• DOLAR 34.66
  • EURO 36.38
  • ALTIN 2933.56
  • ...

Trump, yakın zamanda yüzyılın anlaşması sinsi planını açıklayacakmış! Planın detayları ise İslam ümmetinin nabzını ölçmesi için siyonist Netanyahu’ya yakın HaYom gazetesinde yayınlandı. Sözde plana göre iki devletli bir çözüm sunuluyor ancak aslında Filistin’in kalan topraklarını da işgal etmenin büyük bir çabasını net bir şekilde sezebiliyorsunuz.

Anlaşmanın işgalci israil, FKÖ ve HAMAS arasında yapılacağı belirtiliyor. Lakin HAMAS’ı “terör listesinden indirmeyen Amerika nasıl oluyor da HAMAS’ı anlaşabileceği bir taraf olarak görüyor sorusunun cevabı, yine bir hinlik barındırıyor. Evanjelist siyonist aklın idaresindeki Amerika, anlaşmanın vicdanlı hiç kimsenin kabul edilebilir göremeyeceği maddelerini HAMAS’ın ya da Filistin İslami Cihad Hareketi’nin kabul etmemesi halinde bu iki hareketin liderlerini sorumlu tutarak Filistin devletinin önündeki engeller olarak gösterecek. Ve Gazze’ye yönelik işgalci israil saldırılarını açıktan desteklemeyi şimdiden meşru hale getirmenin ön hazırlığını yapmış olacak.    

İşgal rejiminin Batı Yaka’da habire yerleşim yerleri inşa etmesinin sebebini de bu sözde anlaşmanın ikinci metninde geçen ibare çok daha iyi anlatıyor.

Siyonist anlaşma ne diyor bakalım; “Bugünkü yerleşim blokları, İsrail’in elinde kalacak ve birkaç yerleşim birliği ile birleştirilecek. Blokların alanları, kendilerine eklenecek izole edilmiş yerleşim yerlerine göre büyüyecek.”

Muğlak ve ucu açık madde şu demek oluyor; işgalcinin resmi rakamlarına göre Batı Yaka’da 156 Yahudi Yerleşim birimi var. Birbirlerinden ayrı ve bağımsız olan bu yerleşim birimlerinde 400 binin üzerinde Yahudi yaşıyor. Sözde anlaşmaya göre bu ayrı duran yerleşim birimleri birleştirilecek. Peki nasıl olacak bu? Yapılacak yeni yollar ve bu yolların arasındaki topraklar da bu yerleşim yerlerine eklenerek matematiksel hesaplar ve harita üzeri siyonist planla Batı Yaka da işgal rejiminin toprakları arasına katılmış olacak! 

Sözde anlaşmaya göre siyonist şebeklerin, Kudüs için düşündükleri ise bugün itibariyle iki tarafın sahip olduğu topraklar kendilerinde kalacak şekilde ancak Kudüs belediyesi yine siyonistlerin işletmesinde olacak. Filistin devleti vergi, su ücretini işgalci israile ödeyecek. Sen gel işgal et, yüzyıldır katlet, 71 yıldır gasp et, sürgün et. Sonra da haraca bağlayarak iki devletli formülü kabule yanaş görün. Yok böyle bir cambazlık!

Mukayese etmek için bir örnek mesela; sızdırılan anlaşma, Batı Şeria’da Taberiye gölü ile Ölü Deniz arasında bulunan 105 kilometre uzunluğundaki yıl boyu ürün alınabilen en verimli araziyi siyonist işgalciye ayırıyor. Ancak Gazze’ye düşünülen fabrikalar ve havaalanı için bile Filistin toprağı bırakmadıklarından Mısır’dan verimsiz Sina topraklarını kiralamasına izin vereceklerini taahhüt ediyor. Ne büyük bir lütuf! değil mi?..

Yüzyılın anlaşması sinsi planına göre kurulacak Filistin devletinin ordu kurmasına da gerek kalmayacakmış! Hafif silahlı polisler yeterli olacakmış! İşgalcinin ordusu zaten varmış, ikinci bir ordu kurmaya gerek yokmuş! Şuana kadar katliamlar yapan siyonist israil, işgal ettiği topraklarla birlikte, kurulacak Filistin devletini de koruyacakmış! Tabi öyle bedava değil yani, ücretle. Ücret dediysek korkmaya gerek yok, tüm masrafları körfez ülkeleri karşılayacakmış!

Dünya kamuoyunu öyle bir alıştırma kandırmacayla inandırmaya çalışıyorlar ki sanırsınız geniş toprakları, ordusu, şehirleri Kudüs’ü, Mescid-i Aksa ve daha birçok değeriyle bağımsız bir Filistin devleti kurulacak. Maalesef şeytanca planla kalan Filistin topraklarının da bir kısmını daha gaspederek siyonist israilin eline bakan, ordusuz, etkisiz kâğıt üzerinde bir Filistin devleti hayalini kuruyorlar.

Tüm dünya biliyor ki işgalci israilin Filistin topraklarını adım adım gasp ederken Arz-ı Mev’ud hayalini de gerçekleştirmenin plan ve yer yer icrasını gerçekleştirmekten geri durmadığını. Böylesi büyük! İsrail hesaplarını yapan siyonist rejim, adil bir hakemin ortaya koyacağı iki devletli çözümü kabul eder mi sanırsınız? Elbette ki hayır! Ancak işgalcinin hamisi Amerika’yla birlikte hazırladıkları sözde yüzyılın anlaşmasının zaten Filistin davasına sahip çıkan direniş hareketleri tarafından kabul edilmeyeceğini bildikleri için dünya kamuoyuna ‘İşte bak, biz altın tepside Filistin devleti sunuyoruz ama bunlar kabul etmiyor’ diyerek direniş hareketlerini Filistin halkının gözünden düşürmeyi ve dünya devletleri nezdinde itibarsızlaştırmayı planlıyorlar.

Ama ne yaparlarsa yapsınlar hazırladıkları sinsi planları hiçbir zaman tutmayacak ve evanjelist siyonistlerce hazırlanan anlaşmalar kabul görmeyecektir.

Mazlum ve mustazafların hamisi Allah (c.c.) Âl-i İmrân Suresi 54. Ayette şöyle buyuruyor: “Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.”

Filistin davası Filistinlilerin olduğu kadar tüm dünya Müslümanlarının ortak davasıdır. Kudüs bir bütün olarak Filistin’in başkentidir. İşgal edilmiş tüm topraklar, Filistin’i canları ve kanları pahasına savunan Filistin halkına aittir. Değil yüzyıl, binyıl da geçse bu gerçek değişmeyecektir.