• DOLAR 32.597
  • EURO 35.015
  • ALTIN 2450.893
  • ...

İslâm dini bazılarının tasavvur ettiği gibi günlere ve olaylara ehemmiyet vermeyen duygudan uzak kuru bir din değildir.  İslâm İnsanlık tarihinde yaşanan önemli olaylara değer vermiş ve bu olayların yaşandığı günlere önem atfetmiştir. Hatta İslâm sadece günler değil olayların yaşandığı yerlere bile ayrı bir önem vermiştir.  Peygamber Efendimiz (S.A.V) Uhud dağını görünce "Uhud bizi seven ve bizim de sevdiğimiz bir dağdır"(Sahih-i Müslim) diye buyurarak önemli olayların yaşandığı yerlerin önemli olduğuna işaret etmiştir.

Peygamber Efendimiz (S.A.V) Medine'ye geldiğinde, Yahudilerin Aşûrâ gününde oruç tuttuklarını öğrenince, neden oruç tuttuklarını sormuş, onlar da: "Bugün Allah'ın İsrail oğullarını kurtardığı gündür, Hz. Musa bugünde oruç tutmuştur" demişlerdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (S.A.V): "Ben Musa'ya (tabi olma konusunda) sizden daha evlayım" diyerek -Allah teâla'nın Hz. Musa öncülüğünde İsrail oğullarını Firavun'dan kurtardığı güne ayrı bir değer vermiş ve bunun göstergesi olarak- bu günde oruç tutmuş ve tutulmasını tavsiye etmiştir(Buhari-Müslim). Ancak bazı sahabeler –Kafirleri taklit etmemek için gösterdikleri hassasiyetle- bugünün Yahudi ve Hristiyanların yücelttiği bir gün olduğunu söylemesi üzerine Peygamber Efendimiz (S.A.V) kafirlere benzeme olmasın diye "Gelecek sene Aşura'dan önceki gün de oruç tutarız" demiştir(Sahih-i Müslim). Bu örnekte gördüğümüz gibi bir âdetin yanlış olmasının ölçüsü Yahudiler veya Hıristiyanların o âdeti yapması değildir. İslâm`a aykırı olmayan güzel âdetleri yapmakta bir sakınca olmayıp ancak kâfirleri taklit etmek amacından uzak onlara benzetmeden bu adetleri icra etmek gerekir.

Konuyla alakalı bir başka delil ise Allah Teâla'nın Hz. Musa`ya hitaben "وذكِّرهُمْ بأَيّىمِ الله" “Onlara Allah`ın günlerini hatırlat” (İbrahim/5) diye buyurarak Allah Teâla`nın nimet veya musibet verdiği günlerinin hatırlatılması gerektiğini ifade etmesidir. Peygamber Efendimiz`in (S.A.V) dünyaya geldiği günden daha önemli Allah'ın nimetini gönderdiği başka bir gün olmadığına göre elbetteki bugünü hatırlamak ve hatırlatmak ta ayet kapsamına girmektedir.

Özel olarak ise Peygamber Efendimiz'in (S.A.V) doğduğu günün değerini gösteren en önemli kanıtlardan biri Peygamber Efendimiz'in (S.A.V) Pazartesi günleri oruç tutup "Bugün benim doğduğum gündür" demesidir(Müslim). Bu hadis açık bir şekilde Peygamber Efendimiz`in (S.A.V) doğduğu güne ayrı bir önem verdiğini, bugünün İslâm`ın nazarında ihmal edilemeyecek önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir.

Son olarak dikkat çekmemiz gereken bir diğer husus ise zikrettiğimiz hadislerde gördüğümüz gibi İslâm`ın önemli günleri ihya etmesi sürekli oruçla ve ibadetle olmuştur. Dolayısıyla İslâm`ın günlere atfettiği değer Yahudi ve Hıristiyanlıkta olduğu gibi bugünleri eğlenceyle ve günahlarla geçirmek şeklinde değildir. Kutlu Doğum etkinliklerine Hristiyanların kendi peygamberlerinin doğum gününü kutlama âdetini taklit etmek olduğunu söyleyerek karşı çıkanlar bu ayrımı göz ardı etmektedirler. İslâm'a göre böylesi değerli günleri ihya edip ibadet, davet ve hayırla geçirmenin, Hristiyanların veya Yahudilerin kutsal günlerini kutlamalarıyla yakından uzaktan alakası yoktur.