• DOLAR 34.553
  • EURO 35.986
  • ALTIN 3002.632
  • ...

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, son günlerde bir galeyana gelmiş ki sormayın.

Akdeniz’de Yunanistan’a destek vermekten tutun da uçak gemisini yola revan etmeye kadar elinden geleni ardına koymuyor.

Neymiş, Libya’da eskisi gibi söz hakkı yokmuş.

Hatta tüm bunların altında Erdoğan’ı gördüğü için yetinmeyip türkü yakmış diyecektim ki; aklıma geldiği kadarıyla Türkçe bir Twit atmış.

Ne gayretli biri diyecektim ki, birden hatırlayıverdim.

Acaba gerçekten böyle mi dedim kendi kendime?

Avrupa Birliğinin her zaman başı; Almanya, yani Markel’dir.

Markel, partisinin başından ayrılacağı için yeni aday seçilmeye çalışılıyor.

Markel, sessiz olunca ve iç işleriyle uğraşınca prestij kaybına uğramış olan Macron, birdenbire AB’nin başı olma sevdasına mı kapıldı?

Olamaz mı?

Olur, olur!

Fransa ve Almanya arasında süregelen tarihi bir rekabet, bundan sonra da devam edecek, kendini fırsat buldukça gösterecektir.

Sadece Fransa’nın unuttuğu şey Almanya’nın, kapı anahtarının sahibi olmasıdır.

Üsküdar, Türkiye’de olsa da at Almanya’dadır.

***

Hindistan ve Pakistan arasında yıllardan beri süregelen Cammu Keşmir meselesi, bir şekilde sürekli gündeme geliyor.

Zulüm sürdükçe de devam edecek herhalde.

İngilizlerin gittikleri her yerde sözde çekilmeleri hep sorun bırakan çekilmeler olmuş.

Şu anda Hindistan, 18 Temmuz'da burada 3 sivilin öldürülmesini kabul etmiş.

Kendi güvenlik güçlerinin sorumlu olduğunu inkâr etmemiş.

Bu, aslında bir erdem değil. İnsan öldürmenin hele de yanlış öldürmenin özrü, fazilet olarak algılanmamalıdır.

Sadece bu itiraf, saklamanın mümkün olmadığı yerde geçerlidir.

Mızrağın çuvala sığmadığı suçlarda, kim bilir daha boyutu ne derece olan diğer cinayetlerini örtmek adınadır.

Hani uyuşturucu çeteleri, asıl büyük partiyi kontrol noktasından geçirmeden küçük bir parçasını yakalatıp büyük partiyi geçirirler ya.

Üstü örtülen, kaç cinayet; kaç mazlum Müslüman vardır Allah bilir!

**

BAE ve Bahreyn, işgalci israili siyasi ve diplomatik olarak tanıdıklarını, her türlü ilişkiye açık olduklarını dünyaya ABD gölgesinde imzaladılar.

Halklarının bu konuda onlar gibi düşünmediklerini hepimiz biliyoruz.

Ancak ABD yalakacılığı bugüne dek gizlice yapılanın bundan sonra açıkça yapılacağı anlamına gelmesi nedeniyle, hayra inkılap edeceğine inanıyoruz.

Saflar netleştikçe halklar da olanları görüyor.

Kim bilir 5-10 yıl içinde bu yeni nesil hainlerin yerinde yeller eser.

Takdir ederse Allah Teala, kim ne yapabilir ki?

Nedense aklıma bir İzlanda atasözü geldi:

“Öküz çektiği yükü değil, torbasına konan yemi düşünür.”

**

İşgalci israilde pandemi süreci, İtalya’ya dönmüş durumdaymış.

Doktor ve sağlıkçıları tükenmişmiş.

Hani içimden gelmiyor değil.

Diyesim o ki; Allah sizi Filistinli doktorlara muhtaç etsin.

Fakat emin olun yine de adaletten ve merhametten vazgeçmeyecekler.

Dünyanın sorunları ve siyaseti, kim bilir daha nelere gebedir. Mandela’nın dediği gibi: “Büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey, daha aşılacak çok tepelerin olduğudur.”

Yazarın Diğer Yazıları