• DOLAR 34.657
  • EURO 36.386
  • ALTIN 2945
  • ...

Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin aldığı referandum kararıyla Türkiye bir baştan diğer başa ciddi bir sınav verdi. Her gün yeniden doğan insan, her dem yeniden dirilir ve yeni sınavlarla sınanır. İnsanoğlu için imtihansız geçen bir an yoktur.

Her anında sorumluluk bilinciyle işlerini yapması gereken insan için Kur`an, “bir işten yorulduğun zaman diğer bir işe koyul”(İnşirah suresi:7) önerisinde bulunur. Hayat boşluk kabul etmiyor, boş olduğunu düşündüğümüz vakitler işgal edilmiş zamanlarımız olabilir.

Yaşadığımız zamanlarda bilgi artık algıya dönüştürülmüş bir silah gibi kullanılmaktadır. Kanıt dediğimiz şeyler algı anlamında değerlendirilerek yönlendirmeler için kullanılan bir koza dönüştürülür. İnsanın hakikate ulaşması için artık bilgiden çok daha fazla yardımcı unsurlara ihtiyaç duymaktadır.

El Emin sıfatına sahip olan Peygamber (a.s.)`ın yolunu takip eden müminler ki, sözüne güvenilir/kendisinden emin olunan fertler anlamına gelmektedir. Ter dökmeden tertemiz bilgiye ulaşabilmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Emin sandığımız insanlara ve çevrelere emanet verdiğimiz insani duygularımız, her an incinecek tavır ve davranışlarla karşılaşabiliyor.

Ümmet düşüncesini içselleştirememiş, ümmet fikriyatıyla hareket etme olgunluğuna erişememiş coğrafyada İslam düşüncesini savunmanın zorluklarını yaşamaktayız. Mekteplerimiz yok, ümmetin neslini kendi düşüncesiyle buluşturacak merkezlerden ne kadar mahrum olduğumuzu meydana gelen son hadiselerden bir kez daha görüyoruz.

Toplumun büyük çoğunluğu ezberler üzerinden harekete geçiyor ve yine ezberletilmiş söylemlerle gazı alınarak frenlenebiliyor. Bütün bir toplum olarak Piyasa`nın bizi yönlendirmesinden hiçbir rahatsızlık duymuyoruz. Piyasa adamı olmaktan kendimizi kurtarmak bir yana, bunu gerçek anlamda içselleştirerek piyasaya dâhil olma mücadelesi veriyoruz.

Peygamberlerin, içinde bulundukları toplumlarda sergiledikleri ilk tavır, piyasayı reddetmekle başlamış, piyasayı deviren devrimci kişilikler olarak insanlığı “piyasa adamı” olmaktan kurtarma mücadelesi vermişlerdir.

Piyasa, kardeşliğimize mani olan en büyük tehdittir. Hz. Ömer`in “adaletten saparsam ne yaparsınız?” sorusu, piyasanın oluşmasına darbe vuran tarihi zihinsel bir devrimdir. Seçkin topluluğun verdiği “seni kılıcımızla doğrulturuz” cevabı ise zihinsel devrimi pekiştiren, bilinçli, şuurlu toplumun ümmet olduğunun ispatıdır.

Piyasa demiştik, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin aldığı referandum kararıyla Türkiye`de yaşayan müspet kesimin bir anda nasıl savrulduğuna şahitlik ettik. Piyasanın adalet, hakkaniyet, insaf gibi bir derdi yoktur, her an yönlendirilmeye hazır bir nesnedir. Bundan dolayıdır ki Cemil Meriç`in “İnsafını kaybedenler hiçbir hakikati tamamıyla kavrayamazlar” sözü tam olarak yaşadığımız son hadisede piyasanın tavrını izah ediyor.

Bizim inancımızda adalet demek şeriat demektir. Hz. Ömer`in adaletini kabul eden kişinin görüşü, düşüncesi, duruşu ne olursa olsun bunu itiraf etmiş olur. Adaletin zemini şeriattır, Hz. Ömer`in ve hitap ettiği seçkin topluluğun adalet kavramından anladıkları tek şey şeriattır.

Sonuç olarak, adalet/şeriat, insaf ve hakkaniyetinden emin olduğumuz müminlerin en ufak bir imtihan karşısında, kendilerini aziz edecek nadide örnekler dururken son yüz yılda kendilerine dayatılmış olan ulus devlet refleksine uygun tavır sergilemeleri nasıl izah edilecek?

Sil baştan, “kardeşliğimizin baki olması” için “ümmet ne demektir?” sorusu zemininde yükselen oturumlara yeniden başlamalıyız. Yorulacağız evet, yeter ki kardeşliğimiz baki olsun.

Mustafa BİLGİÇ