Dine saygılı İslam'a saygısız laiklik
SİYASET GEMİSİ
DİNE SAYGILI İSLAM’A SAYGISIZ LAİKLİK
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, partisine yönelik yapılan "dinsiz parti" eleştirilerine tepki göstermiş.
Öyle rasgele değil, davet edildiği “Genç İmam Hatipliler”in iftar programında yapmış açıklamasını.
“Partilerin dini olmaz” derken ilginç de bir benzetme yapmış:
"Örneğin Merkez Bankası’nın dini olabilir mi? Siyasi partilerin de dini olamaz. Sadece kişilerin dini inançları olabilir. Herkesin inancına saygılı olunması gerekir. CHP zaman zaman bu konularda eleştiriliyor, ancak bu kabul edilemez."
Kemal Bey klasik bir kurumsal “laiklik” tanımı yapıyor.
Yani kişiler değil kurumlar laik olur, diyor ve CHP’nin laik olduğunu; ama aynı zamanda dine saygılı olduğunu iddia ediyor.
Peki, haklı mı?
Yaşadıklarımız hiç de öyle bir sonuç ortaya çıkarmıyor.
Çok geçmişe gitmemize gerek yok!
Başörtüsü yasağı kaldırıldığında Anayasa mahkemesine gidip yürütmenin durdurulmasını kendileri istemişti. Başörtüsü ve din düşmanı Nur Serter, Kemal Bey tarafından CHP’de vekil yapıldı.
Hem dini sembollere karşı ol, alay et, hem de dine saygılı olduğunu söyle!
Anlamak zor…
İşin aslı şu:
Evet, CHP laik bir partidir; ama maalesef “dine saygılı bir laik parti” değildir.
Aslında işin şöyle bir tarafı da yok değil.
CHP, İslam’ın dışındaki diğer dinlere son derece saygılıdır.
İslam’ın sembolleriyle alay edilir, İslam’a hakaret eden alçaklar savunulur ve saygıdan bahsedilir.
İşi çıkmaza sokan konu da tam işte budur.
***
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı, seçilmesi durumunda ne yapacağını söylemiş:
“Size söz veriyorum, kardeşimle, damadımla, kızımla, oğlumla çalışmayacağım. Onlar işine baksın. Ben, 16 milyon insanımla çalışacağım."
Güzel bir açıklama; ama ortada da bir gerçek var.
Eskiler “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” demişler.
Eğer CHP adayı 31 Mart sonrası CHP belediyelerinin yaptığı işten çıkarma ve sürgünlere yönelik bir itirazda bulunsaydı yukarıdaki sözünün de bir kıymeti olurdu.
***
İsrail hükümeti, İsrail'e lanet etmenin İslam fıkhına göre haram olduğu yönünde bir açıklama yayınladı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, Arapça Twitter hesabı üzerinden Mısırlı bir din adamının videosunu paylaştı.
Halid el Cindi isimli din adamı, videoda "İsrail isimli bir peygamberin bulunduğunu, bu nedenle İsrail'e lanet etmenin haram olduğunu" öne sürüyor.
Hem Sisi’nin “belam”ı hem de İsrail Dışişleri fena halde yanılıyor.
Hiçbir Müslüman bir ismi de “İsrail” olan Yakup Peygamber’e zaten lanet etmez.
Lanet edilen terör şebekesi “İsrail devleti” ve zulümde haddi aşan “israiloğulları”dır.
Allah Teala, Maide Suresi 78. Ayette şöyle buyurur:
“İsrailoğullarından inkâr edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmiştir. Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları nedeniyledir.”
Sanırım bu ayet meseleyi izah etmek için yeterlidir.
***
İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Binali Yıldırım, birçok kesimi cezbedecek vaatler sıralıyor.
Bu arada ilginç bir soruyla karşılaşıyor.
Zarar ettiği söylenen belediye şirketleri…
İSPARK'ın zarar etmesine ilişkin soruya Yıldırım, "Onu ben de anlamış değilim. Gelince anlayacağız. Benim de kafama yatmıyor" dedi.
Böylece yol kenarlarına bir levha yerleştirerek araçlardan “Park parası” alan bir kurumun da zarar ettiğini öğrenmiş olduk.
İki açıklaması olabilir.
Ya alanda asgari ücretle çalışanlardan çok daha fazla astronomik ücret alan müdür ve yönetici var ya da birileri parayı götürüyor.
Yani zarar etmesi bizim de kafamıza yatmıyor ve seçimlerden sonra doyurucu bir açıklamanın yapılmasını beklediğimizi söyleyebiliriz.