ABD'nin Afganistan hezimeti ve yerli işbirlikçiler
Taliban, 20 yıldan fazladır ABD/Batı cephesine karşı yürüttüğü özgürlük mücadelesini kazandı. Katil Amerika ve onun katliam ortakları büyük bir zillet içerisinde Afganistan'ı terk etmek zorunda kaldılar. Taliban, büyük bir sabır, tavizsiz bir kararlılık ve cesaretle işgal cephesini hezimete uğratarak; önceki işgalcilerin hazin sonu gibi bu işgalcinin de hazin sonunu bir kez daha bize gösterdi.
ABD, 20 yıldan fazladır sürdürdüğü Afganistan işgali esnasında yüzlerce katliam gerçekleştirdi. On binlerce masum Müslümanı hunharca katletti. Bu vahşi saldırılarda bundan daha fazla insan sakat kaldı. Medreseler bombalandı, camiler havaya uçuruldu, köyler ateşe verildi ve şehirler harabeye çevrildi. Yeni ürettiği çok sayıda silah ve bombalarını buradaki Müslümanların üzerinde denedi. İşgal ettiği Afganistan'ın her yerini savaş alanına çevirdi. Her bir beldesini ateşe verdi, kendisine hizmet etmeyen her bir insanı terörist!!? diye infaz etti.
Bu süre içerisinde binlerce insanı ajanlaştırarak içten içe işgalini sağlamlaştırmaya çalıştı. Bu ajanları vasıtasıyla, Afganistan'ın özgürlüğü için canla başla mücadele eden özgürlük savaşçılarını vurmaya devam etti. İşgalci, her ülkeden devşirdiği ajanlarla, Afganistan'ı adeta parselleyerek işgallerini daimi hale getirme yarışına girdiler. Bu işgale ve katliamlara direnen ve karşı mücadelede bulunan onurlu insanlar, bu rezil ajanlar vasıtasıyla ihbar edildiler ve çoğunu batılı efendilerine infaz ettirdiler.
Bu rezil işbirlikçi ajanların havaalanındaki kaçış görüntüleri ise bütün dünyaya ibretlik bir ders olarak hafızalardaki yerini aldı. Amerika kendi köpeklerini uçak koltuklarında tahliye ederken, yıllardır halkına ihanet eden ama ABD'ye kul köle olmuş olan bu ajan işbirlikçileri, balık istifi gibi kargo uçaklarıyla ancak Uganda'ya kadar taşıdı. Yerli işbirlikçilerin ibretlik sonları ilk defa Afganistan'da ortaya çıkmış bir olay değildir. Tarih boyunca düşmanla işbirliğine girmiş olan bütün ihanet şebekeleri lanetle anıldıkları gibi ibretlik sonları ihanetlerinden daha beter olmuştur.
Batı cephesinin beslemesi olan medya ve basının ısrarla oluşturmaya çalıştığı algı ise tam bir ibretlik vakadır. Sanki Taliban Amerika’yı işgal etmiş, 'bundan sonra ne olacak' sorularıyla olayı baştan sona ters yüz etme cambazlığını sergilemektedirler. Yıllardır ABD'nin işlediği katliamları, talanları yıkımları ve kadınlara yönelik alçakça tecavüzlerini bir kez dahi dile getiremeyen 'bu fondaş şarlatanlar' özgürlük savaşını alnının akıyla kazanan Taliban'ı öcü gibi gösterme hinliğini sergilemektedirler.
Yıllardır verdiği azimli mücadelenin bir sonucu olarak, neredeyse tek bir kurşun sıkmadan başkent Kabil dâhil bütün şehirleri kansız bir şekilde teslim alan Taliban, bütün İslam düşmanı dünyasını şoke etti. Çünkü batı dünyası yıllarca sürecek bir iç savaş üzerine planlamalarını yapmıştı. Devşirdikleri yerel işbirlikçilerle bu savaşı yıllarca sürdürecek, on yıllardır işgal ile kontrol altına alamadıkları Afganistan'ı iç savaş ile geri dönüşü olmayacak bir kaos girdabının içine sürükleme hesabına gireceklerdi.
İşte bu yerel işbirlikçiler, ihanetlerinin büyüklüğünü bildikleri için can havliyle ülke dışına kaçmaya çalışmaktadırlar. Batılı elçiliklerin yazılı evraklarını ateşe vererek yakmalarını özellikle bu çerçevede değerlendirmekte fayda vardır.
Dileriz, Özgür Afganistan, hür insanların eliyle barış ve güvenliğini sağlayacak; adil bir yönetim anlayışı ile ümmetin yüz akı olmaya başlayacaktır. En önemlisi, AB/D fitneleri ve yerel işbirlikçilerin ihanetlerini birinci gündem maddesi olarak asla göz ardı etmemeleri gerekir.