• DOLAR 32.576
  • EURO 35.013
  • ALTIN 2459.945
  • ...

Malcolm X`in şöyle bir sözü vardır:

“Eğer dikkatli değilseniz, gazeteler sizin zulüm gören insanlardan nefret etmenizi ve zulmü uygulayan insanları sevmenizi sağlar.”

Bazen bir resimle, bazen bir yorumla zihninizi yönetmek ve sizi bir tarafa yöneltmek isterler.

Örneğimiz odatv`de bir haber…

2018 yılına giren Yeni Zelanda'dan kalkış yapan HA446 sefer sayılı uçağın yolcuları 2017 yılına yolculuk yaptı. Yeni Zelanda`da yılbaşını kutlayanlar bu uçakla birlikte Hawaii`de bir kez daha yeni yıla giriyor.”

İlginç; ama olağan bir haber. Hinlik haberin başlığında: “Zamanda yolculuk bu olsa gerek”. Tam üstünde de “Yobazlar bu uçağı hiç sevmeyecek” diye bir önyorum yapılmış.

Şimdi soru şu: Yobazlar uçağa mı, Yeni Zelanda ile Hawai arası yolculuğa mı, yeni yıl kutlamasına mı karşı?

Ha bir de şu sorun var: “Yobaz” ne demek?

Yobaz şöyle tanımlanır: Bir düşünceye, bir inanca aşırı derecede bağlı, bağnaz, baskıcı…

Buna göre bir dinin en keskin yorumlarından hareket eden bir dindara “yobaz” diyebileceğiniz gibi bir “laikçi”ye de hatta bir Kemaliste de “yobaz” diyebilirsiniz.

Komünistlerin güçlü oldukları yerlerde nasıl “yobazlık” örnekleri gösterdikleri herkesin malumudur.

Batıda son dönemlerde güçlenen aşırı sağ hareketlerin “yobaz” olmadığını kimse söyleyemez. Bazı yerlerde sol ve liberallerde de başka inanç ve düşünceler karşısındaki tahammülsüzlüklerinden dolayı “yobaz” eğilimler söz konusudur.

Haaa, sen burada sadece dindarları kastediyorsan onu da açıkça söyle!

Hıristiyan dindarlar mı, Müslüman dindarlar mı, Yahudiler mi, Budistler mi?

Arşivlerine baktığımızda “haberi yapan vatandaşların” “din”e değil de “İslam”a karşı antipatik oldukları gerçeğiyle karşılaştığımızdan dolayı seçenekleri bire indiriyoruz; ama yine de bir problem var.

“Dindar Müslümanlar” Müslüman kimlikli kişilerin “İslam ülkelerinde” böyle rezaletlere imza atmasına tepki gösteriyorlar. Kime sorsan sana “Bize ne Yeni Zelanda`dan, Hawaii`den” diyecek.

Odatv editörlerine “Biraz empati” diyeceğim; ama bundan da korkarlar şimdi. Hani empatinin çeldirici özelliği de olabilir diye.

***

Kirli zihniyet biraz geriledi; ama bulduğu ilk fırsatta kendini gösteriyor.

Şanlıurfa`da bir ortaokulda yapılan bir etkinlik kirli zihniyetin içindekini kusmasına, maskeyi indirmesine yol açtı.

Evet, bir ortaokulda bir Din Kültürü öğretmeni, başını örten öğrencilerle bir etkinlik düzenlemiş ve bu olay laikçi yobazların kudurmasına yol açmış.

28 Şubat dönemi yasakçılığının borazanlığını yapan faşist zihniyet, sanki suç işlemişler gibi kız çocuklarının yüzünü “bantlı” olarak göstermiş.

Bu bir suç olayı değil, bir örtünme etkinliği!

Din Kültürü öğretmeni olan Hanımefendi, yapması gerekeni yapmış ve alışkanlık edinsinler diye öğrencilerine “Allah`ın emri” olan örtüyü telkin etmiş.

Ailelerin bir itirazı yok! Hatta anlaşıldığı kadarıyla aileler bu etkinlikten dolayı memnun olmuşlar.

Bir gazeteci konuyu CHP milletvekili Barış Yarkadaş`a sormuş ve o da şu cevabı vermiş: “Henüz kendi başlarına tercih yapma yeteneğine kavuşamamış çocuklara zorla türban taktırılıyor. Sonra bu çocuklar öğretmen eşliğinde ‘Kapanma Partisi` adlı etkinliğe katılıyor. Ellerine pankartlar tutuşturulan çocuklar, yaşıtlarına ‘Sen de kapan` çağrısı yapıyor. İşte bu istismarın, inanç sömürüsünün ve yaşam biçimi dayatmanın ve zorbalığın başka bir örneğidir.

Nereden tutarsan elinde kalan bir açıklama!

“Kendi başına tercih yapma yeteneğine kavuşmamış” çocuklara doksan yıldır Kemalizm`i dayatan zihniyetin eleştirisine bakın!

Ortaokul ve liseleri bir tarafa bıraktık.

Siz kendi başına tercih yapabilen üniversiteli öğrencilerin okuma hakkına da dayatmacı zihniyetinizle engel olmadınız mı?

Başörtülü velileri bile “Kamusal alan” gerekçesiyle okul bahçesine almayacak kadar keskin despotik bir zihniyetin temsilcileri şimdi kalkmış tercihten, dayatmadan, sömürüden söz ediyor.

Ve faşist basın!

Üniversitelerde başörtüsü serbestisi için “411 el kaosa kalktı” manşeti atanlar kimlerdi?

Geçen zaman sizi yanıltmasın.

Medyanın dili karşısında her zaman dikkatli olun. Yoksa çocuklara iyi bir alışkanlık kazandırmak isteyen bir öğretmenin yaptığı masum etkinlik size suçmuş gibi gösterilebilir.