• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...

Descartes, varlık felsefesinde insanın iki özden meydana geldiğini söyler. Birini ruh diğerini de beden olarak açıklar. Bu bakış açısına düalizm (ikili anlayış) diyoruz. Teolojiye baktığımızda ruh hakkında kimseye pek bilgi verilmediği, ancak bu tür bilgilerin Allah katında olduğu açıklanır. Bazı sahabelere soru sorulduğunda, bunlar dışında ne sorarsanız size bilgi veririm, denilmesi bunun en güzel örneğidir.

Allah, ilimde derinleşen bazı insanlara her ne kadar feraset verse de bu insanların bilgisi yine de yetersiz kalmış; onların bilgi boyutları kötülüklere hizmet etmemiş,  bütün gizlilikleri bilen Allaha bağlamıştır. Bu konuda İDEV (ideal eğitim vakfı) tarafından hazırlanan Kur’an-ı Kerim Dersleri adlı eserde bu konuya çok güzel değinilmiştir. Zamanımızın ziyadesiyle olduğu bugünlerde ailece okunması, işlenmesi gereken bir kaynaktır.

Nasıl ki bedenin farklı meyvelere, gıdalara ihtiyacı varsa ruhunda kendisini yaratanın kelamına ihtiyacı vardır. Farklı kaynakları okumak, ilimle uğraşmak her inanç sahibinin asli görevidir. Çocuklar, bıkmadan usanmadan toz, toprakla oynayıp oyuncaklar yapıyorsa bizlerde bıkmadan usanmadan ilimle uğraşmalıyız.

Saatlerce bağında bahçesinde çalışan insanlara şahit oluyoruz ya da yazın çoğu vaktinde sabahları gidip akşamları dönen Harun Dayıları, Hişyar Amcaları görüyoruz. Bu iki amcamız gündüz gidip kendi bağıyla bahçesiyle uğraşır gelen misafirlerine ikramda bulunurlar. Evliya Çelebi’nin de Seyahatnamesinde kastettiği Palu bağlarında çay içmek o kadar güzel oluyor ki görmek ve yaşamak lazım.

Bir insan çok zengin olabilir bizleri en güzel yerlere götürüp ikramda bulunabilir fakat yaratanla muhabbeti iyi değilse ikramının bir lezzeti olmadığına şahit oluruz. Bu iki amcamızın gündüz bağıyla bahçesiyle uğraşması, gece ibadetle uğraşmaları, suskunlukları, hayatlarına değer katmıştır. Descartes’in bahsettiği düalizme bu iki kardeşin hayat hikâyesini örnek verebiliriz. Bu amcaların hayat hikâyesine baktığımızda kendi eksiklerimizi çok rahat görebiliriz.

Günümüzün temel problemleri inançsızlık, üretimsizlik, kardeşsizliktir.

Hem maddi hem de manevi üretim olmayınca ansızın başımıza gelenler bizleri yoracaktır. Bu yüzden yaşanılanlardan dersler çıkarıp üretime dayalı davranışlar geliştirmeliyiz. Ruhumuzun ve bedenimizin mutluluğu için tarlamızı, bağımızı, bahçemizi değerlendirmeliyiz. Bunları değerlendirdiğimiz gibi günlük motivasyon dersleri yapıp bizi yaratan Allah’ı hatırlatmalıyız. İnsanın yaşamı için maddi üretim ne kadar şartsa ahret yaşamı ve mutluluğu için manevi üretim çok daha fazla şart.

Nasıl ki tarlamıza, bağımıza, bahçemize ektiğimiz ürünler zamanı geldiğinde netice veriyorsa inanın ki evde ektiğimiz manevi yatırımlar gün gelecek kendini gösterecektir. Biri insana dese ki, maşallah senin sebzen çok güzel olmuş, o insanın aklına emeği gelir çok mutlu olur. Ya da insanın öğrencisi çalışkan olunca öğretmen sürekli o öğrenciyle gurur duyar. İnsanın çok daha fazla gurur duyması gereken şeylerden biri onun yetiştireceği ahlaklı çocuklardır, öğrencilerdir, sadakadır, sadaka-i cariyelerdir. Rabbim;  yaşanılanlardan ders çıkarıp maddi ve manevi üretimimizi artırsın.

Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları