• DOLAR 34.428
  • EURO 36.446
  • ALTIN 2842.985
  • ...

Son elektrik zamlarıyla vatandaş, artık bunalıma girmiş durumdadır. ‘Zamlar’ diyoruz, zira o kadar çok elektriğe zam yapıldı ki, zam sayısını hesaplamakta zorlanıyoruz. Zamların miktarı ise soygunları andırmaktadır. Kira fiyatından daha fazla elektrik faturalarının gelmiş olması, sanırım işin vardığı hazin durumu göstermesi açısından ibret vericidir.

Akaryakıt ve doğalgaz zamları ise insanımızı toptan ümitsizliğe sevk etmektedir. Benzin ve mazot fiyatları insanların canını yakmakla kalmadı, ciddi bir gelecek endişesine de sürükledi. Zira ulaşım giderlerinin % 100, % 200’lere vardığı bu süreçte, iğneden ipliğe her şeye de bu oranlarda, belki daha da fazla zam gelecek, demektir. Her şeyin astronomik bir şekilde zamlandığı bu darboğazda; elektrik, doğalgaz ve akaryakıta, devlet eliyle bu uçuk ve basiretsiz zamların yapılması ise ayrıca manidardır.

Döviz kurunun düştüğü dönemde, aşırı artan market ve pazar fiyatlarının düşme ümidi belirmişti. Hatta yetkililerin bu fiyatların indirileceğine dair beyanatları, bir nebze insanları rahatlatmış gibiydi. Ancak fahiş derecedeki elektrik, doğalgaz ve akaryakıt zamları; astronomik market fiyatlarının indirilmesi bir tarafa yeni zam yağmurlarını beraberinde getirdi. Sürekli değişen/artan fiyatlar ise büyük bir belirsizliğin, endişeli bir bekleyişin ve içinden çıkılamaz toplumsal bir huzursuzluğun sebebi haline geldi.

Bir kötü gidişin ayak sesleri iyice artmaya başladı. Memnuniyetsizlik ve faturalar karşısında insanların yaşamaya başladığı çaresizlik, toplumun bütün kesimlerinde net olarak görülmeye başladı. Toplumun orta kesiminin bile yoksulluk sınırı altında yaşam mücadelesi vermeye başlaması; son günlerin en acıklı tablosu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hele dar gelirli veya hiçbir geliri/çalışanı olmayanların açlık sınırının bile çok altında bir çaresizliğe mahkûm edilmesi ise gidişatın nasıl da vahim bir hal aldığını göstermektedir.

Bütün bu olup bitenler karşısında, kamuda ısrarla bir israfın sürdürülmesi ve tasarrufun akla hayale dahi getirilememesi; vatandaşta müthiş bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesine sebebiyet vermektedir. Kayırmacılığın alenileşmesi, ihalelerin ranta dönüştürülmesi ve rüşvetin kurumsal bir yapıya çevrilmesi ise sorunun nasıl bir çıkmaza dönüştüğünün de açık bir göstergesidir.

Elektrik faturaları milleti çarpmaya devam ediyor. Bu ne zamana kadar devam edecek bilmiyoruz. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, millet de birilerini çarpacak. Canı bu kadar yanmış, cebi bu acımasızlıkla boşaltılmış ve geleceği büyük bir belirsizliğe mahkûm edilmiş vatandaşında bir hamlesi olacaktır. Bu hamlenin şiddeti birilerini siyaset sahnesinden tamamen kaldırabilir.

Bu fatura oyununa tez elden son verilmesi çok uygun olacaktır. Milletin burnundan solumaya başladığı bu son süreçte, acil önlemler alınmazsa; geri dönüşü mümkün olmayan değişimlerin söz konusu olacağını unutmamak gerekir. Zamlar derhal geri alınmalı, vatandaşın canı daha fazla yanmadan yanlıştan dönülmelidir. Bir zümre servetine servet katacak diye, bütün bir millet fatura soygununa kurban edilmemelidir.