Güvenlik soruşturması zulme dönüşürken
Gün geçmiyor ki bu konuda bir şikayet, bir haksızlık veya bir zulmü duymuş olmayalım. Ömrünü çocuklarını okutmakla geçirmiş bir babayı yıkan, okuduğu onaltı, onyedi yılın sonunda yüzbinlerce aday arasından kazandığı bir görevin kardeşinin, babasının, kayınbabasının, kız kardeşinin... vb. birisinin işlemiş olduğu bir suçtan dolayı iptal edilmesi, bir genç için zulüm değil midir?
Bütün dünyada uygulanan suçun şahsiliği ilkesi burada neden uygulanmıyor? İnsanların yıllarca emek vererek kazandıkları bir hakkı, kendisinin mesul olmadığı bir suçtan dolayı iptal edilmesi, veya bu işin bir memurun raporuna bağlanması zulüm değil midir?
Genç, çalışmış çabalamış bir mesleği kazanmış, tam atama beklerken iptal yazısı geliyor! Sebep fi tarihinde baban suç işlemiş. Veya abin suç işlemiş. Veya kayınbaban suç işlemiş. Tamam da o suçu ben işlemedim ki!
Kız çalışıp çabalamış bir memurluk kazanmış. İptal yazısı geliyor. Sebep kayınbaban cezaevinde! Tamam da benim suçum ne?
İnanın bu örnekler o kadar çok ki insanın inanası gelmiyor. Bir zamanlar annesi başörtülü olduğu için atanamayan, askeri okullara alınmayan çocuklar, bu sefer artniyetli insanların hazırladığı dosyalardan cezaevine giren, iftiraya uğrayan veya çarpık yasalardan dolayı suç işleyen insanların çocukları, gelinleri, torunları atanamıyor! Memur olamıyor. Bu zulüm değil de nedir Allah aşkına?
Devletin karanlık dönemlerinde hazırlanan dosyalardan dolayı yolu mahkemeye düşen, Feto’ya biat etmediği için yolu cezaevine düşen, PKK zulmünü kabul etmediği için nefsi müdafaa yapıp cezaevine düşen, Jitem, Ergenekon vb. yapıların kadrine uğrayan mazlum insanlar bugün de güvenlik soruşturması zulmüne çocukları uğruyorlar.
Allah için eğer bu güvenlik soruşturmasına Cumhurbaşkanı takılsa o da atanamaz.
Feto’nun hazırladığı, Ergenekon’un hazırladığı devlet hafızasından, devlet arşivinden, onlardan başka kimse kurtulamaz. Bu zulüm değil midir? Terörist dediğin, cezaevine attığın adamları hazırladığı dosyalar ile sen başkalarını suçlayıp mahkum ediyorsun. Haklarını ellerinden alıyorsun. O zaman sen de adamların emellerine ortak oluyorsun. Sizi okul kapılarından kovan, askeri törenlere almayan, size darbe yapan, haklarınızı elinizden alan bu adamların hükümlerini nasıl kabul edersiniz? Hazırladıkları dosyalarla nasıl insanları mahkum edersiniz?
Bu zulme artık bir son verin! Bu vebal çok büyüktür. Bir insanın geleceğini karartmak, emeklerini bir kalemde silip atmak, işlemediği bir suçtan dolayı cezalandırmak büyük bir zulümdür.
Allah aşkına sizin mütedeyyin insanlara reva gördüğünüz bu zulmü, başkaları iktidara geldiğinde devletin her tarafına militanları yerleştiriyorlar. Ne haklarındaki suçlamaları, ne mahkeme kararlarını nede kimseyi dinliyorlar.
Kendinizi mahkeme yerine koyup ahkam kesmeyin! Suçun şahsiliği esastır. İnsanları ötekileştiren, işlemediği bir suçtan dolayı cezalandıran, toplum nezdinde itibarını kıran bu zulmü ortadan kaldırmanın zamanı gelmedi mi?