• DOLAR 34.464
  • EURO 36.334
  • ALTIN 2931.061
  • ...

İnsan, psikolojik ve sosyal bir varlık olduğu için bireysel ve sosyal sorumlulukları vardır. Bireysel sorumlulukları her gün yemek yiyip su içtiği gibi Allah tarafından gönderilen, insana yol gösteren ya da rehberlik eden kutsal kitabını her gün okumalı, anlatılanlardan hareketle pratikler yapmalıdır.

Her gün aynaya baktığı gibi fiziksel ihtiyaçlarını temin ettiği gibi ruhsal ihtiyaçlarını da temin etmek zorundadır. Saçları varsa taramalı, dişleri varsa fırçalamalı, güzel kokular sürmeli, ibadetlerine dikkat etmeli, ibadetlerini ihlas içinde yaparak ruhunu da doyurmalıdır. Sadece fiziksel doyumu sağlayıp ruhsal doyumu sağlamazsa benzini azalan araba gibi hedefine ulaşmakta zorluklar yaşar.

Hele ki karlı puslu bir havada insanın benzini azalınca, hedef uzaksa insanın eli ayağı birbirine girer, terler, endişeler yaşar. O an aklına bütün yakınları gelir, çoluk çocuğunu düşünür, dualar eder, salavatlar getirir, Allah’a öyle sözler verir ki yeter ki bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtulsun. Kurtulduğu zaman da bütün meziyeti kendisinde görür. Oysaki bütün okumalarımızda sabır vardı, şükür vardı, ihsan vardı…

Bunlar işlevini yitirdiği zaman, insan organizması sağlık ve sıhhat bulmaz. İbre kendiliğinden artar, hararet olur, organizma ateş almaya başlar. Tıpkı arabalarda olduğu gibi. Sen arabanın günlük kontrolünü yapmazsan; yağını, suyunu ayarlamazsan sıkıntı olur. Hatta günlük aynalarını silmezsen görüntü kirliliğinden Allah korusun kaza yaparsın.

İnsanın sorumluluğunda ibadetlerini düzenli yapıp ekstra ibadetler yapması vardır. Arabalarda ekstra ya da yedek lastik tedariki gibi. Araba sıralıysa gazın yanında benzin bulundurma gibi. İnsan hayatı boyunca bütün tedbirlerini almalı, bir pikniğe gidildiğinde tuz unutulduğunda insanda tat tuz kalmıyor. Bugün dünyada yaşanılanlara bakıldığında ekstralarımız olmadığı için bu haldeyiz. Ne tadımız kalmış ne de tuzumuz.

Bize düşen sorumluluklarımızı yerine getirirsek sürekli antrenmanlı olursak treni saniyelerle kaçırsak bile biraz koşup yakalama şansımız olur. Yok, hiçbir spor yapmayıp yıllarca sadece fiziksel doyumla meşgul olursak onu yakalamamız mümkün olmayacaktır. Descartes, hayatın iki özden oluştuğunu söyler; bunu ruh ve beden üzerinden izah eder. İnsanlar sadece bir tarafı mutlu ederek mutlu olacağını düşünmesi bir yanılgıdan başka bir şey değildir.

İnsanlar istediği kadar kendisini düşünsün bir gün bindiği yerden aşağı inecek, bir gün toplumla yüzleşeceklerdir. Bazıları arabanın her tarafına film çekerek yaptığı her şeyin görünmediğini düşünse de gördüğü insanların yardımına mutlaka ihtiyaç duyacaktır. Siyah filmler çekerek görünmek istemediğiniz ya da masum olarak gördüğünüz, kaçtığınız Gazzelileri bu dünyada görmeseniz de ahiret yurdunda onları öyle görmek isteyeceksiniz ki onlarla yol yürümek için belki de can atacaksınız. Bugün canlılığınızı Allah için gösterin ki yarın treni kaçırmayasınız.

Selam ve dua ile...