Çocukça sorular
Kayınbabamın bir torunu var: Muhammed İdris Şayık. Altı buçuk yaşında. Allah uzun ve salih bir ömür versin. Soru içinde sorular sorar. Matruşka bebekleri hatırlatır insana. Soru taramasına tutar bazen insanı. Yeri gelir aciz ve cevapsız bırakır.
Geçen hafta Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır’da düzenlenen Kur’an’a Saygı Mitingi’ne katılmak için Batman’dan Diyarbakır’a doğru yol aldık. Arabadayız. Ve tabi ki arabada matruşka sorular soran Muhammed İdris’imiz de var. Ve M. İdris’imizden ilk soru; “Nereye gidiyoruz?” Bu sorunun cevabı basitti: “Diyarbakır’a gidiyoruz” Sorularından kaçış yoktu. Dediğimiz gibi matruşka bebek türü sorular sorar. Sorularınızın cevabından yeni bir soru çıkarır. “Diyarbakır’a gidiyoruz?” cevabımızdan sonra yeni bir soru sordu; “Neden Diyarbakır’a gidiyoruz?” Bu soru biraz açıklama gerektiriyordu: “Kur’an’ımızı yaktılar. Biz de karşı çıkmak için orada toplanacağız”
Ve M. İdris’imiz sadağından zor ve manidar ok bir soru çıkardı: “Karşı çıkmak ne demek?” Gerçeği söylemek gerekirse bu çocuk işi bir soru değildi. Cevabı da çocuk işi değildi.
Bu manidar soruya buradan cevap vermeye çalışalım;
Karşı çıkmak demek, miting ve benzer organizasyonlarda göstericilerin konuşmacıların karşısına ayakta durmak, yavan sloganlar atmak demek değildir ya Kur’an’ın bize verdiği mesajları almak demek.
Karşı çıkmak demek, bir toplumun kendi durumunu değiştirmedikçe Allah’ın onların durumlarını değiştirmeyeceğini, işe kendimizden başlamamız gerektiğini bilmek demek. (Ra’d 11)
Karşı çıkmak demek, Allah’a ve Rasûl’üne itaat edilmeden başımızın dertlerden kurtulmayacağını bilmek demek. (Al-i İmran 132)
Karşı çıkmak demek, yaratıldıktan sonra başıboş bırakılmadığımızın şuurunda olmak ve bu şuurla hareket etmek demek. (Kıyame 36)
Karşı çıkmak demek, Allah’ın adaleti emrettiğini, güzel davranışlarda bulunmamızı emrettiğini, akrabalarımıza vermemizi emrettiğini bilmek demek. (Nahl 90)
Karşı çıkmak demek, halimizi düzeltecek olanın hafızamızdaki değil, hayatımıza taşıyacağımız uygulamalı Kur’an olduğunu bilmek demek.
Karşı çıkmak demek, Kur’an’ın hayatımızdan ve elimizden düşüp dilimize düştüğü acı manzarayı artık seyretmekten vazgeçmek demek.
Karşı çıkmak demek, hayatımızda en az bir kez olsun Kur’an’ın içinde neler olduğunu bilmek için bir meal okumak, bir tefsir okumak demek. O gün o mitinge katılanların büyük çoğunluğunun Kur’an’ın muhtevasından bihaber olduğunu, büyük çoğunluğunun bir kez olsun baştan sona bir meal okumadıklarını iddia edebilirim. Okuma yazması olan herkes Kur’an’ın mesajlarını alabilir.
Karşı çıkmak demek, Kur’an’ın yaşadığımız ahlâki ve ekonomik çöküntüye çözümlerinin olduğunu bilmek demek.
Karşı çıkmak demek, Kur’an aramızdayken hiçbir işimizin ters gitmeyeceğini, ters gidiyorsa bizde bir terslik olduğunu bilmemiz demek.
Bu kadar açıklamadan sonra sözü M. İdris’imize bırakırsak sanırım cevaplarımızdan yine bazuka bir soru sorardı: “Tamam, karşı çıkmayı anladım da sen ne kadar karşı çıkıyorsun?”
Muhtemelen böyle bir soru karşısında beyin error verirdi.
Artık M. İdris’imize herkes kendince bir cevap versin…