İlginç Kareler: HDP’ye Bakanlık Teklifi!
Türkiye Derin Aklı, yeni hamleler için fırsat kolluyor denilebilecek bir havanın sezildiği söylenebilir.
Bir taraftan Yunanistan’ın Ege Denizinde gerginliği artırıcı hamleleri, bir yandan ABD’nin Yunanistan’ı neredeyse gayr-i resmi olarak işgal etti denilebilecek kadar konuşlanması, bir yandan ABD’nin Kuzey Suriye’de yeni üsler açması..
Türkiye etrafında tehlikeli hazırlıklar olduğunu gösteren bu gelişmelerle birlikte Kürdistan ve Kuzey Suriye’de berdevam eden askeri operasyonlar ve ülke içinde PKK’nin siyasi yapılanması olarak bilinen HDP’ye yönelik yeni gelişmeler yaşanıyor.
Eski HDP Milletvekili Semra Güzel’in tutuklanması üzerine HDP'li Sezai Temelli attığı Twit ile “Diyarbakır vekilimizi de zulümle gözaltına alarak düşmanlığınızı bir kez daha gösterdiniz. Diyarbakır'ın size sözü olsun, bu memleketi başınıza mutlaka yıkacağız." ifadelerini kullanıyor.
CHP ve İYİ Parti’den alışık olduğumuz tehdit dilini bu kez HDP’li yöneticilerden işitmek biraz garip geliyor.
Daha doğrusu tehditlerin üst üste gelmesi ilginç.
Tüm tehditlerin odağında ise, Laik Kemalist rejim değil, bu rejimin dizayn ettiği adalet sistemi değil sadece “alnı secdeli, imam hatipli mütedeyyin insanlar” var.
Elbetteki siyasi çekişmeleri içinde istedikleri kadar eleştirebilir ya da açıklarını ortaya serebilirler.
Ancak meselenin başka olduğu görülüyor.
Söylemlerden anlaşılan o ki; bu ittifak ‘Hedef Birliği ve Dil Birliği’ yapıyor.
Bundan dolayı da apayrı kulvarlarda görünmelerine rağmen aynı söylemlerde bulunuyorlar.
Son günlerde Millet İttifakı’nın resmi ve gayri resmi üyelerinin TV ekranlarından tüm topluma yansıyan tartışmalarına daha doğrusu pazarlıklarına şahid oluyoruz.
Resmi üyeler belli; ‘6’lı Masa’ adı altında ilk sezonu başarıyla(!) ve yüksek reyting(!) ile kapatmış partilerden oluşuyor.
Bu partilerin başını çeken CHP’nin neredeyse açık bir şekilde HDP ile temas halinde olduğu ve bazı pazarlıkların yapıldığı ara ara basına düşüyor.
Nitekim ara seçimlerde özellikle İstanbul konusunda yaptıkları anlaşma gereği şu anda Belediye hizmetlerinin üç parti arasında (CHP-İYİ Parti ve HDP) pay edildiği toplum tarafında kanıksanmış neredeyse.
Hatırlanacağı üzere yerel seçimlerdeki ittifak pazarlıklarına siyasi yetkililer kadar Kandil’deki Dağ Kadrosu da dahil olmuştu.
Şimdi de fırsat buldukça 6’lı masayı bir şeylere zorlamak için taleplerde bulunan bir Kandil mevcut, lakin eskisi gibi rahat hareket edemedikleri için pazarlığın çoğu HDP’li siyasilere kalıyor.
Perde gerisinde ‘No Record’ denilen ‘Kayıt dışı’ pazarlıklar sürerken HDP’nin sürekli çıtayı yükselttiği görülüyor.
Öyle ki Millet İttifakı’nda asıl dominant parti gibi hareket ediyor.
Nitekim uzun süredir, ittifak dışı olarak gösterilmekten sıkıldığını ilan ederek masayı zorladı.
HDP’li Sırrı Süreyya Önder: “Bizim yanımızda durmayacak ne var? Demokrasi mücadelesi deyip duruyorsun... Geçti Bor’un pazarı, eşeği sürecek Niğde’yi bile bulamazlar. Ciddi olacaklar, dürüst olacaklar, kararlı olacaklar, cesur olacaklar. Olunacaksa şimdi tam zamanı...” diyerek tepkilerini dile getirdi.
Bu tepki üzerine CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, katıldığı bir canlı yayında "İktidar olursanız HDP'ye bakanlık verecek misiniz?" sorusuna, "Elbette HDP'ye bakanlık verilebilir, her partiye verilebilir" dedi. O da anayasaya göre seçime bir hak kazanmış bir partidir." dedi.
Tabii bu açıklamayı sürpriz bir şeymiş gibi gösteren İktidar basını ‘işte bak gördüğünüz gibi beraber çalışıyorlar!’ tarzı yorumlar yapmaya başladı.
Sanki gizli saklı bir şey varmış gibi bu konu işleniyor.
Oysa yerel seçimlerde olay çarşı pazar, ortada gizlenen bir şey yok.
Millet İttifakı için 'proje ittifakı' vurgusu, Biden’ın “Muhalefeti birleştirelim!” işareti ve bir kısım Küreselcinin taahhütleri gizlenmeyecek kadar aşikar olmasına rağmen tüm siyasetin HDP üzerine kuruluyor olması İktidarın ‘En büyük muhalefet olan ekonomiden’ aldığı darbeleri iyi analiz edemediğini ve yine Milliyetçiliğe oynadığını gösteriyor
Binlerce masum insanın kanından sorumlu olan ve Dindar Kürd Halkı’nı bir kaşık suda boğmaya çalışan PKK ile Çözüm Sürecinde yaşanan pazarlıklara, ittifaklara şahid olan vatandaş bunu da sorguluyor.
Mesela AK Parti Balıkesir Milletvekili Erkan Akçay’ın "Terör örgütünün uzantısına bakanlık vermeyi normal görüyorlar. Bu millete ihanettir." Demesi üzerine hemen Çözüm Süreci’nde nasıl bir pazarlık yapıldığı soruluyor.
Gürsel Tekin olayının bir başka boyutu da herkesin Demokrasi yorumunun farklı oluşu gerçeğidir.