Siyaset ve Gazze
Seçimde AK Parti’nin hayal kırıklığı yaşamasının nedenlerinden biri de Gazze işgaline karşı ekonomik duyarsızlığın siyasi politika malzemesi olmasıydı. Biraz geç ve acı bir gerçeğin yaşanmasından sonra ihracata yönelik bazı kısıtlamaların yapıldığına dair söylemler, elbette geç kalmış adımlar olarak yorumlandı.
Şimdi ise birtakım girişimlerde bulunmak için çeşitli açıklamalar yapılsa da göze gelen ya da dişe dokunan bir gelişme ortaya konulamıyor. Bakıyorsun AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zeybekçi, soykırımcı israile bir koyup altı aldıkları için ticaret başka işgal başka türünden akıl almaz açıklamalar yapıyor. ‘Bebek katilini kınayalım ama…’ diyebiliyor. Adam hala işin ciddiyetinin farkında değil. Kendilerine kaybettiren nedenin aslı bu ve buna yakın açıklamalar olduğunu unutmuşlar.
Geçen gün Ümraniye’de bir ilkokuldaki çocuklar, boykot malı olan bir dondurma markasının aracını okul bahçesinde boykot etmişlerdi. Galiba AK Parti’nin ve Zeybekçi gibilerin bu çocuklardan alacakları çok dersler var. Kıyası bile işgalciye yaklaşım açısından mümkün değil.
Soykırıma karşı duyarsızlaşan bir siyasetin bedelinin ağır olması, kendi potasında değerlendirilmesi gereken başlıca bir sorundur. Yeni ve acil yaklaşımlar geliştirilmeli diye düşündükçe Heniye’nin Erdoğan ile görüşeceğine dair haberler gördük. En son ne zaman görüşüldü diye hatırlamaya çalıştımsa da bu görüşmenin yeni adımlar için başlangıç olabilmesi adına kendimce ümit besledim.
Umarım patavatsız açıklamalar bir yana bırakılır ve bundan sonra düzgün bir Gazze politikası uygulanmaya konulur. Yapılanlar ise Türkiye Müslümanları açısından yeterli görülen kabul derecesindeki gayretler değil. Özellikle İslamî duyarlılığı olan vatandaşlar ya da Türkiye’ye sığınmış bulunan Filistinliler ve Araplar açısından yapılanlar, Erdoğan’a yakıştırılamayacak derece güçsüz yaklaşımlardır. Sanki bir “One Miniut” gibi ses çıkaran bir yaklaşım bekleniyor.
Gazze için yapılacak olanların Müslüman halkın isteği olduğu gerçeğinden yola çıkarak esirgenmemesi ve desteklenerek devam etmesi talebi, güçlendirilmelidir. Bir zamanlar Suriyeli muhacirlere her şartta ensar olan yaklaşım, Filistinli kardeşlerimize yardımı da aynı himaye ve aynı koruma refleksiyle uygulandığında bu, yerin de göğün de hoşuna giden bir tavır olacaktır.
Hatırlayalım ki Afrika’nın bilinmeyen bir köyünden çocuklar ve halk tarafından yapılan dualar, o yardımlar sayesinde idi. Kim bilir soykırıma tavır koymak, açık gizli yardım etmek, desteklemek, uluslar arası alanda Filistin’e sahip çıkmak beraberinde nice dualar getirecektir. Mazlumların duası ile Yüce Allah arasında perde olmadığını herkes bilir.