Amerika ve zalimler neden sevilsin?
"Barışın genişletilmesinin önündeki en büyük engel bugün çevremizdeki ülkelerin liderleri değil. Bu engel Arap sokağındaki kamuoyundan kaynaklanıyor… Arap kamuoyu, İsrail'in çarpıtılmış ve yanıltıcı bir şekilde sunulması neticesinde oluşturulmuştur…`
Bu sözler, Siyonist başbakan Netenyahu`ya aittir. On gün önce 22 Kasım`da Siyonist parlamento Knesset`te bu itiraflarda bulundu.
Yine aynı tarihlerde israil Enerji Bakanı Yuval Steinitz, ordu radyosuna yaptığı açıklamada ülkesinin diplomatik ilişkisi bulunmayan Suudi Arabistan ile "İran'a karşı" gizlice iletişim kurduğunu belirtirken, bu iletişimin neden gizli tutulduğu yönündeki soru üzerine, "Bizim birçok Müslüman ve Arap ülkesiyle kısmen gizli bağlantılarımız var ve genellikle bu bağlantıdan utanan biz değiliz. Bu ilişkilerin gizli tutulmasını isteyen karşı taraflar. Bizim için sorun değil, ancak karşı tarafın isteğine saygı gösteriyoruz. Bu nedenle gizli tutuyoruz" ifadelerini kullandı.
Yine bir araştırma şirketinin halkların ABD`den nefret oranını öğrenmek için 2 yıl önce yaptığı bir araştırmada şu sonuçlar ortaya çıkmıştır.
Amerika'ya en olumsuz bakan ülkelerin başında yüzde 85'lik oranla Mısır ve Ürdün,
Yüzde 78'le 3. Sırada Türkiye,
Yüzde 66 ile Filistin 4. sırada
Yüzde 63 ile Yunanistan 5. sırada
Yüzde 59 ile Pakistan 6. sırada
Yüzde 57 ile Lübnan 7. Sırada yer almaktadır.
Bütün bu bilgileri sıralamamın nedeni, her şeye rağmen zalim ve emperyalistlerin sevilmediğinin kendi dillerinden itiraf edilmesidir.
…
Dünyada en fazla basın ve medya iletişim araçlarını, sosyal medya ve interneti, film sektörünü elinde bulunduran ve bunları denetleyen Amerika ve Yahudilerdir. Bütün bu iletişim kanallarını doğru ve gerçeği dünya halklarına göstermek için değil, kendi menfaat ve çıkarlarını korumak, kirli ve karanlık yüzlerini gizlemek için kullanmaktalar.
Devasa bütçe ve ekipmanlarla yürüttükleri bu çalışmanın tek bir amacı vardır. Yaptıkları zulüm, katliam ve işgalleri; barış, adalet, insan hakları ve halkları özgürleştirme adına yaptıkları yalanını insanların beynine enjekte etmeye çalışmak. Ama bütün bunlara rağmen halkların sempatisini ve beğenisini kazanamamaktadırlar.
İşgal ettikleri, onlarca yıldır başlarına kendi kukla ve uşaklarını getirttikleri ülkelerde dahi sevilmemekte, aksine nefret edilmekteler. Suudi Arabistan ve Siyonistlerle ilişki içerisinde olan diğer ülkelerin yöneticileri dahi bu ilişkilerinin ortaya çıkmasını istememekte, gizlenmesi için çaba göstermektedir. Onlar dahi nasıl bir iğrençlik içerisinde olduklarını, bunun hesabını halka veremeyeceklerinin korku ve endişesini yaşamaktalar.
Halka dayanmayan, halktan ve haktan gücünü almayan tüm rejim ve zalimler yıkılmaya, yok olmaya mahkûmdurlar. Bu Amerika da olsa, siyonizm de olsa, farklı isimlerde zalim ve rejimler de olsalar fark etmez.
İslam dini dünyaya yayılırken, halklar fevç fevç Allah`ın dinine koşarken, bu baskı ile güç ve kuvvet ile salt yöneticilerin Müslüman olmasıyla gerçekleşmemiştir. Aksine, tabandan ve dipten gelen dalgalarla, topraktan önce gönüllerin fethiyle olmuştur. Zalim ve tağutların yıkılması, temellerini halka ve hakka dayandıran mazlumların fedakârlık ve başkaldırısıyla olmuştur. Kan, kılıca galebe çalmıştır.
Amerika ve diğer emperyalistler halkların gönlünü kazanmak için, yöneticilerin aleni bir şekilde kendileriyle ilişkiye geçmelerini istiyor ve kendilerine olan nefret oranını azaltmak istiyorlarsa; yaptıkları katliam ve işgallere son vermeli, ellerindeki güç ve kuvveti halkların iki dünya saadeti için harcamalıdırlar. Yoksa diğer zalim ve despotların hazin sonlarını yaşamaktan kendilerini kurtaramayacaklardır.