• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Mısır’ın ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi zindanda şehid oldu.

Kalbinde Müslümanlar için, ümmet için kaygı taşıyanlar, insani değerlerini halen kaybetmemiş olanlar üzüntülerini ifade ettiler.

Tunus eski cumhurbaşkanı Munsif Marzuki, ekranlar karşısında kendini tutamayıp ağladı.

Mısırlı sanatçı Yusuf Hüseyin: "Onunla aynı fikirde olun ya da olmayın, tarih Muhammed Mursi'yi Mısır'ın adil seçimlerle kazanmış ilk Cumhurbaşkanı olarak yazacak. Onun dönemi en özgür dönemdi. 6 yıl süren yargılamalardan sonra bile ona gerçekçi hiç bir suçlama yöneltilemedi"

Bunlar “İnsani” tepkilerdi.

Bir de “Soytarılar” vardı.

Düşünce ve meşreplerinin sözcülüğünü yapma, bir yerlerden nemalanma adına tüm değerlerden soyutlananlar…

İslam’a ve tüm değerlerimize düşman olanlar her zamanki gibi kinlerini kustular. Kimi Kemalistler, kimi Türk ve Kürt faşisti de nefret ve düşmanlıklarını, Siyonist ve emperyalistlerle duygudaşlıklarını ortaya sererek kendilerini gösterdiler.

Suudi gazeteci Abdurrahman Raşid, Şehid Mursi’yi Sırp katil Slobodan Miloseviç’e benzetti. Bir gazeteciyi aykırı görüşlerinden dolayı vahşice öldürdükten sonra bedenini asitle eritecek kadar insanlıktan çıkmış olan Bin Selman ve adamlarından daha insani bir tepki de beklemiyorduk aslında.

Tekfirciler tekfire, mezheplerini dinlerinin önüne çıkarmış olanlar etrafa çamur sıçratmaya devam ettiler.

Her şeye maydanoz olan Beyaz Saray sözcüsü böyle önemli bir konuda yorum yapmadı, ideolojik duruşuna göre darbeler karşısında tutum belirleyen ve katil Sisi için kırmızı halı seren Avrupa sustu.

Kimileri verdikleri haberin arasına sinsiliklerini yerleştirirken, kimileri de iftira ve yalanları ısrarla dillendirmeye devam etti.

Mesela INDEPENDENT Türkçe haberi şöyle verdi:

“Eski Mısır Devlet Başkanı Mursi mahkeme salonunda hayatını kaybetti.

Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi casusluk suçlamasıyla idamla yargılanıyordu.”

İngiliz aklı ve Suud parası kargaların bile güleceği “casusluk” suçlamasını haber diye verebiliyor işte.

Benzer bir dili sol ve liberal yayın organlarında da fark ettik.

Birileri mazlumiyeti, hukuksuzluğu göreceğine “Suriye’yi viran eden kişi” diye iftira attı, hızını alamayıp “Mursi, Esad’a destek verenlere ‘kafir’ dedi” yalanına başvurdu. Birileri Allah’tan korkmadan onu “MOSSAD ve Amerikan ajanı” olmakla itham etti.

Evet, israil’in, devrilmesi için her şeyi yaptığı bir Müslüman için “MOSSAD ajanı” bile dediler. Delilleri de matbu olarak hazırlanan bir resmi büyükelçi atamasının altındaki imzasından dolayı…

Erk Acarer diye biri yalan ve iftirada level atlarken, Hasan Sivri diye biri Kaşıkçı’yı vahşi bir şekilde katleden Suudi ile aynı dili kullanarak “İhvan şiddet ve teröre taraftı” anlamına gelecek laflar etti. İhvan gençlerinin kiliselere saldırı olmasın diye nöbet tuttuğuna dair onca görüntüye rağmen “İhvan kiliseleri yaktı” iftirasının nasıl bir izahı olabilir?

Şii ve Vahhabi tekfirciler, İslam düşmanlığından başka kendini dinletecek hiçbir alan bulamayan komünist artıkları, ahlaksız liberaller, su katılmamış faşistler, İhvan ve Muhammed Mursi düşmanlığında birleştiler.

Bu kadar hakaret ve iftiranın olduğu bir yerde biz, Muhammed Mursi’nin davasına, mücadelesine, direnişine şahitlik ediyor ve ona rahmet diliyoruz.

Esfel yaratıklar içinse Mısırlı Televizyoncu Usame Cawiş’in sözlerinin altına imzamızı atıyoruz:

"Sisi medyasının silahşorlarının paylaşımları..

Suudlu analizciler ve gazetecilerin yorumları..

Ve Bin Zayed'in tosunlarının Mursi hakkındaki yazdıklarına bakınca, tam ikna oldum: Aramızda insan suretinde dolaşan epey beyinsiz var"