HÜDA PAR’ın geçmişi
Seçim tarihi tespit edilip ittifaklar depremde yaşananların üstünü örtecek derecede gündem olmaya başladığında “organize yalan üretim merkezleri” de devreye girmeye başladı.
Kutuplaşmış siyasetin tarafları “gettolaşan sosyal alanlarda” müntesiplerini mobilize etme amaçlı çabalara girişiyor ve bu arada yalan ve iftira en çok başvurulan yöntemler oluyor.
Çok takipçili hesaplar, hedef aldıkları kişi ya da kurumları, aynı yalanlar üzerinden itibarsızlaştırmaya, kriminalize etmeye, dengesiz hareket etmeye zorlamaya çalışıyor, hedeftekiler sükûnetlerini koruduklarında ise kendileri dengelerini kaybediyor ve karşı tarafa bazen puan kazandıracak saldırılara başvuruyorlar.
Şu anda HÜDA PAR sözünü ettiğimiz organize kötülük odaklarının saldırısıyla karşı karşıyadır.
Solun farklı tonları, liberaller, Kemalistler, kafatasçılar ve hatta Kemalistlerle ittifak kuran kimi muhafazakarlar ve ittihatçılar da HÜDA PAR’ı karalamak için çalışan organizasyonun üyeleri durumuna gelmişlerdir.
Solcular, şeriatçılığından; faşistler, Kürtlerin insani haklarından söz etmesinden, liberaller ahlaksızlığa karşı çıkmasından, Kemalistler ise bunların tümünden dolayı HÜDA PAR’ı hedefe koymuşlardır.
Her grup, kendi hedef aldığı alandan saldırıya geçtiğinde aslında HÜDA PAR’ın ülke ve dünya sorunları karşısında ne kadar kapsamlı program ve projelere sahip olduğunun ortaya çıkmasına vesile oldu.
Evet, HÜDA PAR’ın “Temel Haklar ve özgürlükler” konusunda söyledikleri olduğu gibi, eğitim, sağlık ve aile gibi “sosyal politikalar” konusunda da “Dış politika” konusunda da söyledikleri var ve bu anlamda son derece ayağı yere basan çözüm önerilerine sahiptir.
Kimi bölgelerde kangrene dönüşmüş sorunlar konusunda alanı iyi izleyip sunduğu çözümler, raporlamalar vardır.
15 Temmuz darbe girişimi gibi büyük kırılmalarda nerede duracağı konusunda tereddüt yaşamayan, darbeci zihniyet karşısında kararlı bir duruşu vardır.
Deprem felaketinde kadroları, yakın olduğu STK’ları ve üyeleri ile alanda duran, insani yardım ve yara sarma konusunda çaba harcayan HÜDA PAR, alandakilerin ve mağdurların da fark ettiği gibi bir partiden çok daha fazlasıdır.
Aslında HÜDA PAR’ı hedef alanların toplumsal sorun ve sıkıntılar karşısında siyasi rant elde etmekten başka bir amaç gütmedikleri deprem felaketinde net olarak ortaya çıkmıştır. Ellerindeki devasa imkanlara rağmen kısa süreli olarak alanda gözüken; ama hemen sonrasında halkın mağduriyeti üzerinden hükümete yüklenmek için söylemler geliştirenlerin insani ve ahlaki açıdan sınıfta kaldıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ve bu kesimlerin siyasi geçmişleri de büyük oranda bu tip defolarla doludur.
HÜDA PAR’a geçmişi üzerinden yüklenenlerden bazıları ise kendi geçmişlerindeki insani özgürlüklere ve İslami değerlere olan düşmanlıktan “vazgeçtiklerini” söyleyerek çelişkiler çukuruna düştüklerini bile fark edemeyecek bir izansızlık yaşadıklarını cümle aleme gösterdiler.
PKK yöneticisi Duran Kalkan bile mevcut tablodan cesaret alıp “HÜDA PAR’ın geçmişi temiz değil” dedi.
Ta 23 yıl öncesinden PKK lideri mahkeme karşısında “15 bin iç infaz” gerçekleştirildiklerini söylemişti. Köy katliamları, bebeklerin ve 80’lik ihtiyarların öldürülmesi, Dürümlü’de korkunç bir bomba ile insanların küçük parçalarının bile bulunamaması, çöp kutularına, kalabalık sokaklara konulan bombalar ve daha saymakla bitirilemeyecek cinayetler…
Çukur siyasetiyle binlerce Kürt gencini “Demokratik özerklik” paranoyasına kurban edenler başkalarının geçmişinden söz ediyor…
Bunların tümünün derdinin ne olduğunu HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu açık seçik olarak ortaya koyuyor:
"Uluslararası arenada HÜDA PAR'ı planlarını bozucu olarak görenler var. Onlar rahatsız olunca buradaki piyonlarını devreye soktular. Ama güneş balçıkla sıvanmaz, inşaallah HÜDA PAR'ın güneşi memleketi ısıtacaktır."