Adım Adım İlhak
ABD başkanı, attığı son twit ile içindeki emperyalist saldırganlığını bir kez daha göstermiş oldu. Bu emperyalist zorba iktidara geldiği günden beri, insanlığa düşmanlıktan başka bir şey yapmamıştır. Her açıklaması, İslam coğrafyasını hedef göstermekte, aldığı her karar İslam topraklarını işgal ve gasp etmekten başka bir amaç taşımamaktadır.
Bu melun kişi yaptığı son açıklama/attığı son twit ile israil'in yıllardır işgal etmiş olduğu Suriye'ye ait Golan Tepeleri adlı bölgenin, artık Siyonist çetecilere verilmesi gerektiğini söylemiş. Tabi Siyonist çetebaşı da hemen bu açıklama üzerinden 'haklılıklarını' dile getirmeye çalışarak işgal altında tuttuğu bu bölgenin kendi toprakları olduğunu dile getirmeye çalışmış.
Daha önce de Kudüs'ün siyonist terör şebekesinin başkenti olduğuna dair karar almış ve uygulamaya koymak için büyükelçiliğini Kudüs'e taşımıştı. Adım adım işgaller devam etmekte, ümmet bölünüp parçalanmaktadır. Bölünüp parçalanan ve daha sonra yutulan ümmetin beldelerinin sayısı her geçen gün artmaktadır. Anlaşılan yeni beldeler sıraya konulmuş, bir müddet sonra işgal edilecek ve akabinde parçalanacak ve zalimce yutulacaktır. Bu beldeler neresi olacak?
Ümmet coğrafyasının her beldesi hedeftir. Ümmet coğrafyasına yönelik yapılan her saldırı ve bölünüp parçalanmaya yönelik her işgal; beraberinde iç karışıklık ve savaş, göçler, insani krizler, açlık ve tamamen yok olmayı getirmektedir. Atılan her işgal adımına karşılık, gereken cevap verilemediği için bir sonraki adım daha yıkıcı gelmektedir. Atılan her işgal adımı geri dönüşü olmayan büyük felaketlere dönüşmektedir.
Golan Tepeleri işgaline karşılık, zamanında gereken cevap verilemediği için bugün Suriye diye bir ülke var mıdır? sorusu akla gelmektedir. Bugün Suriye'nin acımasızca bölünüp parçalanması aslında siyonist terör şebekesinin güvenliğinin daha da garanti altına alınması hamlesinden başka bir şey değildir. Öldürülen yüz binlerce Suriyeli, mülteci durumuna düşürülen milyonlarca insan ve harabe haline getirilen şehirler, yapılan son açıklamadaki hedef içindir. Bunu net olarak görmemiz gerekiyor.
Batı, İslam ümmetinin tam ortasına yerleştirmiş olduğu bu terör şebekesinin, bütün güvenliğini garanti altına almıştır. Bu garanti öyle bir-iki yıl değil; belki bin yıl sürecek şekilde antlaşma altına alınmıştır. Bu antlaşmanın esası, bütün İslam ümmetini etkisiz hale getirerek, direnme kabiliyetini yok etmektir. Kargaşalarla ve iç savaşlarla tamamen tüketmektir.
İşgaller ve talanlarla, karşı çıkma iradesini ortaya koyanları toptan imha etmektir. İçimizden devşirdikleri kâhyaların eliyle emellerini yerelde sürdürmektir. Bölmek, parçalamak ve yutmak amacıyla coğrafyamızı dilim dilim doğrayıp siyonist çetecilere servis etmektir. İşte 1967 yılından beri işgal edilmiş olan Golan Tepeleri terör şebekesine servis edilmiş parça hükmündedir. Ama ilk parça olmadığı gibi son parça da olmayacaktır.
Siyonistler tarafından toprakları işgal edilmiş olan Suriye yönetimi, bu işgale nerdeyse ses çıkarmazken; kendi halkını katliamdan katliama uğratmaktan geri durmamıştır. Hama katliamı hala hafızalardaki yerini korurken, şimdi Hama katliamından daha acı katliamlar sergilenmektedir.
Öyle ki Suriye diye bir ülke kaldı mı ki? Suriyeli diye bir halk kaldı mı? şeklinde büyük bir ızdırap içinde dehşet sahnelerini izlemekteyiz. Belki de kendi halkına düşman bu melun yönetim, siyonist çetecilerin ve onların babası ABD'nin işini kolaylaştırmak için bütün bu rezillikleri sergilemiştir.
İçimizdeki hain kâhyalar var oldukça, barbar batılılar ve siyonist çeteciler daha çok kanımızı akıtmaya devam edecek ve göz göre göre İslam beldelerini işgal edip daha sonra 'zaten bizim idi' demeye devam edecekler.