Kabil’den Afganistan’a dair düşünceler...
Dünyanın gözü Taliban yönetimli Afganistan’ın üzerinde. İlan edilen Afganistan İslam Emirliği’nin gözü kulağı ise dünya ülkelerinden gelecek tanıma açıklamasında. ABD’nin Afganistan’dan çıkmak için iki yıldır Taliban’la müzakere ettiğini biliyoruz. Müzakereler döneminde kendince A,B,C planları yapan ABD’nin, Taliban’ın yirmi gün içerisinde ülkeyi ele geçirmesiyle ters yüz olan planlarının suya düşmesinin ve 20 yıllık işgali yenilgiyle kapatmanın hayal kırıklığını yaşıyor.
Dünyanın gözü Taliban yönetimli Afganistan’ın üzerinde. İlan edilen Afganistan İslam Emirliği’nin gözü kulağı ise dünya ülkelerinden gelecek tanıma açıklamasında. ABD’nin Afganistan’dan çıkmak için iki yıldır Taliban’la müzakere ettiğini biliyoruz. Müzakereler döneminde kendince A,B,C planları yapan ABD’nin, Taliban’ın yirmi gün içerisinde ülkeyi ele geçirmesiyle ters yüz olan planlarının suya düşmesinin ve 20 yıllık işgali yenilgiyle kapatmanın hayal kırıklığını yaşıyor. Çünkü işgali sonlandırdıktan sonra ülkede bir iç savaş, kaos beklentisi içerisindeydi. Olmayınca da şimdilerde ülke içerisindeki klikleri harekete geçirmenin çabasını veriyor. Uluslararası kamuoyuna da öyle bir hava estiriyor ki hangi Müslüman ülke, Afganistan İslam Emirliği’ni tanısa hedef tahtasına oturtulacak gibi bir hava ve batılı medya baskısı var.
ABD’NİN HAYAL KIRIKLIĞI
ABD, 20 yılda yıkamadığı Taliban’la anlaşma yoluna giderken aslında inşa ettiği sistemin Taliban’ın gelmesiyle değişemeyeceği ve yine nüfuzunu hükümet, hükümet olmazsa ordu, o da olmazsa bürokrasi ve fonladığı STK’lar üzerinden kullanacağı düşüncesiyle işlettiği planı suya düşmüş durumda. ABD Başkanı Biden’in ve Pentagon’un açıklamalarında destek verdikleri kurulu hükümetin ve eğitilen 350 bin kişilik Afgan ordusunun bu kadar çabuk dağılacağını ‘beklemiyorduk’ itirafı, aslında her şeyi açıklıyor. İşgal döneminde kurulan 4500 STK’nın ve 72 partinin bir anda buhar olması da ayrıca bir şok. Sömürgeci emperyalistlerin işgalle girdikleri ve kuklalarını bırakarak bağımlı hale getirdikten sonra çıktıkları hiçbir ülkede böyle bir örnekle karşılaşmamışlardı çünkü. Afganistan’daki son iki ayda gerçekleşen olaylar gerçekten çok sıra dışı olaylar.
Ancak Batı yine de boş durmuyor. Kabil’de görüştüğümüz kaynaklar, şuan 250 civarında batılı şirketin Afanistan’da iş, ihale kovaladığını ifade ediyor. Mesela AB, Afganistan için 300 milyon Euro yardım tahsis edeceğini duyurdu. Bunu duyan Çin, 200 milyon dolar yardımın ilk partisini Kabil havaalanına indirdi bile. Bu yardımlar bir ön kabul. Topla tüfekle alamadıklarını böylesi farklı yöntemler kullanarak elde etmeye çalışacaklar. Müslüman ülke yönetimleri ve işadamları ise uyanıncaya kadar yine iş işten geçmiş olacak, anlayacağınız.
AFGANİSTAN İSLAM EMİRLİĞİ ALEYHİNDEKİ PROPAGANDA VE DEZENFORMASYON
Görünen o ki ABD, 20 yıllık işgalle yakıp yıktığı ülkede oluşturduğu devlet sistemi, kurduğu ordu ve kukla kişilikler ile yürüttüğü çarkının yirmi günde alt üst olmasının şokunu atlatabilmiş değil. Uluslararası kamuoyu Taliban’ın açıkladığı Şeriatla yönetilecek İslam Emirliği’nin nasıl bir yönetim modeli ortaya koyacağını merak ederken batı ve batı endeksli medya, algı operasyonuna başlamış bile. Yapılan dezenformasyon haberlerde; Taliban’ın kapsamlı bir hükümetten yana olmadığı, cinayetlere başladığı, kadınların çalıştırılmayacağı, eğitim haklarının ellerinden alındığı, kadınların sadece burka ile dışarı çıkabilecekleri, yanlarında bir erkek olmadan dışarı çıkamayacakları şeklinde sıralanan düzinelerce yalan haberler...
