BOZACININ ŞAHİDİ ŞIRACI
SİYASET GEMİSİ
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, eski başbakan Bülent Ecevit’e yönelik, “Sizin Bülent Ecevit değil mi Clinton’ın karşısında el pençe duran” ifadesini kullanan AKP Milletvekili Özlem Zengin’e köşe yazısında tepki gösterdi.
Ortada feci bir hinlik var ve böyle bir şeyi ancak Ertuğrul Özkök gibi bir “duayen” başarabilir.
Öyle ya mecliste bir CHP’li vekil, başörtülü bir vekile “ulan” ile başlayıp “had bildirmek”le devam eden sözler kullanmış ve bu kamuoyunda tartışılmaya başlanmıştı.
“Had bildirme” dendiğinde de akla elbette Bülent Ecevit gelecekti.
Başörtülü bir vekil (Merve Kavakçı) meclise girdiğinde cebinden önceden hazırladığı belli olan kağıdı çıkarıp kürsüye çıkan ve korku filmlerini aratmayan bir yüz ifadesi ve ses tonuyla “Bu hanıma haddini bildirin” diyerek “linç çağrısı” yapan dönemin başbakanı Bülent Ecevit…
Hem inanç hem de ifade özgürlüğüne izin vermeyen despotik bir anlayış…
İşte Ertuğrul Özkök, bu anlayış tartışılmasın diye “Kıbrıs kahramanı Ecevit”ten giriyor ve Özlem Zengin’i vefasızlıkla suçluyor.
Kıbrıs Harekatı üzerinden “had bildirme despotizmini” örtmeye çalışıyor.
Ama ah işte şu arşivler hiçbir şeyin yolunda gitmesine müsaade etmiyor.
Kendisi de aynı “had bildirme” taifesinden ya…
Bakın mecliste yaşanan o meşum “had bildirme” olayından sonra şunları yazmış Özkök:
“(Ecevit) İspanya Meclisi´ni basan askerlerin önüne çıkan o meclis başkanı gibi. Meclis´i basan bir zihniyetin karşısına dikildi. Ecevit´in bu çıkışının ve orada yaptığı konuşmanın ne kadar tarihi bir öneme sahip olduğunu, o gece o konuşmanın Türkiye´de neleri önlediğini tarih yazacak. Merve Hanım´ın çocuklarını almak için gittiği okulda küçücük öğrencilerden aldığı dersler, bu haddini bildirme sürecinin ilk işaretleridir. “
İnanılmaz derecede dezenformasyon ustası…
İspanya’daki faşizme, askeri diktatörlüğe karşı çıkışı, sırtını 28 Şubat’ın post modern darbecilerine dayayarak inanç ve düşünce özgürlüğünü hiçe sayan Ecevit’in konuşmasıyla bir tutuyor.
Çok yetenekli bu adam!
Bakmayın öyle vefadan, tarihten, söz ettiğine. Bu günlerde liberal takıldığına aldanmayın.
“Kürtçe klip yapacağım” dediği için Kemalist bir linçe tabi tutulan Ahmet Kaya için “Vay şerefsiz” manşetleri atan gazetenin yayın yönetmeniydi Ertuğrul Özkök. Bununla da yetinmedi ve köşesinde de şunları yazdı:
“O gece orada birçok gerçek sanatçı vardı. Her biri Türkiye’nin yüz akıydı. Bütün bunlar içinde bir tek çirkin adam çıktı. O da ne yazık ki Ahmet Kaya idi”
Özlem Zengin için Kıbrıs Barış harekatında yaşı küçük diye “Tarihe saygı” dersi vermeye kalkışan Özkök şunu söylemiş: “Çünkü tarih sizin hafızanız kadar kısa ve vefasız değil..."
Elbette öyle; ama sanki arşivler çok vefasız ve sizi tam da iddialarınızdan vurabiliyor.
Evet, Ertuğrul Özkök!
Özlem Zengin, Kıbrıs harekâtında daha 5 yaşındaydı; ama 1999’da mecliste o korkunç olay yaşanırken ve siz bu faşizme alkış tutarken yaşınız 50’nin üzerindeydi.
Gerek Merve Kavakçı konusunda gerekse de Ahmet Kaya konusunda yanlış yaptığınıza dair beyanlarınızda samimi olduğunuza inanmıyoruz Bay Özkök.
Siz şıracı olarak bozacılara şahitlik etmeye devam edin; ama şunu da unutmayın, arşivler bir gün açılıyor.