• DOLAR 34.464
  • EURO 36.334
  • ALTIN 2931.061
  • ...

  Genelde insanlar, güven hak adalet mutluluk kavramlarına özlem duyar ve bu kavramlar üzerinden bir hayat felsefesi tasavvur eder, bir yaşam şekli ortaya koymak ister. Bu konularla ilgili tarihsel süreçte kafa yormalar, farklı izahlara rastlamak ta mümkündür.

Kimi, bu mutluluğu yakalamak için ölçülü bir hayatı ön plana çıkarırken kimi ise bir fikre sahip olmayı öne çıkarır. Bu konuda Sokrates ise sade bir yaşam şeklini tavsiye eder. Çok karmaşık bir hayattan ziyade sade bir yaşam şeklinin, insanı her zaman mutluluğa götüreceğini özellikle vurgular.

Filozoflar, bu konularla ilgili gerekli deneyim ve tecrübelerini insanlara sunarak rehberlik ederken teoloji bu konularla ilgili çok farklı bir yaklaşım gösterir. Teoloji, yeri ve göğü yaratan hatta bütün içindekileri yaratan yegâne güç Yaratıcı’dır der. Yaratıcının buyruklarını dikkate alarak üzerinde çok ince düşünerek bu düşünceler üzerinde bir yaşam hedeflemenin sadece insanı değil, insanların genelini mutlu edeceğini özellikle izah eder.

Filozoflar ya da psikologlar derin nefes alarak çeşitli düşünsel etkinlikler yaparak geçici mutlulukları dile getirirken, teoloji ise doğru istikameti doğru yol ve yöntemi bularak o istikamet üzerinde hareket etmeyi tavsiye eder. Bu istikamet üzerinde yaşamı etkileyen her olumlu ve olumsuz etkiyi Yaratıcı’ya bağlar. Bu yaşanılanlardan yola çıkarak bir hikmet nazarıyla bakma yaklaşımını kazandırmaya çalışır.

Çekilen her acının her çilenin bir ödülü olduğunu kutsal metinlerin çoğu yerinde özellikle vurgular. Asıl rehberlik kılavuzunun Allah’ın kelamı olduğuna dikkati çekmek ister. Bütün zorluklar ve çileler karşısında tek adres Yaratıcı’dır. Ancak O’na kulluk edip ve ancak O’ndan yardım dilemek gerektiğini hatırlatır. Bunun dışındaki bütün davranışların Yaratıcı’dan uzak olduğunu, mutluluk getirmediğini ya da getiremeyeceğinin bilgisini verir.

Teolojideki mutluluk anlayışı ya da kavramı hidayettir. Yaratıcı bir insana hidayeti, mutluluğu murat etmişse kimse ona hiçbir şekilde engel olamaz ya da bütün engeller o mutluluğu daha da sağlamlaştırır. Bizim dünyevi olarak tanımladığımız mutluluk tek yönlüyken hidayet kavramı çift yönlüdür. İnsanın diğer dünyasını yani ölümsüz dünyasını da mutlu kılar. İşte bu mutluluk kontenjanlıdır. Ancak bu mutluluktan, O’na kul olanlar O’nun çizdiği yolda yürüyenler nasiplenebilir.

Sürekli kendini gözden geçirenler, yaptıkları hataları tekrar gözden geçirerek doğruyu bulmak için çalışanlar, sağa sola bakmadan imtihanı en iyi netlerle tamamlama endişesi taşıyanlar bu mutluluğa daha yakın olabilir. Kitabı okumadan, kitaptakileri anlamak istemeyenler ve pratik yapmayanlar çok iyi netler çıkaramaz. Bu da onların sınavını ebetteki etkileyecektir.

Sınavımızın sonucunun iyi olmasını istiyorsak; güven, adalet, mutluluk istiyorsak hidayete götüren kelamı çokça okumalı, ondan çokça nasiplenmeliyiz. Bu şekilde ancak kalplerimiz huzur bulur her iki cihanda mutlu olabiliriz. Rabbim; bizleri hidayetinden mahrum etmesin.