• DOLAR 32.488
  • EURO 34.774
  • ALTIN 2441.481
  • ...

Amerika`da Kuzey Carolina`da bir Müslüman genç, eşi ve baldızıyla beraber yaşadığı evde öldürüldü. Bu vahşet, Batılıların İslam düşmanlığını ve Hıristiyan terörünü tekrar gündeme getirdi. Kuzey Carolina Üniversitesi yakınlarındaki Chapel Hill bölgesinde bir apartman dairesinde 23 yaşındaki Şadi Berekat, hanımı Yusra Muhammed ve hanımının kardeşi Rezzan Muhammed silahla vuruldu.

Cinayetle ilgili olarak 46 yaşında Craig Stephen Hicks isimli bir kişi gözaltına alındı. Katil zanlısının ‘ateist` olduğu özellikle vurgulandı.

Bu cinayet ister planlı olsun, isterse de gerçekten lanse edilmeye çalışıldığı gibi münferit bir vaka olsun, Batılı hükümetlerin İslam düşmanlığının bir neticesidir. Müslümanlara karşı nefret konusunda Batılı hükümetler ve halklar karşılıklı olarak bir birlerini tetikliyorlar. Bu karşılıklı etkileşim tablosunda, şiddet ve nefret sarmalı zirveye çıkıyor. Kin ve nefretin geldiği bu tepe nokta, toplumsal ya da bireysel eylemlere ve cinayetlere dönüşüyor. Sadece Batılı topraklarda değil, İslam coğrafyasında da bu etkileşimi neticesinde sadece son on yıl içerisinde milyonlarca insan öldürüldü. Bu öldürülen insanların çoğu da kadın, çocuk ve ihtiyarlar başta olmak üzere, toplumun savunmasız kesimleridir. İslam toprakları adeta insanlara sürek avlarının düzenlendiği av sahaları olarak görülüyor.

Batılılar, önce işgal ettikleri İslam topraklarında insanlarımızı zalimce öldürüyorlar, sonra da kendi topraklarına döndüklerinde bu katliamlarını övünç vesilesi haline getiriyorlar. Batılı devletler bu kabil canavarları ödüllendirirken, halklar da bu canavarları büyük kahramanlar olarak görüyor. Böyle bir toplumsal eğilim, “kanla vaftiz olma” şeklinde özetlenebilecek olan yeni vahşet seremonilerine davetiye çıkarıyor. Batıda kahraman olmanın yolu, Müslüman kanı ile vaftiz olmadır, algısı yerleşmiş bulunuyor. Bunun neticesinde potansiyel anlamda milyonlarca Haçlı piskopatı Müslüman kanı dökmeye hazır hale geliyor. Özellikle Batı toplumunda Müslümanlara karşı işlenmiş olan vahşetleri anlatan bilgisayar oyunlarının rağbet görmesi bunun açık kanıtıdır. Yine bu konuda yazılmış olan kitaplar adeta yok satıyor. Bu kabil vahşetlerin senaryosunu oluşturduğu filmler gişe rekorları kırıyor. ABD`de vizyona girdiği geçen aydan bu yana 250 milyon dolardan daha fazla gişe hasılatı yapan ve Müslümanların katliamı üzerine çekilen “American Sniper” filminin, 22 Şubat`taki Oscar ödül töreninde 6 dalda yarışacağı bildirilmektedir.

ABD`nin Irak`ı işgaliyle birlikte bu ülkede görev yapan ABD askeri Chris Kyle, Müslüman Irak halkına karşı işlediği cinayetleri ve yaptığı katliamları konu alan bir kitap kaleme almış. 250 Müslüman`ı öldürdüğünü övünerek itiraf ediyor. Onun bu barbarlığı, vahşiliği ve gözü dönmüşlüğü sorgulanmadığı gibi, kutsanıyor. Bu canavar, kahraman ilan ediliyor. Müslümanların kanının ne kadar ucuz olduğunu ve nasıl öldürüldüğünü göstermek için kitabı esas alarak film yapmışlar. Bu zalimlerin katlettiği insanların çoğu başta kadın ve çocuklar olmak üzere, mazlum siviller olduğu halde, bu hakikat gizleniyor. Öldürülenlerin terörist (!) olduğu ısrarla dile getiriliyor. Oysa terör konusunda bu canilerin eline kimse su dökemez. Böylelikle teröristleri(!) öldüren kahramanlar olarak ortaya çıkıyorlar.

ABD`li askerin Irak`ta işlediği cinayetleri konu alan “American Sniper” isimli filmin ABD ve Avrupa ülkelerinde gişe rekorları kırdığı söyleniyor. Filmi seyretmek için kuyruklara giren ABD`li ve Avrupalılar, koltuklarında oturup keyifle Müslümanların katledilmesini izlemektedirler.

Amerikalı katillerden Chris Kyle, Iraklı Müslümanları nasıl katlettiğini anlattığı kitabını yazdıktan sonra Şubat 2013`te bir asker tarafından ABD`de öldürüldü. Böylelikle katletmiş olduğu kurbanlarıyla aynı akıbeti paylaşmış oldu. Kyle, kitabında toplam 250 kişiyi öldürdüğünü iddia ediyordu.

Bu kitap ve senaryolarda anlatılanların çoğunu resmi makamlar da doğruluyor.

Bütün bu veriler alt alta toplandığı zaman, Batılıların İslam düşmanı olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.

Müslümanlar, boğazlanacak ve boğazlanması gereken koyunlar olarak görülüyor. Bu rezil anlayışa karşı başkaldıranlar ise terörist olarak ilan ediliyor. Bu gün Batıda bir Haçlı ruhu var ve güncelliğini koruyor. Haçlı seferleri bitmedi ve tüm yıkımı ile devam ediyor. Müslümanlara bu zulmü yapan, öldürdükleri Müslüman sayısıyla övünen bu aşağılık canavarlara hoşgörüyle yaklaşan ve dost gözüyle bakanların bu suçun ortakları oldukları unutulmamalıdır. Bu Haçlı seferlerini ve zihniyetini görmeyen gözlere yazık. Hala “barış ve diyalog” diye ortalıklarda soytarılık yapan, el etek öpenlere yazık. Ebu Gureybleri, Guantanamoları, işkence uçaklarını, gemilerini ve gizli sorgu sığınaklarında öldürülen yüz binlerce mazlum Müslüman`ı görmeyenlere yazık. Korku ve menfaat tasması ile tasmalanmış ve İslam`da cihadın olmadığını söyleyen rezil dillere yazık. “Diyalog” deyip küfrün şerrine uğramamak için küfrün gönüllü av köpekliğini yapanlara yazık...