Müslümanın yaşantısı
Allah`ın adıyla
Etrafımıza baktığımızda, çok çeşitli insan tiplerini görürüz. Her biri bir uğraş içinde ancak kimi dünya malı peşinde, kimi makam ve mevki peşinde, kimi geçim telaşında, kimi sefa peşinde, kimi ideolojik bir mücadele içinde, kimi iktidar mücadelesinde ve kimi iktidarını koruma endişesindedir.
Aslında bütün bunlar, insanın emellerinin ve dert edindiği şeylerin dışa yansımasıdır. Çünkü insan, dert edindiği şeyin ardına düşer ve emellerine ulaşmak ister.
Allah`a ve ahirete inanan bir Müslüman için ise asıl dert, kulluğun icaplarını hakkıyla yerine getirebilme derdidir. Çünkü Müslüman bilir ki, bu dünya bir sınav yeridir ve bu dünyada bulunmasının sebebi, hayat sınavından geçirilmektir. Allah`a (cc) karşı kulluk vazifesini yerine getirmekle, O`nun emirlerini uygulayıp yasaklarına uymakla sorumlu tutulmuştur. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmuştur:
“Ben, cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. “ (Zariyat 56)
Onun için Allah`a (cc) ve ahirete hakkıyla inanan bir Müslümanın derdini çektiği asıl mesele «Kulluk»tur. Çünkü Allah`a kulluk etmekle mükellef olduğunu ve ahirette bundan dolayı hesaba çekileceğini bilir. İslam dinini öğrenmenin, yaşamanın, tebliğ etmenin ve toplum hayatına yerleşmesi için çalışmanın endişesini taşır. Sınav salonundaki birinin sınavı kazanmak için sarf ettiği dikkat ve gayret ile hareket eder.
Dolayısıyla Müslümanın hayatı düzenli ve programlıdır. Bu düzen ve program gereği;
A) Zamanını iyi değerlendirir, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirir.
Çünkü bu dünyaya bir kez gelinir. Ömür kısa, zaman ise hızla akmaktadır. Öğrenilmesi ve yapılması gereken çok şey vardır. Zamanı boşa harcamak ve başka şeylerle meşgul olmak hayatı heba etmek olur. Onun için Müslüman; içinde hayır olmayan, boş ve faydasız şeylerden yüz çevirir ve onlarla meşgul olup zamanını heder etmez. Meşgul olduğu bütün işlerde, ahirette hesap vereceğinin bilinciyle hareket edip Allah`ın (cc) rızasına uygun yaşamaya çalışır.
Konuyla ilgili bir ayette şöyle buyurulmuştur: «Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler» (Mü`minun 3)
Bir hadiste ise şöyle buyurulmuştur: «Kişinin mâlâyânî şeyleri terk etmesi, onun Müslümanlığının güzelliğindendir» (Muvatta, Tirmizi, İbni Mace)
B) Günahlardan şiddetle kaçınır.
Müslüman, sahip olduğu iman gereği ateşten kaçtığı gibi günahlardan da kaçınır. Çünkü günahlar, insanı cehenneme götürür. Bir ayette Rabbimiz şöyle buyuruyor: «Ve günahın açıkta olanını da gizli olanını da terk edin. Muhakkak ki günah işleyenler, işlediklerinden dolayı yakında cezalandırılacaklar» (En`am 120)
C) İbadetlerine önem verir.
Müslüman, ibadetlerine çok önem verir. Dünyadaki temel görevinin ibadet olduğunu ve hayatın ancak ibadetle anlam kazandığını bilir ve bu bilinçle hareket eder. Onun için namaz, oruç gibi farz olan ibadetlerle yetinmez, Allah`a (cc) yaklaşmak ve rızasını kazanmak için nafile ibadetlere de önem verir. Konuyla ilgili bir ayet şöyledir: «Ey iman edenler! Allah`tan korkun. O`na yaklaşmaya vesile arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz» (Maide 35)
Rabbini hiçbir zaman hatırından çıkarmaz, her an O`nu hem kalbiyle hem de diliyle zikreder. Bir ayette şöyle buyurulmuştur: «Ey iman edenler! Allah`ı çokça anın» (Ahzap 31) Başka bir ayette ise şöyle buyurulmuştur: «Dikkat edin, kalpler ancak Allah`ı zikretmekle huzur bulur» (R`ad 28)
Allah`a emanet olun.