“O’nu Oku O’nu Yaşa!”
Sanatçıların, futbolcuların ve meşhurların rol model olarak karşımıza dikildiği farklı bir zamandayız.
Rol model olan kişilerin ebeveynlere nazaran aile ve çocuklara daha çok etki ettiğini unutmayalım.
Saç modellerinden giyim kuşama, konuşma tarzından ahlak ve edebe, hemen her alanda ne örfümüze ne de kültürümüze uygunluk kalmadı.
Sorumsuzluk, bu rol modellerin aşıladığı en yaygın hastalık.
Beğenip bu ahlakı yayma objesi olan ebeveynlerin aynı derecede yeni nesilden şikâyet etmenin tezatı içindeyiz.
Bize ait bir yaşam tarzı yok mu?
Neden sanatçımız, futbolcumuz ve meşhurlarımız örfümüz ve kültürümüzle barışık değil?
Dönüş yapıp namaza başlayan genç bir kız sanatçımız, arkadaşlarının ya namazı ya da sanatı seçmesi gerektiğini söylemişti.
Demek ki rol modellerin namazsız, niyazsız ve inancımızı çağrıştıran her şeyden uzak olması gerekiyormuş.
Bu; kompleks değil, eğitim sorunu olsa gerek.
Verilen eğitim dinden uzak olup laik/seküler olunca, din ve onunla şekillenen örf, uzak kalıyor.
---
Bununla mücadele eden bir kurumumuz, yüzyıllardır rol model olan ve hayatta örnek almamız gereken en büyük kişiliği yani sevgili peygamberimizi tanıtıyor: Peygamber Sevdalıları Vakfı!
Örnek bir ebeveyn, iyi bir eğitici, komutan/fatih, sorumlu birey ve tüccardı sevgili efendimiz.
Dürüst, vefalı, merhametli, sözüne sadık, emanet ehli/güvenilir, cesaretli ve ilgili idi.
Yerdekiler ve göktekilerin övdüğü özellikler sahibi peygamberimiz, her açıdan rol model olmanın zirvesinde bir kişiliktir.
Aile ve çocuk eğitimi açısından tutun da sosyal ve beşerî ilişkilerde insan-ı kamildir.
Müslüman bireyler olarak O’nu tanımamanın eksikliğini her açıdan toplumumuzda duyuyoruz.
Tanımadığımız peygamberimizin hayatımızda yer almasına izin de vermiyoruz.
Tanısaydık yalandan, güvenden, vefasızlıktan ve emanet ehli olamamaktan şikâyet eder miydik?
Çocuklarımızın rol model aldıklarının özellikleri, sevgili peygamberimizin özellikleri karşısında sönük kalması gözümüze gelmiyor.
Adının Demir veya Kaya olması, işini hile ve rüşvetle yapması, namazı ve niyazı ötelemesi, anne-babaya saygıyı bilmemesi bizi içten içe düşündürse de rahatsız etmiyor artık.
Örneklerin örneğinin peygamber olması, işimize gelmiyor galiba.
Böyle bir Müslüman yaklaşımı sorumsuzluğu beraberinde getiriyorsa şikâyetimiz kime?
Buna engel olmayı kendine vazife edinen Peygamber Sevdalıları Vakfından bahsediyorum.
O’nu okumayı ve O’nu tanımayı “O’NU OKU O’NU YAŞA!” sloganıyla her yıl düzenlediği siyer yarışmasına bizleri davet ediyor.
Okudukça tanımayı ve yaşamayı ancak bu sınavlarla anlayacağız.
İnsanlığı vahye uydurma projesi olan Siyer ile ilgili yarışma için şu linke tıklayabiliriz: https://www.peygambersevdalilari.com/wp/siyer-yarismasi/