• DOLAR 34.67
  • EURO 36.694
  • ALTIN 2926.8
  • ...

Sosyal yaşamımızda her güne, her aya bir anlam atfedilmiştir. Gönül isterdi ki her günün kıymetini bilip değerlendirebilseydik, Cennet kokan ebeveynleri sırtlayabilseydik. Madem bu ay ebeveynler ayı olarak tanımlanmış, bizler de bunu fırsat bilip bazı çağrışımlar yapalım.

Şüphesiz her ebeveyn ve her öğretmen öğrencisini en güzel şekilde yetiştirip başarısını ve mutluluğunu görmek ister. Bunu arzularken yöntem ve stratejide hata yapabilir. Hatalarımızı asgariye indirmek için izleyeceğimiz yöntemler şöyle olmalı: Öncelikle çerçeveyi geniş tutup çocuklarımızın doğuştan getirdiklerini, güçlü zayıf yönlerini nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadıklarını ne tür şeylerden rahatsız olduklarını iyice araştırıp geniş bir tanımlama yapmalıyız.

Tanımlamayı iyi yaptıktan sonra çocuklarımızın başarısı için olumlu düşünceler ve bu bağlamda söylemler geliştirerek lügatımızı olumlu anlamda zenginleştirmeliyiz. Olumsuz kavramların lügatımızdan çıkması ise çocuklarımıza istediğimiz başarıyı getirecektir.

Çoğu zaman yaptığımız yöntemsel hatalardan biri de çocuklarımızı bir başkasıyla kıyaslamaktır. Her çocuk özel ya da her birey bir dünyadır felsefesinden yola çıkarak çıkarımlar yapabiliriz. Her çocuğun mizacı, zekâsı, yeteneği, beklentisi, algısı farklı olduğu için çocuklarımızı kesinlikle başkasıyla kıyaslamamalıyız. Eğer bizler onları başka çocuklarla kıyaslarsak onlar da bizleri başka ebeveynlerle kıyaslayarak işimizi zorlaştırabilirler.  Bizim zamanımızda imkânlar olsaydı da siz bizleri görecektiniz, bizler neler yapardık desek de çocuklarımız, bu cümleleri dikkate almayıp tebessüm etmekten başka bir şey yapmayacaklardır.

Dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de çocuklarımızı eğitirken gerçeklerden yola çıkmalıyız. Çocuklarımıza her şeyi tozpembe göstermeyip onlara doğal ortamlar hazırlamalıyız. Hazırladığımız doğal ortamlarda kişisel gelişimlerini daha çabuk gerçekleştirebileceklerdir. Belki evde çocuklarımıza hazırlayacağımız sanal ortamlar kendilerini susturabilir fakat sosyalliklerini hızlandırmayacaktır. Bu yüzden çocuklarımızı dış dünyayla, iyi çocuklarla tanıştırmaktan başka çaremiz yoktur.

Bizler kendi beklentilerimizden hareketle çocuğumuzun doktor olmasını isteyebiliriz. Çocuklarımızı o yönde zorla yönlendirebiliriz. Belki de çocuklarımız istediğimiz hedefi gerçekleştirerek bizleri mutlu edebilir. Varsayalım bizler mutlu olduk. Peki çocuklarımız bizim istediğimiz mesleği seçerek mutlu olacaklar mı? Bunları derinlemesine düşünmemiz gerekmez mi?

Zaman zaman öğrencilerle bu konuları konuşurken öğrencinin biri, Hocam: Babam Doktor olmamı çok istiyor düşünüyorum da iyi bir doktor olmuşum, acil bir hasta geliyor en güzel şekilde müdahale ediyorum ve hasta hayatını kaybediyor. Hastanın yakınları dışarda benden bir açıklama bekliyor ben bu açıklamayı nasıl yapacağım ya da nasıl, maalesef hastamızı kaybettik diyeceğim? Bu açıklamayı yapmam mümkün değil, bana ters hocam. Benim için dünyanın en zor işi. Size abartalı gelebilir benim için bir realite hocam.

Bu tür örneklerden yola çıkarak çocuklarımızın tercihlerine saygı duyalım. Çocuklarımızın eğitim süreçlerinde hedeflerine yürüdükleri yolda onlara yardımcı olarak tebessümü eksik etmeyelim. Çocuklarımıza sorumluluklar yükleyerek gerçek hayattaki motivasyonlarını ve yeteneklerini arttıralım. Sorunları çözerken onların adına değil de onlar çözerken çözmelerine yardımcı olalım.

Çocuklarımızın her türlü durumunu takdir ederek aramızdaki diyalogu güçlendirelim. Eğitim süreçlerinde sonuç ne olursa olsun ‘`koşulsuz sevgimizi`` gösterelim.

Selam ve dua ile...

Yazarın Diğer Yazıları