• DOLAR 34.646
  • EURO 36.483
  • ALTIN 2931.414
  • ...

Tarihin en karanlık ve kanlı günlerinin yaşandığı, tarihe kara bir leke olarak geçen günler...

Gencecik bedenler buz kesildi...

Gözü yaşlı eşler, boynu bükük çocuklar...

Anne-babaların yürekleri kor ateşlere döndü...

Kin ve nefretin doruk noktası... Düşmanlıkta haddi aşan bir güruh...

İdeolojiler şefkat ve merhamet duygularını esir almış, vahşette sınır tanımaz hâle getirmiş.

İnsan nasıl bu kadar acımasız ve katı yürekli olabilir? Nasıl bu kadar dehşet ve vahşeti yaşatabilir?

İnsanı ürküten bir manzara. Hele de vahşeti yapanlardan biri de bir kadınsa, hem de bir anne ise!!!

Bir annenin yüreği bu kadar acımasız ve gaddar olabilir mi? O şefkat membaı anneler!

Sanırım tarih boyunca bir kadın ve aynı zamanda bir anne hiç bu kadar acımasız ve gaddar olmamıştır.

Bir anne başka annelerin yüreklerini dağlayacak kadar gözlerini kan bürümüşse... Vahşette sınır tanımaz olmuşsa, durup düşünmek lazım.

Oysaki annelik şefkat ve merhametin oluk oluk aktığı pınardır. Şefkat ve merhamet duygularımızı hangi ara, nerede yitirdik?

Biz ki, düşmanını dâhi yaralı ve yardımsız bırakmaya gönlü razı olmayan ecdadın torunlarıyız. Ama bugün ecdat tanımaz olduk.

Asıl meselemizi, asıl derdimizi unuttuk tali meseleler ile meşgul olmaya başladık. Ve geldiğimiz nokta bu... Vahşet!!!

Kendine yabancı bir medeniyetin esiri olmuş, ne yaptığının, nasıl yaptığının farkında olmadan, ideolojilerin kurbanı olmuş bireyler.

Kan dökmeye hevesli çehreler...

Evet, o gün camiler ateşe verildi, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim yakıldı, sivil toplum kuruluşlarına saldırılar gerçekleşti. Bu saldırıların amacı, din düşmanlığından başka bir şey değildi.

Vandallar, toplumun faydasına, yararına ve toplumun değerlerine hitap eden ne kadar kutsal varsa bu kutsallara saldırı geçekleştirdiler. Pervasızca kutsallarımızı yakıp yıktılar.

Amaçları bu bölgede İslam’ın şiar ve sembolü olan ne kadar mimari yapı varsa yok etmek ve büyük tahribatlar meydana getirmekti.

Bu saldırılarda amaçlanan asıl hedef ben Müslümanım diyen insanlar katledilecek, katledilen Müslümanların ibadet ettiği camiler yıkılacak, kutsallar yakılacak, verilecek olan korku atmosferiyle tek parti döneminde yapılan zulümlerin aynısı tekrar yapılacaktı.

Meşhur bir söz vardır; zulümle abat olanın sonu berbat olur.

Bu zulmü yapanlara hukuki olarak en yüksek cezaların verilmesi, annelerin acılı yüreklerini dindirmese de kamuoyunun vicdanını rahatlatacaktır.

SEMA YARAR