• DOLAR 34.587
  • EURO 36.407
  • ALTIN 2917.972
  • ...

Mescid-i Aksa; Müslümanların ilk kıblesi, Peygamber Efendimizin miraca çıktığı yer ve gidilmesi tavsiye edilen üç mescitten biri...

Kudüs Direnişi; önce Arapların meselesi olarak lanse edilen, devamında sadece Filistinlilerin toprak kavgasına indirgenmeye çalışılan bir dava...

Halbuki, uzun yıllar bu uğurda gösterilen direniş, İslam ümmetine Kudüs davasına bir bütün olarak bakabilmeyi öğretmeliydi...

Hiç şüphesiz Kudüs davası, tüm ümmeti ilgilendiren İslami bir davadır.

Filistin halkı; özelde Kudüs, genelde Filistin’de yıllarca cereyan eden direniş, bu halkın asla ümitsizliğe kapılmadığını, zayıflamadığını ve her şeye rağmen geri durmadıklarını gösterdi. Tam aksine, ellerinde önemli önemsiz ne varsa Mübarek Aksa uğruna, toprakları, vatanları, namusları ve ümmetin şerefi uğruna feda ettiler ve etmeye de devam ediyorlar.

Kanlarını akıttılar...

Hiç çekinmeden canlarını feda ettiler...

Eşsiz cömertlik örneği sergileyerek ellerinde ne varsa harcadılar, harcamaya da devam edecekler.

Müslüman’ın Müslüman’a Yardımı Şer’i Bir Zarurettir

Yıllar önce cereyan eden “Bıçak İntifadası” bu insanların Allah’a olan bağlılıklarını ve vaad edilene olan inançlarını gözler önüne serdi. Bütün ihanet ve oyunlara rağmen zafer elde ettiler. Mescid-i Aksa’yı Müslümanlar ile Yahudiler arasında bölme rüyasında olanların hayalini dumura uğrattılar.

Siyonistler lehine olan güç dengeleri Filistin halkını asla korkutmadı. Bıçaklar, siyonistleri darmadağın etmek ve korkuyu kalplerine salmak adına Peygamber efendimizin şu sözünü tasdikler nitelikte ortaya çıktı; “Bir aylık mesafeden düşmanımın kalbine korku salmak suretiyle bana yardım edildi.”

Bugün Filistinli kardeşlerimize yardım etmek ve Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmek adına cihad, her Müslümana farz olmuştur.

Müslümanlar birlik oldukları vakitlerde diğer insanlar onların himayesinde yaşamış ve kimsesizlere  yardım eli olmuşlardır.

Bir milyar üç yüz milyondan fazla bir nüfusa sahip İslam ümmeti inanç, hukuk ve kıble birliğine ihtiyaç duydukları gibi acı ve umut birliğine de ihtiyaç duymaktadır. Rabbimizin bu konudaki buyruğu açıktır;

Şüphesiz bu (İslam) tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir.” (Enbiya-92)

Bütün Müminler muhakkak kardeştir.” (Hucurat – 10)

Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostudurlar.” (Tevbe – 71)

Aynı şekilde sevgili Peygamberimiz de konuyla ilgili şöyle buyurmuştur;

Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Ondan yardım elini çekmez ve onu küçük görmez.” (Muslim)

Doğusuyla batısıyla Müslümanların öncelikli vazifesi, ellerindeki her türlü imkan ve çabayı Filistin halkının zaferi için seferber etmeleridir.

Kim neye ne kadar gücü yetiyorsa cihadın her türlüsüyle, canıyla, malıyla, diliyle, duasıyla yardım etmek şu ayetlerin ifadesiyle her Müslümana farzdır.

Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” (Nisa – 75)

“Sizden dinlerini korumak için yardım isterlerse, onlara yardım etmeniz gerekir.” (Enfal – 72)

“İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın cezası çetindir.” (Maide – 2)

İktisadi Cihad

Bizim kardeşlerimiz genciyle, çocuğuyla, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle, kanları ve canları uğruna, başlarına gelebilecek her türlü tehlikeye rağmen Yahudilerin hayatı sevdiği kadar ölüme koşuyorlar. Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü ve işgalin sona ermesi için her ne pahasına olursa, davalarında ısrarcı olup gayret ediyorlar.

Bu uğurda tüm Müslümanlar olarak onlara destek olmak gerekir. Evet, farklı ülkelerde yaşıyor olabiliriz, ancak en azından malımızı Filistin direnişinde bulunan mücahitlere destek yolunda harcayabiliriz.

Her Müslüman erkek ve kadına kendi dinlerine izzeti getirecek, düşmana da zilleti tattıracak, mallarını temizleyecek ve Filistin’deki kardeşlerine yardımcı olacak bir yolla cihad etmek farzdır. Bu yol da hiç şüphesiz “mâli cihad”tır.

Mücahitlerin Filistin’de cihada devam edebilmesi için ellerinde maddi bir takım imkanların olması gerekir. Bunların tedariki için de mâli desteğin olması şarttır. Bu konuda her Müslüman’ın elinden geleni yapması gerekir.

Ve aynı şekilde Filistin halkının üzerimizdeki haklarından biri de, mallarımızla siyonistlere destek olacak ve kardeşlerimize bir kurşun olarak dönecek yollardan uzak olmamızdır. Siyonizme katkı sağlayan yerlerden eşya, yiyecek, içecek alışverişi yapmaktan kaçınmalıyız.

İşte bu noktada mâli cihad, Filistin’deki mücadelenin başarıya ulaşması ve Kudüs’ün özgürlüğü için şer’i bir zorunluluk olarak görülmekte ve orada bulunanlarla yan yana cihad etme imkanı sağlamaktadır.

Yazar: Doç. Dr. Ashraf DAWABA 

Mütercim: Süleyman KIZILÇINAR