• DOLAR 32.205
  • EURO 35.116
  • ALTIN 2500.695
  • ...

Yaklaşık bir ay geçmiş olmasına rağmen deprem, kendini hissettirmeye devam ediyor.

Aslında enkaz kaldırılırken ve buna bağlı olarak can kaybı sayısı artarken hiç gündemden düşmüyor; ama adına “artçı” dedikleri sarsıntılarla daha uzaklaşmadığı mesajını veriyor.

Evet, “ateş düştüğü yeri yaktı” fakat bu kez düştüğü yer çok büyüktü.

Enkazın altında kalanların söyleyebileceği bir şey yok, peki ya kurtulanlar…

Hüznü yaşayamamanın boşluğu hep gösterecek kendini.

Öyle ya…

Bir gece, yarına dair hesaplarla yatıyorsun her zamanki gibi.

Bitirilecek işler, girilecek sınavlar, yapılacak ziyaretler vardır.

Bilmem kaç taksit sonra evin borcu bitecek, mezuniyet sonrası planlamalar yapılacak, düğün hazırlıklarına girilecek..

Evin eşyaları yenilenecek, daha büyük bir eve geçmek için araştırmalar yapılacak..

Dünya işleri işte..

Kimileri takva zırhına bürünecek, “Allah’ın boyasıyla” boyanacak, iyilik halkalarına katılacak, salih amellerin peşinde koşacak, Kudüs’ün esaretine üzülecek, kimileri de heva ve heveslerinin peşine takılacak, ahiret düşüncesini ve onun için hazırlığı planlarının içine almayacak, kararmaya yüz tutan kalbini tevbe ve istiğfarla arındırma yoluna gitmeyecek..

Sağ ve soldaki “şerefli katipler” işlerini yaparken kimileri cennete, kimileri de cehenneme biraz daha yaklaşacak.

Ve bir anda zemin sarsılmaya başlıyor.

Vakit gece yarısını çoktan geçmiş, şafağa daha birkaç saat var; ama korkunç gürültülerle uyanıyor insanlar..

Elli saniye kadar sürüyor; ama öyle bitmez bir elli saniyedir ki, yaşayanlar “kıyamet” diye düşünüyor.

Binalar yıkılıyor, herkes can derdine düşüp kaçmaya çalışıyor.

Çocuklar, eşler, anne-babalar, kardeşler geride kalıyor, enkaz altında kalıyor..

Sadece onlar da değil..

Gelecek hayalleri, umutlar, birikimler, beklentiler, hesaplar kalıyor enkaz altında.

Üç yakınını kaybedenler on yakınını kaybedenlerin yanında konuşmaya utanıyorlar.

Ölüm yakalayamadığı kişilere kendini hatırlatıyor ve er ya da geç buluşacaklarını fısıldıyor.

Ve görebilenler için bir gerçek tüm yalınlığı, tüm çıplaklığıyla kendini gösteriyor.

Ey insanlar!

Hiçbirinizin hiçbir şeyi yok!

Mülk Allah’ındır.

Büyük kıyamet depreminin küçük bir örneğini yaşadınız.

Kiminiz yakınlarını, kiminiz birikimlerini, kiminiz tutkuyla bağlı olduğunuz toprakları kaybetti.

Ahirete olan inancınızı kaybetmeyin!

“Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakının, çünkü kıyamet saatinin sarsıntısı (depremi) büyük bir şeydir.

Onu gördüğünüz gün, her emzikli emzirdiğini unutup geçecek ve her gebe kendi yükünü düşürecektir. İnsanları da sarhoş olmuş görürsün, oysa onlar sarhoş değillerdir. Ancak Allah'ın azabı pek şiddetlidir.” (Hac/1-2)

Yazarın Diğer Yazıları