• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...

Cemal ed-Durra, siyonist işgalcinin Filistin topraklarını işgal etmesiyle mülteci durumuna düşer ve El-Bureyc Mülteci Kampında yaşamaya başlar. 1989’da bir oğlu olur ve ismini Muhammed koyar. Muhammed, kampta bulunan okulda öğrenime başlar. Siyonist işgal ve zulmü aynelyakin yaşar.

Baba Cemal, 30 Eylül 2000’de oğluyla birlikte araba almak için Gazze’deki oto pazarına gider. İstedikleri arabayı bulamayınca eve dönmek üzere yola çıkarlar.

 Gazze Şeridi'nde bulunan Nitzarim Yahudi yerleşim birimi yakınlarındaki Selahaddin Caddesi'ne vardıklarında, işgalci askerlerin yoğun mermi ateşiyle karşılaşırlar. Baba, kendisini ve oğlunu korumak için bir beton blokun arkasına sığınır. Oğlunu kurşunlardan korumak için kendini ona siper eder.  O anda kameralar saniye saniye olayı kayıt altına almaktadır.

işgalci askerler, baba ve oğlu gördükleri ve bağrışmalarını duydukları halde ateş etmeye devam ederler. Baba, elinden ve ayağından vurulur, kendisini siper ettiği oğlu Muhammed ise sağ bacağından  ve karnından vurulur. Baba yaralı olarak kurtulur ama oğlu, gözleri önünde şehit olur.

Anne, Âmâl Durre, olayı televizyonda canlı olarak izlemiştir. Ve o anları sonradan şöyle ifade eder.

"Bu haberle yıkılmıştım, oğlum televizyon ekranında gözümün önünde şehit oluyordu. Muhammed soğukkanlı bir şekilde mazlumca öldürüldü."

Fransa'nın "France 2" kanalından canlı yayınlanan olaydan 12 yıl sonra, dönemin İsrail Savunma Bakanı Moşe Yalon başkanlığında kurulan soruşturma komisyonunun hazırladığı raporda, söz konusu olayın "uydurma" ve İsrail askerlerinin de "suçsuz" olduğu, hatta daha ileri gidilerek  Muhammed Durra'nın ölmediği hatta yaralanmadığı ve hayatını sürdürdüğü savunularak, "Dünyanın izlediği video, tamamen bir fabrikasyon ürünüydü ve cinayeti kanıtlamıyor" diye raporlara geçer. (AA)

‘Zulüm bizdense ben bizden değilim’ Rachel Corrie…

Rachel Aliene Corrie, ne Filistinli ne Arap ne de Müslümandır. ISM - International Solidarity Movement-Uluslararası Dayanışma Örgütü gönüllüsü ABD'li bir barış aktivistidir.

Refah-Olympia kardeş şehir projesi kapsamında Gazze'ye gönüllü olarak gider. Bu esnada Filistin topraklarında “İkinci İntifada” sürmektedir.

Gazze'deyken siyonist İşgal Ordusu'nun Filistinlilerin evlerinin yıkılmasına şiddet dışı eylemlerle engel olmaya çalışan ISM aktivistleriyle tanışır. 

16 Mart 2003 tarihinde Filistinlilerin evlerini yıkmaya çalışan 2 siyonist buldozerlerine karşı 8 ISM aktivistiyle birlikte barışçıl bir şekilde engel olmaya çalışırlar.  Üzerinde parlak , fosforlu, turuncu bir yelek vardır ve megafon kullanıyordur.

Buldozeri kullanan Siyonist asker, kasten ve bilinçli olarak bir defa değil iki defa üzerinden geçerek Corrie’yi ezer. Kafatası kırılır, kaburgaları parçalanır, akciğeri delinir ve oracıkta ölür.

Siyonistlerin kurmuş olduğu 2003 ve 2012’deki iki ayrı soruşturmada olayın bir kaza olduğu ve operatörün Corrie'yi görmediği iddia edilerek dünya kamuoyu ile adeta dalga geçilir.

 

Şirin Ebu Akile

Şirin Ebu Akile, Beytüllahimli Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak 1971’de Kudüs’de dünyaya gelmiştir.  1997 yılından beri  Al Jazeera kanalında Filistin’in saha muhabiri olarak çalışmaktadır.

Siyonist işgali, yıkımlarını, zulüm ve katlettiği insanların cenaze törenlerini özellikle haberleştirmektedir.

11 Mayıs 2022 tarihinde Batı Şeria bölgesinde bulunan Cenin'de siyonist askerlerin yıkım ve saldırılarını haberleştirmek için sahadadır. Üzerinde büyük harflerle ‘Press-Basın’ yazan yeleği ve başında kaskı vardır. Hemen yanında diğer basın mensupları vardır. Siyonist keskin nişancılar da bölgededir. Siyonist katiller bilinçli ve nişan alarak onu boynundan tek kurşunla vururlar. 51 yaşında olan Şirin, hemen orada hayatını kaybeder.

Siyonistler, her zaman yaptıkları gibi Akile’yi öldüren kurşunun kendilerine ait olmadığını iddia ettiler. Şirin’i öldürmek yetmemiş gibi bölgeyi giriş ve çıkışlara kapatarak cenazeye katılmak isteyenlere izin verilmedi. Cenazeye katılanlara cop, plastik mermi ve ses bombalarıyla saldırırdılar. Öyle ki saldırılar sonucu cenazenin içinde olduğu tabut omuzlardan yere düştü.

Bu üç hikaye, siyonistlerin katlettiği binlerce çocuk, kadın, masumlardan sadece üç tanesi. Bunun gibi binlerce acıklı ve yürek burkan hikaye vardır.

Siyonistler, sadece Filistinliler, Araplar ve Müslümanlar için değil bütün din mensupları ve insanlık  için bir düşman ve en büyük tehdittir. Hatta Yahudiler için dahi bir tehlikedir.
Kudüs, Filistin ve bütün insanlık ancak Müslümanların İslam adaletine dayalı yönetimiyle huzur bulur, sükunete kavuşur. Tarih buna şahittir. İnşallah günümüz de buna şahitlik edecektir…