Duayı Basite Almayalım
İnsan, bu dünyada çeşitli bela ve imtihanlarla karşı karşıya kalır. Bu bela ve musibetlerden kurtulmak için her türlü çözüm arar fakat çoğu zaman çözümleri bir işe yaramaz. Bütün alternatifleri dener yine de başaralı olamaz. Rasyonel yaklaşır, reel yaklaşır, pragmatist yaklaşır yine olmaz. Bir labirentin içindeymiş gibi algılamaları sıklaşır hep bir çıkış yolu arar o tarafı bu tarafı dener, yine olmaz.
Morali bozulur ona danışır buna danışır herkesten bir akıl alır rüya tabirlerine bakar astrolojiye bakar bir umut, bir ışık görüp o ışığı takip edip bulunduğu ortamdan kurtulmak ister. Çıkamayınca tedirgin olur, hayalleri yıkılır. Neden acaba? Sorularıyla meşgul olmaya başlar. Kendi kendine “şunu yapmasaydım bunu yapmasaydım belki de bunlar başıma gelmezdi” der, ya da ailesini çevresini en son kendini suçlamaya başlar yine de sorunların içinden çıkamaz. Daha derinlerde sorunların çözümünü arar.
Derin derin çözümler ararken psikologlara gider, anti depresan ilaçlar kullanır uyur da uyur yine de sorunlar çözülmez. Kafasında büyüttüğü bilgelere gider her cümlede bir çıkış yolu arar yine de olmaz. Her türlü aracı kullandıktan sonra kendini yaratan, kimsesizlerin kimsesi olan yaratıcı aklına gelir. Yusuf’u (a.s) kuyudan çıkaran Yunus’u (a.s) balığın karnından çıkaran karanlığı aydınlığa çıkaran sonsuz gücün yaratıcısı olduğuna kanaat eder, tamamıyla bir teslimiyet gösterir. Artık bazı sorunların çözümünün mantıksal sonuca varmadığının çıkarımını daha iyi anlar. Daha önce eleştirdiği münacaatı ve duayı artık kabul eder, ondan başkasına iltica edilemeyeceğini kafasına iyice yerleştirir. Kafaya bunlar yerleşince diğerleri orayı terk etmek zorunda kalır.
Hatırlayalım, insan zorda kaldığında samimiyetin ve duanın önemini. Hatırlayalım örnekleri…
“Yolda yağmura yakalandıkları için dağdaki mağaraya sığınan üç kişi içerideyken, yukarıdan yuvarlanan bir kaya parçası mağaranın ağzını kapatır. İçeride mahsur kalan bu insanlar, ‘Olur ki Allah kayayı bertaraf eder’ diyerek, Allah rızası için daha önce işledikleri amelleri zikredip onları vesile edinerek Allah’a dua etmeye karar verirler. Bu üç kişiden biri, anne ve babasına bakma, yedirip içirme konusunda anne-babasını eşine ve çocuklarına hep öncelermiş. Yine bir defasında, henüz çocuklarına içirmeden, süt içirmek için geldiğinde onları uyur bulduğunu, uyandırmaya kıyamayarak sütlerini içirmek için sabaha kadar ayakta başlarında beklediğini anarak, ‘Allah’ım, şayet bunu senin rızan için yapmış isem, şu kayayı biraz arala’ diye dua etmiş, bunun üzerine kaya biraz açılmış.’’
Bu örneğe bakıldığında bizim bugünkü mantıkla uyuşuyor mu? Çoğu insan çok farklı düşünür bu tür örneklerin olamayacağını onlar için bir önem arz etmediğini söyleyebilirim. Onlar için varsa yoksa her şey uzay ve uzaya gidip gelmektir. Uzayı da yaratan israil’i de Filistin’i de yaratan odur. Kendi mantığımızla olayları yorumlamak eksiktir. Her konuda elimizden geleni yaptıktan sonra dua etmek çok önemlidir. Kendimiz ve kardeşlerimiz için samimi içten yaptığımız davranışları hatırlayarak dua edelim.
Selam ve dua ile…