Zalimlere ve hainlere ders ola!
Afganistan’da; iman, irade ve sabrın neler yapabileceğini tüm dünya gördü. Yıllara önce, kağıttan kaplan olan SSCB, Afganistan’da büyük bir mağlubiyet yaşadığı gibi; şimdi de yine bir başka kağıttan kaplan olan ABD de büyük bir hezimet yaşadı. Tüm dünyanın yenilmez gözü ile baktığı ABD, büyük bir hezimet yaşadı ve Afganistan’dan çekildi. Sadece ABD değil, tüm müttefikleri de bu hezimetten nasibini aldı. ABD, ikinci Vietnam’ı iliklerine kadar yaşadı. ABD’nin gerçek kayıpları Vietnam’ı aratmadı; ama bu kayıpların büyük bir kısmı saklandı. 11 Eylül saldırıları sonrası Afganistan işgal edildiği zaman, zamanın ABD dışişleri bakanı mealen şöyle demişti:
“Bu savaş ortamında gerçek kayıplarımızı açıklamamızı kimse bizden beklemesin.”
Gerçekten de öyle oldu; ABD, ancak saklanamayan kayıplarını açıkladı, açıklamak zorunda kaldı. Mesela ortalama 45 personel taşıyan bir askeri helikopter ( CH-47) düştüğünde, ölü sayısını sadece birkaç tane olarak açıklıyordu. Zor durumda kalınca da sayıyı biraz yükseltiyordu. Demem o ki; Amerika, on binlerle ifade edilecek rakamlarla asker kaybetti. Sayısız teçhizat ve yerle bir olan karizmayı da buna eklemek lazım.
Peki Afganistan’da ölen bu kadar ölü asker, Amerikan toplumundan nasıl gizlendi?
Hemen şunu söyleyelim ki; Amerika, sırtına binmeyeceği eşeğin önüne ot atmaz. Sırtına bindiği eşeğin de canını çıkarmadan oradan inmez.
Dışarıdan ABD vatandaşı olmak ya da oturum izni almak isteyen on binlerce gence, Afganistan’da askerlik yapma koşulu getirildi. Bunlardan binlercesi öldü ve bunlar ABD’nin askeri kayıpları olarak kayıplara geçmedi. Başta Sırplar olmak üzere, dünyanın her tarafında savaşan paralı askerler, bu savaşta ABD askeri kayıpları olarak kayıtlara geçmedi. Sivil görünümlü ajanlar ve CIA mensupları kayıtlara geçmedi. Black Water’in ölen paralı sırtlanları kayıtlara geçmedi. Geriye sadece sırtında ABD ordusunun üniforması olanlar kaldı. Onlardan da ölenlerin kaçı kayıtlara geçti, o da şüpheli…
Amerika, Afganistan toplumunu adeta taş devrine götürdü ve büyük katliamlara imza attı. Demokrasi getirme lütfu kapsamında Afgan topraklarında her türlü katliamı ve talanı mubah gördü.
Gelinen noktada; Afganistan, artık gerçek sahiplerinin eline geçti. Bence bundan sonra kamuoyunda daha fazla bilinç altına lokal bir mesaj gönderen Taliban kelimesi değil, Afganistan İslam Emirliği veya Afganistan Hükümeti tabiri kullanılmalıdır. Afganistanlı mücahitler, tüm Afganistan’ı ve Afganlıları temsil ettiğini ifade eden bir kavram kullanılmalıdır. Başkent Kabil ele geçirildikten sonra verilen mesajlar; son derece müsbet, kurumsal karakter taşıyan ve İslam kültür külliyatından mesajlar içerir niteliktedir.
ABD ve müttefikleri, çekilirken yanlarında tasmalı köpeklerini bile götürdüler. Ama kendilerine köpeklik yapanları ise geride bıraktı ve peçete gibi kullanarak çöpe attı. İşte bu hazin son, Amerika’nın vicdanına ve gücüne sığınan tüm hainlere ders olmalıdır. Amerika’nın dostluğu, şeytanın dostluğu gibidir. Diğer Batılıların da öyle. Mesela Almanya, sadece bir düzine Afgan’ı Almanya’ya kaçırdı. Kendileri ile işbirliği yapan diğer Afganların geride kalması konusunda yapılan eleştirilere, bakınız Alman bir yetkili nasıl cevap verdi:
“Bizimle iş birliği yapması konusunda kimseyi zorlamadık.”
Kıyameti tasvir eden ayetlerde Şeytandan bahsedilirken şeytanın verdiği cevaba ne kadar da benziyor:
“Hesaplar görülüp iş bitirilince şeytan şöyle der: “Allah size gerçekleşmesi kesin olan bir vaatte bulundu; ben de size öylesine vaatte bulundum fakat sözümde durmadım. Aslında benim size istediğimi yaptıracak bir gücüm de yoktu. Sadece ben sizi inkâra çağırdım, siz de bana uydunuz. Öyleyse beni kınamayın da kendinizi kınayın. Bugün, ne ben sizin feryadınıza yetişebilirim, ne de siz benim feryadıma yetişebilirsiniz. Dünyada iken beni Allah’a ortak tanımış olmanızı da reddediyorum. Elbette zalimlere can yakıcı bir azap vardır.” (İbrahim: 22)
Batılılar, köpeklerini bile götürdüler; ama kendisine köpeklik yapanları geride bıraktı. Yani kendilerine köpeklik yapan kölelerin, köpekler kadar değeri yoktur ABD ve müttefiklerinin nezdinde.
Yalın ayaklıların zaferi; zalimlere ve onlarla işbirliği yapan hainlere ders olsun. İş işten geçmeden hala coğrafyamızda ABD ile ittifak yapan işbirlikçiler, bu olaydan ders alıp pozisyonlarını yeniden gözden geçirmelidirler.