• DOLAR 32.585
  • EURO 35.013
  • ALTIN 2460.319
  • ...

İslam ümmeti, emperyalistlerin fitneleri ve kaos ile boğuşurken, bunu fırsat bilen israil, cürümlerine aralıksız devam ediyor. Biz Siyonistleri unutsak da, onlar başta Filistinliler olmak üzere, İslam ümmetine düşmanlık yapmaktan vazgeçmiyorlar. Hiçbir şey yapmasanız da Müslüman olmanız israil`in düşmanlığı ve komplosu için yeterli sebeptir. İsrail, İslam ümmetinin varlığı ve bekasına yönelik en ciddi tehdittir. Bu itibarla en büyük düşmanımız Siyonistlerdir. Bütün Müslümanların öncelikli hedefi Siyonistler olmalıdır. Zaten aramızdaki birçok ihtilafın da direkt veya dolaylı müsebbibi Siyonistlerdir. Maddi ve manevi yapımıza bu denli ciddi olarak yönelen düşman bir unsur var iken, bunu görmezlikten gelmek, büyük bir gaflettir. Bilinmelidir ki, bu ümmetin bütün halkları için Siyonistlerden daha büyük bir tehlike yoktur.

Filistinlilerden Siyonistlere dönük herhangi bir saldırı ve eylemin olmadığı bu dönemde bile Filistinli Müslümanlar israilin saldırılarının hedefi oluyor.  Her gün Filistin`de onlarca Müslüman tutsak ediliyor. Sudan bahanelerle olur olmaz yerde gençler infaz ediliyor. Mescid-i Aksa`ya baskınlar düzenleniyor. Müslümanların temel insani hak ve özgürlükleri ayaklar altına alınıyor. Kudüs`ün Yahudileştirilmesi faaliyetleri devam ediyor. Filistinli mazlumların evi başlarına yıkılıyor. Bu liste, uzayıp gidiyor. Bu saydıklarımız, Filistin`de her gün olagelen ve adeta rutin hale gelmiş uygulamalardır.

Filistin`deki zulümleri ile yetinmeyen Siyonistler, Tunus`ta da; İzzettin Kassam Tugayları mensubu olduğu  ifade edilen ve siyonist işgal güçlerine karşı, Ebabil isimli insansız hava araçları projesini geliştirenlerden  Muhammed Ez Zuvari`yi sinsi bir cinayetle şehit etti.  Siyonistler, bu cinayette parmakları olduğunu, nerede olursa olsun, israil için tehdit olarak gördükleri hedefleri imha edeceklerini açıklamakta herhangi bir beis görmedi. Yani İslam ümmetinin düşmanı Siyonist çete, gizli ve aşikâr bu ümmetin evlatlarını şehid edip bunu açıkça ifade ediyor. Müslümanlar izzetli bir şekilde gereken karşılığı verebilseydi, Siyonistler bu denli pervasız olamazdı. İslam ümmetinin halkları, kanlı bir çatışmanın içinde iken, gerçek düşmanlarına yoğunlaşamıyorlar. İşte Haçlıları ve Siyonistleri bırakıp birbirlerinin kanları ile abdest alan Müslümanlar, İslam ümmeti için bir musibete dönüşüyorlar. Fitnenin olduğu bir ortamda hepimiz kaybediyoruz.

Ya ittihad ile topyekûn özgürlüğü ve izzeti kazanırız ya da hep beraber zillete ve köleliğe razı oluruz. Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında birbirinden milyonlarca insan öldüren ve tüm ülkeleri harap olan Avrupalılar, bir araya gelip ortak bir konsept belirliyorlarsa, Müslümanlar neden güçlü bir ümmet yapısı oluşturmasın? Onlar bu savaşlardan ders alıp sorunlarını artık müzakere ile çözümlüyorlarsa, biz neden sorunlarımızı bizim oluşturduğumuz kurumlar vasıtasıyla çözmeyelim?  Birbirimizle uğraşmayı bırakıp küresel şer güçlere ve Siyonistlere karşı ortak bir irade ve strateji ortaya koyalım.