• DOLAR 34.67
  • EURO 36.497
  • ALTIN 2949.941
  • ...

Malum hastalıktan dolayı ülke olarak tekrar kapanacağız. Bu sefer on yedi gün sürecek olan kapanmaya,  yine bayram da dahil edildi. Arkasından on dokuz Mayıs da gelecek. Vakalar düşmez ise o haftada da büyük ihtimalle sokağa çıkma yasağı gelecek. Bu da eder üç hafta.

Elbette hastalık ciddi bir meseledir. Elbette hükümet bunun için tedbir almak zorundadır. Lakin bu tedbirler amacını aşmamalı. Hani bir kural var,  derler ki, askerde avcı çukurlarını kazıp pusuda bekleyenler bilmeliler ki zamanı geldiğinde o çukurdan çıkıp hücuma geçecek, çukuru ona uygun şekilde kazmalıdır. Eğer çok derin kazarsa kendisi de o çukurdan çıkamaz. Hükümet de bu tedbirleri alırken aşırıya kaçmamalıdır. Vatandaşı sıkboğaz etmemelidir. Nefes alacak yollar bırakmalıdır.

Bu nefer alacak yollar hem maddi hem de manevi olmalıdır. Esnafımızın umudu ramazan bayramıydı o da gitti. Toptancını elinde malları kaldı. Bir kısım işçi çalışmayacak, dolayısıyla maaş alamayacak. Kiralar, masraflar, ev geçimi hepsi devam edecek. Dolayısıyla hükümet buna çare bulmak zorunda. Vatandaşı kendi haline bırakmamalı.

Vatandaş alınan tedbirlere bir şey demiyor. Ama bu tedbirlerin vatandaşı maddi olarak mağdur etmesine destek olmamaktan şikayet ediyor. Herkese bin lira vermekle bu iş çözülmüyor. Çünkü herkesin derdi bin lira ile çözülmüyor. Dolayısıyla yapılacak yardım da insanların ihtiyacına göre olmalıdır.

İnsanlar aç ve açıkta bırakılmamalı. İnsanlar sahipsizliğe te kimsesizliğe terk edilmemelidir. Sadece bilinen fakirler değil, bu sürecin mağdur ettiği insanlar da gözetilmeli. İnsanlar dertlerine çare aramak için sosyal medyayı kullanmamalı. Devlet e devlet üzerinden insanların ihtiyaçlarını almalı ve bu işi gizlilik içinde halletmelidir.

Ayrıca devlet yine vatandaştan alacağı vergilerin bir kısmından vaz geçmeli. Vatandaşının yükünü hafifletmeli. Bir taraftan corona, diğer taraftan sokağa çıkma yasağı, üstüne bir de devlet vergilerle halkın sırtına binmemeli.

Devlet üzerine düşen baba şefkatini göstermeli ki vatandaş da başına gelen musibete sabredebilsin. Yoksa sokaklara polis ve zabıtayı salarak vatandaşı avlayan bir devlet ile esnafa vergi memurları gönderip onu soyan bir anlayışla milletten sabır beklemek beyhudedir. Bunu yapan bir devlete millet ancak isyan eder. Tepki gösterir, protesto eder.

Bu hastalık zaten huzurumuzu kaçırmıştır az kalan bir sabrımızı da bu tür uygulamalarla tüketmeyin.

Devlet baba şefkati ile vatandaşlarına yaklaşmalı, muhtarlar, sivil toplum ve e devlet üzerinden ihtiyaç sahiplerini tespit edip ihtiyaçlarını gidermeli. Devlet millet yardımlaşması ile bu musibetli süreç, en hafif zayiatla atlatılmalıdır. Yoksa toplumsal travmalar kapımızda beklemektedir.