Kutlu Doğum
Allah`ın adıyla
Rahmet iklimine girdiğimiz bu Nisan ayında yine memleketin her tarafını tatlı bir telaş sarmış. «Kutlu Doğum» münasebetiyle etkinlikler tertipleniyor.
Bilindiği üzere Hz. Muhammed (sav) Hicri-Kameri aylara göre Rebiulevvel ayının 12`sinde dünyaya geldi ki bu, Nisan ayının 20`sine denk gelmektedir. Bu yüce peygamberin viladetini kutlamak ve O`nu anmak münasebetiyle Nisan`ın 20`sini içine alacak şekilde «Kutlu Doğum Haftası» ilan edildi ve her yıl ayrı bir tema ile etkinlikler tertiplendi. Ancak zaman içinde bu etkinlikler Nisan ayının tümünü içine aldı ve bu ayın tamamını Kutlu Doğum Ayı haline getirdi.
Bu etkinlikler, Hz. Muhammed`in (sav) tanınmasına ve anlaşılmasına vesile olması bakımından önemli bir fonksiyon icra etmektedir. Çünkü Hz. Muhammed`i (sav) tanımak ve anlamak son derece önemlidir.
Neden önemli olduğunu biraz açalım.
Alemlerin yaratıcısı olan Allah (cc), insanı yaratıp varlık alemiyle tanıştırmış ve onun için ahiret denen sonsuz hayat yurdunu hazırlamıştır. Ancak ahiretten önce, onu bu dünyada bir hayat sınavına tabi tutmaktadır. Bu dünyadaki hayat sınavından sonra ise, kulluğun icaplarını yerine getirenleri ahirette huzur yurdu olan Cennete, kulluğun icaplarını yerine getirmeyenleri ise azap yurdu olan Cehenneme koyacaktır.
Bütün peygamberler gibi Hz. Muhammed (sav) de bu hakikati haber vermek üzere görevlendirilmiştir. İnsanlara Âlemlerin Rabbini tanıtmak, varlığın ve hayatın hakikatlerini bildirmek ve mükellef tutuldukları kulluğun icaplarını tebliğ edip kurtuluş yollarını göstermek için Allah`tan (cc) bir rahmet olarak gönderilmiştir. Bir ayette bu konuyla ilgili şöyle buyurulmuştur: «Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber) bulunmuştur.» (Fatır 24)
Onun için insanlar, Hz. Muhammed`i (sav) öğrenmeye ve anlamaya su gibi, ekmek gibi muhtaçtırlar. Çünkü Hz. Muhammed`i (sav) tanımak ve öğrenmek; Allah`a (cc) kulluğun nasıl yapılacağını öğrenmek demektir, kurtuluş yolunu öğrenmek demektir ve nihayet imtihanın nasıl kazanılacağını öğrenmek demektir. Nitekim Hz. Muhammed (sav), bu işin öğretmeni ve yol gösterenidir.
Ancak Hz. Muhammed`i (sav) tanımak ve öğrenmek, O`nu hayatın bütününde örnek alarak yaşamak içindir. Hz. Muhammed (sav) ne kadar iyi tanınırsa tanınsın, hayatı ne kadar iyi bilinirse bilinsin, örnek alınarak yaşanmazsa hiçbir kıymeti yoktur. Bir ayette şöyle buyurulmuştur: «Ey iman edenler! And olsun ki, sizin için, Allah`a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah`ı çok anan kimseler için Resulullah en güzel örnektir.» (Ahzap 21) Bununla beraber, Hz. Muhammed`i (sav) örnek almak ve O`na itaat etmek, hakikatte Allah`a (cc) itaat etmek demektir. Çünkü Hz. Muhammed (sav), ne söylemiş ve ne yapmış ise hepsini vahiy ile söyleyip yapmış ve Allah`tan (cc) aldığını olduğu gibi insanlara aktarmıştır. Bu konuyla ilgili bir ayette şöyle buyurulmuştur: «O, kendiliğinden konuşmamaktadır. O`nun konuşması ancak bildirilen bir vahiy iledir.» (Necm 3, 4) Başka bir ayette de şöyle buyurulmuştur: «Kim Resul`e itaat ederse, gerçekte Allah`a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik.» (Nisa 80)
Dolayısıyla Hz. Muhammed`in (sav) hayatını okuyup iyice öğrenmeye ve tatbik etmeye gayret etmek gerekir. Hadislerini okuyup anlamaya, sünnetini öğrenip günlük hayata tatbik etmeye çalışmak gerekir.
Bu vesileyle, Hz. Muhammed`in (sav) tanınması ve öğrenilmesine vesile olan Kutlu Doğum Etkinliklerini tertip edenleri kutluyor, bu etkinliklerin memleketin her tarafına yayılmasını ve insanlarımızın bundan güzel bir şekilde istifade etmesini diliyorum.
Allah`a emanet olun.