• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi muhalefet sorunudur. Bir ülkede muhalefet kurumu neredeyse iktidar kadar önemlidir diyebiliriz. İktidarın kalitesinin yanı sıra, muhalefetin kalitesi de önemlidir ve idari yapıya keyfiyet kazandırır. Muhalefet kontrol görevi görür, iktidarın yanlış adımlarına engel olmaya çalışır ve hukuk içerisinde hesap vermesini sağlar.

Muhalefet, görevini iyi yaparsa, iktidar ister istemez her alanda belli bir standardı yakalamak zorundadır. Ve muhalefet görevini iyi yaptıktan sonra bir sonraki seçimde büyük bir olasılıkla yaptığı hizmetin karşılığını görür, halkın teveccühüne mazhar olur. Doğal davranması ve halkçı bir refleks ortaya koyması, statükocu söylemlerden kaçınması ve “devlet, halk içindir” konseptini savunması yeterlidir.

Bizim muhalefetten kastımız; müzmin ve iflah olmaz bir muhalefet anlayışı değil, yapıcı muhalefet anlayışıdır. Milletin ve bireylerin haklarını siyaset üstü bir zeminde savunan yapıcı muhalefettir. Yıkıcı muhalefetin bu memlekete ve insanlığa verecek hiçbir şeyi yoktur.

Yapıcı muhalefet, hak ve hukuk için bir şemsiye iken; yıkıcı muhalefet, kırmızı görmüş boğa gibi her şartta kaosa ayarlı bir muhalefettir.

Yapıcı muhalefet, projeleri ve söyleyeceği sözler ile milletin karşısına çıkıp iktidar üzerinde kontrol görevi görürken; yıkıcı muhalefetin söyleyecek bir sözü ve halka arz edebileceği bir projesi yoktur.

Kimden gelirse gelsin, yanlışa yanlış doğruya da doğru diyebilmek lazımdır. Yanlışı mahkûm etmek bir erdem olduğu gibi başkalarından gelse de doğruyu ve sahiplerini takdir etmek de bir erdemdir. İşte muhalefet anlayışının bu çerçevede şekillenmesi gerekir.

Gelelim bizdeki muhalefete…

Her şeye itiraz eden ve ağzınızla kuş tutsanız, yaranamayacağınız ve doğruları asla takdir etmeyen bir muhalefet ile karşı karşıyayız. Biz halkın menfaatlerini gözetmek yerine, iktidardaki siyasi muhaliflerinin gitmesi için bütün dünyayı ateşe verecek bir muhalefet var. Evlerimize, ocağımıza, ormanlarımıza ateş düşmüş iken, memleket yanıyorken, bu krizin her bir zerresinden siyasi rant devşirmeye çalışan, krizi kaosa evirmeye çalışan bir muhalefet var.

Sandıkta halkı ikna edemeyen muhalefet, bu iktidarın devrilmesi için neredeyse her gün bir afet olsun havasındadır. Muhalefetin derdi, halk değil, siyasi çıkarlarıdır. Cesetlerimiz ve acılarımız üzerinden tepinen bir muhalefet haklarımızı asla savunamaz. Böyle bir muhalefet ocağımız yanarken, o ateşle sigaralarını tutuşturacak Neron karakterli kifayetsizlerdir.

Evet şu anki iktidarın birçok eksikliği vardır ve usulünce biz bunları eleştirelim ve düzeltilmesini sağlayalım. Ama muhalefetin derdi, iktidarın, yanlışlarını düzeltmesi değil daha çok yanlış yapmasıdır.

Bakıyorum da bazı muhalifler, bu yangınlar iktidarı götürür mü muhabbetini yapıyorlar. “Deprem Ecevit iktidarını götürdü; yangın da Erdoğan iktidarını götürebilir” diye kulis yapıyorlar. Koyun can derdinde, kasap et derdinde… Biz halk olarak acılarımızla yüzleşirken, bunlar ise acılarımızdan nasıl bir rant devşireceklerinin hesabını yapıyor. Size de zihniyetinize de siyasi çıkarlarınıza da yazıklar olsun. Yanan ocaklarımızın ateşi ile sigaralarını tutuşturan Neronlar, sizin halkımıza verecek hiçbir şeyiniz yoktur.

Onurlu olun ve onurunuz ile siyaset yapın. Halkın acılarını; politik, kirli işret sofranızın mezesi yapmaktan vazgeçin.

Antalya’nın CHP’li belediye başkanı ; “burası yanıyor, buraya uçak, helikopter göndermiyorlar” dediği karede, hemen arka planda 5 tane helikopterin söndürme çalışması yaptığı vatandaş kamerasına yansıyor. Yine ”biz, Vallahi burada hiç helikopter görmedik” diyen CHP genel başkan yardımcısının yakınlarında belirttiği mıntıkada yine faal yangın helikopterleri var.

Yalancı çoban gibi yalanı siyaset diye benimseyen bu zihniyet ara ara doğruları söylese de kimse itibar etmez.

Beyler, muhalefet böyle yapılmaz, kendinize gelin. Memleket için söyleyecek sözünüz olsun.  Manipülasyon yapmak siyaset değil, politik cambazlıktır.