• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Görüldüğü gibi bireyler olarak biz tıkandık, çaresiz kaldık.

Bu ülkede yaşayan Müslüman fertler, cemaatler ve sivil toplum kuruluşları olarak sekiz aydan fazla süren katliam karşısında çaresiz kaldığımızı itiraf ediyoruz, istenilen düzeyde olmasa da boykot ve protesto etkinliklerimizin kuduz Siyonistleri durdurmadığını gördük.

Bireyler olarak başta boykot ve gösteriler olmak üzere elbette elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz, inanıyoruz ki Rabbimiz bunların hiç birini zayi etmeyecektir.

Fakat bütün bunlara rağmen Siyonist terör çetesi hunharca katliamlarını durdurmadığı gibi Refah saldırılarıyla yeni bir merhaleye geçmiş durumda, içimiz içimize sığmıyor, isyan ediyoruz!

Şimdi bu noktada samimi olarak Türkiye devletine, yöneticilerine ve özellikle Sayın Cumhurbaşkanına soruyoruz;

Devletin yapabileceği bir şey yok mudur? Şu iğrenç katliamı durduracak bir imkâna sahip değil midir?

Tamam, halkı Müslüman olan diğer ülke yöneticileriyle kıyaslandığında sesi en fazla çıkan ülke olduğunu, onlardan fazla şeyler yapıldığını biliyoruz, görüyoruz, verilen diplomasi mücadelenizi izliyoruz, sizi hiçbir şey yapmamakla itham etmiyoruz.

Ama sizin de gördüğünüz gibi bütün bunlar Siyonist kâfirleri hiç mi hiç etkilemiyor, daha da azgınlaştırıyor.

Türkiye devleti olarak çaresizliğimizin sebeplerini, elimizi kolumuzu bağlayan şeylerin neler olduğunu bilmek istiyoruz. Etkin bir şekilde ayağa kalkıldığı zaman elbette bunun karşılığında bir takım bedeller ödenecektir. Üslerin kapatılması, hava sahasının, limanların kapatılması ve Siyonist terör devletiyle ilişkinin tamamen kesilmesi durumunda bunların ne kadar etkili olacağına ve Türkiye’ye kaça mal olacağını bilmek istiyoruz.

Şunu lütfen kabul edin, şu ana kadar yapılanlarla bir yere varılmadığına göre şu an itibariyle mutlaka ve mutlaka yapılmamış şeyler yapılmalıdır!

Dünkü söylediğimizi bir daha söyleyelim; Kaplumbağa kafasını dışarı çıkardığında risk alır, ama kaplumbağa kafasını dışarı çıkardığında yürüyebilir, mesafe alabilir.

Türkiye, devlet olarak risk almalıdır. Bireyler olarak biz bu riske ortak olmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz.

Unutmayalım ki bu hunhar katliamı durdurmak, alınacak bütün risklere ve ödenecek bütün bedellere değer.

Selam ve dua ile!