• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Öcalan’a uygulanan tecridi protesto etmek için intihar ettiği söylenen isimler dolaşıyor sosyal medyada.

Bu eylem türüne karşı olduğunu söyleyenler olduğu gibi destek verenler de var.

Biri şu dikkat çekici sözleri sarf etti:

“Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridi protesto etmek için kendini öldüren 24 yaşındaki Ayten Beçet'in mektubunu HDP, Bakırköy meydanında binlerce insana okumuş. Sözde gençleri ölmeye teşvik eden siz değilsiniz değil mi?”

“Ölen kadıncağız mektubunda Orta Çağ'daki bir şeyhten bahseder gibi ölümünün "önderlik ile buluşma" olduğunu yazmış. Hayatla ilgili bilgisi bu kadar olan biri mi özgür iradesiyle ölümü tercih etti yoksa iradesi bir örgüt tarafından mı şekillendirildi?”

“İnsanlık ulusu nanoteknoloji ve yapay zekânın sınırlarını keşfe çıkmışken Kürtlerin, "ben ölünce Abdullah Öcalan ile buluşacağım" gibi spritüel-ötesi safsatalara inanması kanınıza dokunsun.”

Tabii bu sözlere hakaretlere varan eleştiriler yapıldı; ama…

Ama bir cevap vardı ki, üzerinde durulması gerekiyor.

Şöyle diyordu bir sosyal medya kullanıcısı:

“Kimsenin kendini öldürdüğü falan yok. Ajan olduğundan şüphelendikleri kişileri öldürüp kendini Öcalan için astı diye propaganda yapıyorlar.”

Ölümler üzerinden konuşmak hoş bir şey değil; ama maalesef böyle bir gerçeğimiz var.

Herkesin bildiği; ama çok az kimsenin konuşabildiği bir gerçek…

Yeniyetmeler “olmaz öyle şey” diye itiraz edebilir; ama doksanlı yılları hatırlayanlar “neler olduğunu” bildiği için acı acı gülümser.

Çok sayıda kaynak sayabiliriz bu konuda; ama bunun donmuş kafalar için bir şey ifade etmeyeceğini de biliyoruz.

Öldürüldükten sonra heykeli dikilenler, isimleri bölgelere verilenler…

Şükrü Gülmüş ve Selim Çürükkaya çok şey anlattı bu konularda.

Hepsi bir yana 15 bin iç infazdan söz eden kişi bizatihi Öcalan’dır.

Sadece “Kör Cemal” olayı çook şey anlatır.

Komplo teorileri bir yana insanın aklına şu da takılmıyor değil.

Öcalan sağ ve İmralı’da “bilim ve felsefede” yeni ufuklar bulmanın çabasında; ama “birileri” onunla “buluşmak” için intihar ediyor.

Ölüleri İmralı’ya götürmeye mi başlamışlar yoksa materyalist felsefede kavrayamadığımız metafizik alanlar mı var?

Bir ara “kozmos” kelimesi çok moda idi.

Carl Sagan’dan yola çıkarak çözülemeyen her şeye verilen isimdi.

Ahiret inancının boşluğunu onunla doldurmayı denediler ve belki de bu teori kimi Pkk mensuplarında tutmuştur.

Bilemiyorum.

Ama yeni öğrendiğim bir şey var.

İçişleri Bakanlığı şöyle bir açıklama yaptı:

“İntihar ettiği iddia edilen PKK’lılar daha önce teslim olup polise ve jandarmaya itiraflarda bulundular ve bu yüzden infaz edilmiş olma ihtimalleri var.”

Herhalde İçişleri bakanlığı “kozmos”tan bir şey anlamadığı için böyle bir açıklama yapmıştır.

Bu nasıl bir kafadır, gerçekten anlamak zor!

“Bilimsel sosyalizm” diye ütopik bir ideoloji oluştur; ama örgüt içerisinde distopyanın dibini gösterecek uygulamalara imza at!

İnsanları dini değerlerden kopar, sonra da ölümden sonrası üzerine maddi hiçbir anlamı olmayan laflar sarf et!

Her şey bir yana kelli felli adamlar ve kadınların çıkıp bu “intiharlar” üzerine konuşurken “intiharlara son verin” demek yerine “tecrite son” açıklamaları yapması mide bulandırıyor.

Gençlere intiharı tavsiye edeceğinize siz fedakârlıkla bulunup “önderlikle buluşmaya” gitseniz ya!

Ama buluşmada “kötü” şeylerle karşılaşsanız da geri dönme imkânı yok, ona göre…