Topluma yön veren gençler!
Zamanın ve dünyanın hali içimizi yakan bir süreçten geçip küreselleşmenin varoluşuyla karmakarışıklığa giden bir yönde. Düşman kim? Kimin menfaati kimin menfaatine galebe çalıyor, kimin eli kimin cebinde ya da kim kimin dostu ve sonrasında düşmanlığa soyunuyor? Öylesine hızlı ilerliyor ki her şey! Hangi yoruma, hangi analize, hangi konuya kulak kabartacağını şaşırıyor insan. Ahir zaman ve dinler savaşı bu olsa gerek. Din arasındaki mezhep sıkıntısı ve bunu körükleyen dış etkenler de olunca her şey farklı minvalde ve yörüngede. Kimin elini tutsan zalim, mazlumlara baksan hep Müslüman!
Ancak tek gerçek var ki, genç beyinlerin bu karmaşıklığa hep kurban gitmesi. Her zalimce olay ve girişimde yaşlarına baktığımız gençler bu büyük oyunların küçük piyonları... Kullanılan paçavralar gibi büyük adamların(!) emel ve hedeflerini, hem dünyalarını hem ahiretlerini ateş çemberine çevirerek gerçekleştiriyorlar. Sual, sorgulama olmadan karanlık bir yola kendilerini siper ediyorlar canhıraşla..
Bundan dolayıdır ki, gençler bir toplumu cennete de, cehenneme de çevirebilecek potansiyele sahiptirler. Gençlikte bulunan dinamizm, potansiyel ve enerji bir davanın, izm`in savunuculuğunu en derininden yapıp o oluşumu yükseltebilir. Her ideoloji fikirlerini ilk önce gençliğe tesir ettirmek ister ki o ideoloji büyüyebilsin.
Onun içindir ki tüm uğraş ve çabaların gençliğe verilmesi, başıboşluktan kötü yollara düşen gençliğe hakikat yolu gösterilip doğru yolda bir hayat sürmeye vesile olunması elzemdir. Tüm bunlar ruhi bunalım, psikolojik etki, manevi boşluktan uzaklaştığının göstergesidir. Bu gençlik gücünün olumsuzluktan korunup hakikatin manevi gücüne teslim edilmesi gerekir ki; yön doğruluğunu bulsun, ışık karanlığa mahkum olmasın, ruh tersi bir yola soyunmasın. Bunun için gençliği ilim irfanla süsleyip, tebliğ ve irşatla, en büyük, güzel ve güçlü çalışmalarla besleyip hakikate dönük bir gücün oluşması sağlanmalıdır. İfrat ve tefritten uzak, İslam adı altında çıkmış ancak amelde alakası olmayan sapma yollardan arınmış, tüm ideoloji, ekol, sistemlerden uzak sadece Kur`an ve Nebevi uyarıları dikkate alıp dünyasını cennete çevirip ahiretini de cennete çevirmeye azmedecek bir gençlik profili...
Bu kötü oyunun oyuncuları hep gençler. Onların ruh dünyasını ve amel boyutunu ıslah etmek bir nebze dünya sorunlarına çözüm olacak niteliktedir. Gençler geleceği gösteren ışıklardır. Yenidünyanın yönünü ve seyrini izletecek olanlardır.
Bu noktada İslam dünyasının da en çok bu alana ehemmiyet vermesi kaçınılmazdır. Bu anlamda dikkat edilmesi gereken husus; gönüllerin ve ayakların aynı düşünceye, aynı hissiyata, aynı iman şuuru ve dava bilincine adım atması önemlidir. Gönlün başka yere kayıp ayakların sabit durması ya da ayakların başka yere kayıp gönlün sabit kalması aradaki ‘dengesizliği` ve ‘kişilik oluşumunu` ve hakeza ‘gücün değerini` basit bir seviyeye indirir. Ruhla birlikte tüm azaların hakikat üzere birleşmesi ve topluma yansıması en azından bu kötü oyunların gençler yönündeki sorununu halletmiş olacaktır.