• DOLAR 34.602
  • EURO 36.679
  • ALTIN 2904.401
  • ...

Bir önceki yazımda dinleme ilkelerini işlerken her konuda olduğu gibi dinleme eyleminde de bizi başarıya götürecek iki temel gücün amaç ve istek olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Bugünkü yazımda da önemli dinleme ilkelerinden birkaçı olan eleştirel dinleme, tahmin ederek dinleme ve not alarak dinleme yönteminden bahsedeceğim:

Bir Müslüman dinlerken gerek konuşmanın içeriği, gerek satır aralarında verilmek istenen mesajı iyi kavramalıdır. Üstelik anlatılanları doğru dinlemesini becermek de bir sanat addedilmektedir. Dinlerken öne sürülen düşünceler doğru algılanmalı ve doğru yorumlanmalıdır ki verilmek istenen mesajlar algılanabilsin. Aksi halde mesajlar yerini bulamayacak ve iletişim kazaları yaşanacaktır. Dinleme sürecinde algılama, değerlendirme ve yorumlamayı etkin duruma getirebilirsek anlatılan ve yazılanların derinliğini daha iyi görebileceğiz.

Anlatılanlar ancak iyi bir dinleme ile beynimizin süzgecinden geçer. Anormal bir beyin ayrıştırma, analiz ve süzgeç işlevini doğru yapamaz. Bir düşüncenin, konuşmanın doğru veya yanlış, eksik veya abartılı yönlerini fark etmek ancak eleştirel dinleme yöntemi ile mümkün olabilmektedir. Ancak bu yöntemin de öz eleştiri yöntemi olmasında fayda  vardır. Eleştiriden amaç, salt ben haklı çıkayım olmamalıdır, gerçek bilinsin diye yapılmalıdır. Salt muhalefet niyetiyle yapılan eleştiri, yıkıcı amaçlı bir eleştiri çeşididir.

Bir Müslüman'ın eleştirel dinleme kazanımını elde etmesi için de kendine " Aktarılan düşünceler arasındaki ilişkiler tutarlı mıdır, sarf edilen düşünce hangi temele dayanıyor, çelişkili noktalar var mıdır, ortaya konan düşüncelerden yola çıkarak olumlu bir yargıya ulaşmak mümkün müdür? " ve benzeri soruları sormasında fayda vardır.

İslam düşünce tarihinde Müslüman ilim insanları, eleştirel düşünmeyi hiçbir zaman yok saymamışlardır. Seleflerimiz anlatılan ve konuşulan sözleri Kur'an'ın mihengine vurup tavırlarını ona göre belirlemişlerdir. Ayrıca yazılanlar noktasında Allah (c.c)'ın kitabına ve Resulü (s.a.v)'in sünnetine mutabık kalınıp kalınmadığını göstermek için bu uğurda hayatlarını dahi ortaya koymaktan geri kalmamışlardır.

Allah'ın rızasını kazanmak için yeri geldiğinde pozitif ilimler üzerinde de çalışmış; Kur'anî bakış açısıyla bu ilimleri yorumlayıp muazzam bir medeniyet inşa etmişlerdir. İslam Medeniyetinin zirve noktasına yükselmesinin temelinde de bu farklı düşünce ve eleştirel bakış açısına duyulan saygı anlayışı bulunmaktadır. Müslüman Bilim İnsanları Kur'an'dan aldıkları ilhamla kendi çağlarında, dünyada eşine, benzerine az rastlanır eserler meydana getirmişlerdir.

Eğitim bilimcilerin araştırmalarına göre dinlemede, zihinsel etkinliklerimizin konuşmaya göre daha hızlı olduğu ispatlanmıştır. Mesela bir konuşmacı dakikada 150 sözcük konuşabilirken zihnimiz 500 sözcüğü dinleyebilir. Dolayısıyla zihnimizin bu yeteneğini Allah (c.c)'ın yolunda ve O'nun rızasına uygun iyi işler için değerlendirmek gerekir. Eşref-i mahlukat olan insan dinlerken bazen dalar, yani zihni anlatılan konunun dışına çıkabilmekte.

Anlatılanlardan yola çıkarak konunun sonraki aşamalarında olabilecekleri tahmin ederek denetimi elimize almalıyız ki dinlemeyi etkili bir duruma getirebilelim. Hakeza anlatılanların varacağı kapıyı düşünmek ilgimizi daha da canlı tutmaktadır. Bunun için 'tahmin ederek dinleme yöntemini' doğru kullanmakta fayda görüyorum.

Ayrıca dinlerken önemli noktaların not alınması, dinlemeyi daha verimli duruma getirmektedir. İnsan nisyanla malul bir varlıktır, fizyolojik yapısı gereği dinlediklerinin bir bölümünü ne yazık ki sonradan unutmaktadır. Bunun böyle olması da her halde Rabbimizin takdiri iledir. İnsanın yaşadıkları musibetleri bir süre sonra unutması nimettir, ancak ilmini unutması da felaket  olarak sayılmaktadır. Bir bakıma dinlediklerimiz suya yazılan yazı gibidirAtalarımız "Yazı kalır söz uçup gider" demişler. Öyle ise anlatılan hakikat derslerinin kalıcılığını sağlamak ve başarıyı artırmak için de, 'not alarak dinleme yönteminin' Müslümanlarca önemsenmesi gerektiği kanaatindeyim..

Hafızayı güçlendirmenin ve okuyup dinlediklerimizin kalıcılığını artırmanın en iyi yöntemlerinden biri de, hiç şüphesiz Allah'ın kitabını bilmek ve dinlemek ile mümkün olabileceğini düşünenlerdenim. Gelin hep birlikte Allah'ın kitabına kulak verelim:

"Kur´an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin."

 "Yani okunduğu zaman taassup ve inadınızla Kur'an'a karşı sağır bir kulak kesilmeyin. Hiç kimsenin onu dinlememesi için de yüksek sesle gürültü çıkararak mesajını engellemeye çalışmayın. Kur'an'a karşı bu çirkin tavrınızı terk edin, dikkatle dinleyin ve ihtiva ettiği öğretiler üzerinde düşünün. Onunla olan tanışıklığınız oranında kalpleriniz aydınlanacak ve siz de, müminlerle beraber Rabbinizin merhametinden pay alacaksınızdır."