaneleri kapatma kararı, işi 15 Temmuz darbe girişimine kadar getirdi. Sonuçta hükümet, FETÖ`yü bitirme kararı verdi. Ancak bu kez ölüsü de başımıza bela olacak durumda. Şimdi FETÖ bahane edilerek tüm cemaatleri etkisizleştirme ve hatta bitirme noktasına getirmeye çalışıyorlar.
 
28 Şubat çevrelerinin etkin olduğu bu sürece hükümetin de dâhil edilmek istenmesi ve yer yer etkin ve yetkin kişiler tarafından yapılan açıklamalar, açıkçası bir tedirginliğe sebebiyet vermektedir.
 
Saçma olarak kabul görse dahi, âlimlerimizin gelecek sorulara göre, fıkhi konulara açıklık getirmesi elzemdir. Hatta bazı fıkhi konular şahsa münhasır çözüme kavuşturulur. Fakat biz biliyoruz ki, yaptıkları bu tür konuşmalardan, cımbızlama usulü kullanılarak âlimlerimiz itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
 
Yapmayın etmeyin. Samimiyetlerinden şüphe etmediğiniz hocalarımızın itibarı ile oynamayın. Neticede onların şahsında İslam`ın itibarı ile oynuyorsunuz.