• DOLAR 32.569
  • EURO 34.861
  • ALTIN 2427.543
  • ...

     Allah’a hamd, Resulüne selat ve selam olsun. Selam evlatlarını İslami bir terbiye ile büyütenlerin üzerine olsun. Ve selam olsun Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlere.

“İşte bu kitap (Kur’an’)dır ki, onda şüphe yoktur. Takva sahipleri için bir hidayettir.” (Bakara.2)

“Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir.” (Hadis-i Şerif)

“Kur’an Kıyamet gününde de kendisini okuyanlara şefaatçi olacaktır.” (Hadis-i Şerif)

Ülke ve dünya gündeminin yoğunluğu bazı hayati meselelerimizi öteleyebiliyor maalesef. Bu vesile ile yarınlarımız olan çocuklarımızın manevi eğitimlerinin önemine binaen yaz Kur’an kursları ve camiler konusuna kısaca değinmek istiyoruz.

Malumunuz 2018/2019 Eğitim öğretim yılının sonuna gelmiş bulunmaktayız. Okulların tatil olmasıyla beraber öğrencilerin çeşitli aktivitelere yöneldiği ve yönlendirildiği 3 aylık tatil sürecinde bilinçli hareket edilmelidir. Çocuk gelişimi, çevreye adapte olma, sosyal kimlik kazanma ve kişilik oluşumunda etkili olan tatil dönemlerinde çocuklarımızı kontrol altında tutmalı ve fazla baskı kurmadan takip altına almalıyız. Gerek Kur’an Kurslarındaki eğitimler, gerekse de cami dersleri ve temel eğitim çok önemli. Çocuklar küçükken camiyi sever veya orada ilgi görürse, o çocuğun gönül dünyasında cami güzelleşecek, cami sevgisi yeşerecektir. Camiye gönderilişi bir ceza niteliğinde veya baskı unsuru olarak olursa çocukta iticilik olur. Camide ders veren hocaların tutumu bu konuda çok daha önemlidir. Evvela ebeveynlerin çocuklarını camiye yönlendirmeden dikkat etmesi gereken hususları sıralayacak olursak daha bilinçli bir yönlendirme yapılmış olunacaktır. Konu başlıklarımızı açacak olursak;

-Evvela bir Müslümana “bir iş bittiği zaman başka bir işe koyulması” gerektiği hassasiyeti aşılanmalıdır. Çocuk, süregelen hayatın zaman ve zemin ekseninde sürekli değişken ve aksiyon dolu olduğunu görmelidir.

-Dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri de çocuğa karnesine göre muamele edilmemelidir. Başarılı veya başarısız bir karne olup olmaması önemli değil. Yani camiye gönderilişi bir başarının veya başarısızlığının sebebi olarak gösterilmemelidir. Camiler bambaşka bir mekândır, oraya herkes girebilir/girmelidir. Camiler başarılı öğrencilerin mükâfat yeri veya başarısız öğrencilerin cezalandırıldığı bir yer asla değildir. Böyle bir algı çocukta cami algısını bozar.

-Çocuklarınızı asla başka çocuklar ile kıyaslamayın. Zira bu durum iç dünyasında ve cami derslerinde de bir kompleks oluşturacak ve camiyi okul ile karıştıracaktır. Okulu sevmeyen veya okulda başarısız olan çocuk Allah muhafaza camiden de soğuma tehlikesi yaşayabilir.

-Ebeveynler çocuğu camiye götürürken tıpkı okul hassasiyeti gibi (hakikatte daha fazla hassas olunması gerekir) kayıt işlemi ile ilgilenmeli, cami yolunu çocuğa öğretmeli, cami uzak ise onunla camiye gidip gelmelidir. Baba, bu hassasiyeti Efendimiz (as)’ın “Bir baba evladına güzel ahlaktan daha güzel bir miras bırakmaz.” Ve “Çocuğun baba üzerinde 3 hakkı vardır; doğduğunda güzel bir isim takması, İslami terbiye ile büyütmesi ve evlilik çağında onu evlendirmesi.” hadislerini kendisine şiar edinerek gözetmesi gerekmektedir.

-Çocuk aldığı dersin kendisini yaratan Allah’ın kelamı olduğu şuurunda olmalıdır. Allah’ın nimetleri çocuk dilinde çocuğa öğretilmeli/hatırlatılmalı ve bu vesile ile Allah sevgisi çocukların gönüllerine işlenmelidir.

-Ebeveynler bu konuya ehemmiyet vermeli onu çocuğa hissettirmelidir. Çocuk camiye giderken babasının veya annesinin yüzündeki sevinci görmeli, gitmediği zaman ise yüzdeki endişe ve üzüntüye şahit olmalıdır.