İki haftalık Afganistan mesaimizde dolaştığımız şehirlerde karşılaştığımız manzara hiç de öyle değil. Evet, çıplak dolaşan bayanlar yok. Ancak burka ve çarşafla birlikte çoğunluk yüzün açık olduğu manto türü kıyafet giyiyor. Bununla birlikte Mezar-ı Şerif’te, başkent Kabil’de saçlarının ön kısmı yarıya kadar açık olan bayanların sayısı azımsanmayacak çoğunlukta ve kimsenin de karıştığı yok.
Mesela Batılı medyanın en çok öne çıkardığı dezenformasyon haberlerden biri, bir önceki yönetimde çalışan 250 hakim ve savcı kadının hayatının büyük tehlikede olduğu, ülke içerisine hapsolundukları ve dışarı çıkamadıkları, çıktıkları gibi öldürülecekleri havası estiriliyor. Ancak görüştüğümüz İslam Emirliği yetkilileri ve resmi görevde olmayan kişiliklerin ifadesi aynen şöyle; “Biz geldiğimiz gibi genel af ilan ettik. Bu genel af kapsamında bize kurşun sıkan, bizden birilerini şehid eden, ihanet eden, karşımızda duran vesaire kim varsa herkesi affettik. Biz bize kurşun sıkarak bizi öldürenleri affetmişken bir önceki yönetimde görev yapan ve üstelik kadın olan insanları mı tehdit edecek veya öldürmeye teşebbüs edeceğiz?” Yani anlayacağınız yalanın bini bir para... O yüzden çıkan haberlerin kaynağının kim veya kimler olduğu çok önemli.
Görüştüğümüz İslam Emirliği Sözcüsü Zabihullah Mücahid’in belirttiği gibi yaptığımız gözlemde şuan geçici hükümette ve alt kurullarında ülkenin tüm renkleri Özbek, Tacik, Türkmen ve Hazaralarla karşılaşmak mümkün. Ve kurulacak kapsamlı hükümette de sadece Peştunların değil, tüm kesimlerin kendini içinde bulacağı yeni bir yönetim kuracaklarını ısrarla deklare ediyorlar. Biz de izleyip göreceğiz.
Sözcü Mücahid’le görüşmemizde kendileriyle yapılan röportajların daha sonra çarpıtılarak verildiğini ve dünya kamuoyunun yanıltıldığını söyleyerek üstüne basa basa ifade ettiği; bizi dünyaya doğru anlatın ısrarını şimdi daha iyi anlıyorum.
AFGANİSTAN’IN DEVREDEN ENKAZI KALDIRMA VE YENİDEN YAPILANMA ÇABALARI
Eksikler çok elbette. Emniyetin sağlandığı ülke çapında halkta bir rahatlama olmakla birlikte on yıllardır süren işgal ve çatışmaların silinmeyen kötü hatıraları yine de genel anlamda tedirginliklerini giderebilmiş değil. İlan edilen İslam Emirliği ise daha yolun başında ve kurulan geçici hükümet yirmi yıllık işgal ve önceki hükümetlerin enkazını kaldırmanın hesapları içerisinde. Ancak amacı; Afganistan’ın, petrol, linyit, elmas, altın ve daha birçok zenginliğini çalmak olan ve çalan Amerikan önderliğindeki batılı ülkeler Afganistan’ı adeta taş devrine çevirmiş durumda. Sömürgeci işgalciler; barajların, fabrikaların, sanayinin olmasına izin vermediği, yapıların eski olduğu gelişmemiş şehirler, eğitimde çok geride kalan, fakirleşen ve sürekli dışa bağımlı bir hayat süren bir halk bıraktı geride. Yani zor bir süreç olacak.
Çünkü Taliban’ın büyük zafer elde ederek ülkenin kontrolünü ele geçirdikten sonra ilan ettiği İslam Emirliği’nin karşılaştığı ağır devlet yükü yavaş yavaş kendini hissettiriyor. Düzenli bir ordu yok, polis gücü yok, sistemi işletecek yeteri derecede ehil memur ve bürokrat yok. En önemlisi de çalınan zenginlikler, el konulan ülkenin varlıkları ve devletin boşaltılan tüm kasaları, işlerin çok ağır yürümesine sebep oluyor. Kurulan geçici hükümetin kurulacak kapsamlı bir hükümetle devam ettirileceği söylemine rağmen ne komşu ülkeler ne de Birleşmiş Milletler’den bir resmi tanımanın daha gelmemiş olması ülkenin yeni sahiplerinin canını sıksa da görüştüğümüz resmi veya gayriresmi isimler, yirmi yıl uğruna savaş verdikleri İslami yönetimin dünyaca tanınsa da işletileceğini, tanınmasa da işletileceğini söylüyor.