• DOLAR 34.645
  • EURO 36.384
  • ALTIN 2912.043
  • ...

Bu konuda bir şeyler söylemenin erken olduğu iddia edilebilir. Sapkın moruk herifin arada bir “çekiliyoruz, çekileceğiz” sözlerinin inandırıcı olmadığı, hatta Suriye’deki bazı gözlem noktalardan fiilen çekilmesinin bile kimseyi aldatmaması gerektiği söylenebilir.

Fakat artık şunu herkes kabullenmelidir ki, Amerika bu coğrafyada daimi değildir, gidiciliği ucundan da olsa görünmüştür, bunun arkası kesinlikle gelecektir.

Artık bugünden sonra birileri hesaplarını Amerika’sız günlere göre yapmalıdır.

Zaten varken ne yapabildiği de yavaş yavaş günışığına çıkmaya başladı, bu günlerde çok daha iyi anlaşılıyor artık.

Varlığını Amerika’nın varlığına borçlu olduğunu zannedenler bugünlerde hayatlarının en büyük şokunu yaşamaktadırlar.

“Sizi ben koruyorum, ben olmasam tahtınızda iki hafta bile kalamazsınız” ifşasının ne kadar fos bir iddia olduğu Aramco fiyaskosuyla iflas etmiş durumda. Başta Suud hanedanı olmak üzere körfezdeki beyefendiler yaslandıkları duvarın sadece bir örümcek ağı, yani yuvaların en çürüğü olduğunu anlamış durumdalar. Bu arada olan, ümmetin akıp giden kanı ve yeraltı kaynaklarına olmuştur.

Şunu bir anlamalıydı ilgililer; Amerika’nın düşmanı olmaktansa Amerika’nın dostu olmaktan Allah’a sığınılmalıydı. Çünkü Amerika asıl dost olduklarının kanını emiyor, anasını ağlatıyordu.

Yaşadığımız şu coğrafyaya bir bakar mısınız; Amerika kime yâr olmuş, yanında olduklarından kim iflah olmuştur?

Son olarak Pkk/YPG’lilerin “Amerika bizi sırtımızdan bıçakladı” çığlıklarında görüyoruz.

Siyonist terör rejiminden başka kimi yüzüstü bırakmamış ki? Fakat aynı akıbetin yakınlarda kendi başına da geleceğinin farkına varan terör devleti de bunun farkındadır. Yani Amerika kendisinden on bin küsur kilometre uzaklarda böylesine yoğun ve pahalı bir maliyetle varlığını sürdüremeyeceğini kabullenmiş durumdadır.

Ha, az kalsın unutuyorduk, bu ülke içinde sırtını Amerika’ya dayayarak yaşayan birilerine de Amerika’sız günlere hazırlıklı olmalarını tavsiye ederiz. Artık dümenlerini Rusya’ya mı kırarlar, Çin’e mi bilmeyiz. Ama bildiğimiz bir şey var ki, illa ki dışarıya bağımlı yaşamaya alışanların, alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçemeyecekleri gerçeğidir.