-Ebeveynin çocuğun cami derslerini takip etmesi, cami veya kurs hocasından çocuğun durumu hakkında bilgi alması gerekir. Ayrıca ebeveyn çocuktan öğrendiklerini müzakere yapmalarını ve camiye gidemeyen diğer aile fertlerinin de faydalanması açısından evde anlatmasını talep etmesi gerekir. Gerekirse aldığı Elifba dersini evde eğer bilmiyorlarsa anne babasına öğretmesi elzemdir.

-Bilinmelidir ki; cami edebi ve adabını almış bir çocuktan ailelerine ve toplumuna zarar gelmez. 

-Camiler ibadet yerleri olduğu gibi aynı zamanda sosyal alanlardır da. Çocukların birbirlerini tanımaları, birbirlerinden etkilenmeleri, birbirlerinden müspet bir şeyler kapmaları da kaçınılmazdır.

-Camilerde alınan eğitim bereketli ve bol kazançlı bir eğitimdir. Bu durum, çocuklarda tatlı bir yarış ve heyecanı da beraberinde getiriyor. Bu vesile ile hızlı öğrenme metodu ile çocuklar kısa sürede Kur’an okumayı öğrenme eğitimlerini tamamlamış oluyorlar.

-Kur’an okumanın çocuklar üzerindeki bir başka etkisi ise Arapça dilinin zenginliği ve Kur’an’ın şifası ile zihin açıklığına vesile olur inşaallah.

Ebeveynler bilmelidir ki çocukların eğitimi onlardan sorulur. Amel defterlerini öldükten sonra da hayır ve hasenata açık tutmak isteyenler evlatlarını Kur’an ahlakı ile büyütmeli ve terbiye etmelidir. Toplumda zedelenen güven ve huzur ortamı ancak Kur’an ve ahlak eğitimi ile tedavi edilir. İnsan bozulunca yapılan işler de bozulur. Kalp ve gönül şifası olan Kur’an’ın feyiz bereketinden nasiplenmek için yaz Kur’an kurslarına ehemmiyet vermeli, bu konuda gerekli adımları atmalıyız.

Tabi burada en büyük ve ciddi iş elbette ki hocalara düşüyor. Hocalar evvela çocuklara iman hakikatlerini seviyelerine uygun bir şekilde anlatmalı, güçlü bir akideye sahip olmaları için temel eğitimde azami derecede hassas olmalıdır. Hocalar hikmetle ve güzel öğütle çocuklara yaklaşmalı, sabırla derslerini verip takip etmeli, öğrenmede zorluk çeken öğrencileri yakın markaja alıp bire bir eğitimle Kur’an’ı öğrencisinin zihnine ve kalbine yerleştirmeyi başarmalıdır. Kız ve erkek öğrencilere ayrı sınıflar açılmalı İslam’ın temel edep/adap, ahlak ve fıkhı hikmetlice anlatılmalıdır. Onlara değer verilmeli, dünyalarına inilmeli, sorun ve sorularına karşı gerekli hassasiyet gösterilmelidir. “Çocuktur her şeyi sorabilir” mantığı ile onları dinlemeli ve hikmetle yaklaşılmalıdır. Ve asla unutulmamalıdır ki çocuk camiye ilk girdiğinde nasıl bir ilgi görürse, çocuğun dünyasındaki İslam algısı ve sevgisi o ilginin derecesine göre değer bulup değerlendirilecektir. Bu vesile ile Resulullah (as)’ın ; “Hayra vesile olan hayrı işlemiş gibidir, şerre vesile olan şerri işlemiş gibidir ”hadisini hatırlatmakta fayda vardır. Öğreticilerin bu konuda bir vebal almaması ve dikkatli davranması gerekir. Unutulmamalıdır ki, Allah’ın evine gelen öğrenciler Allah’ın misafirleridir. Bu bilinç ve şuurla hareket edilmelidir.

Son olarak, gerek camilerde, gerekse de evlerde, gerek çeşitli kapalı veya açık alanlarda nerede ne şekilde olursa olsun, çocukların Kur’an öğrenmeleri adına Allah rızası için gayret sarf eden öğretici tüm kardeş ve bacılarımızdan Allah razı olsun. Kur’an’ın şifası ve bereketi üzerlerine olsun. Ayrıca bu hayırlı çalışmalarda maddi-manevi emeği olanlardan, çocuklarının Kur’an öğrenmesi için seferber olan ailelerden ve şu veya bu şekilde bu işte emeği olan herkesten Allah razı olsun.

Kur’an’ın gölgesinde yaşamak ve yaşatmak temennisi ile… Kalbimizde iman,  gönlümüzde ve zikrimizde Kur’an eksik olmasın. Selametle kalın…