Ah, canım başörtüm!
Canım başörtüm!
Asırlardır bitmek bilmeyen bir savaşın içindesin. Her zaman kendi güçlerince seni çekiştirmek istiyorlar. Oysa onların tabiriyle ‘bir bez parçasısın’! Bir bez parçasından ne isterler ki öyleyse. Onlarda bilirler ki sen ondan çok daha fazlasısın!
Sana olan nefreti Kaynuka’dan biliriz. Değişen zamanın düşmanlığı aynı. Bazen siyasi arenanın bitmek bilmeyen kavgalarındasın. Bazen reklam, afiş, sinema, film, dizi ve billboardların teşhirciliği özendirip kapalılığı toplumdan soyutlama ve kül kedisi algısınca yönettiği argümanlardasın… Seni gördükçe koca adamların bıyık altından öfke nöbetleri geçirir gibi kirli bakışlarının hedefindesin. Modern zamanın modern(!) kadınlarının tüm kinini gözlerine ve sözlerine kusanların odak noktasısın. Bazen kamusal alanda üstten bakan ve kibir kokan bakışların muhatabısın.
Özgürlük kavramını seninle ölçer biçerler. Sen bir bedende büyüdükçe özgürlüğünün küçüldüğünü zannederler. Oysa sen o kadar özgürsün ki etrafında dolaşanlar kendi fikri taassuplarının esareti altındalar da farkında değiller.
Birileri çıkar gelenek/görenekten ibaret görür. Birileri zoraki örtünmenin itiraflarını reklam niteliğinde sunar. Hep farklı demeçlerle yüzüne gölge düşürmeye hedefli adımlar. Yorulmadan, bıkmadan…
Hatta son gündemlerin trendi, başörtüsünün farziyetine halel düşürmektir. Farziyetini; çokbilmiş akıllarınca ve akıllarına tapar düşünceleriyle tesettürün Allah katındaki değeri, kul değerine/seçimine indirgemeye çalışıyorlar.
Her niyet seni karalamaya meyilli. Aleyhine söylenmiş her söz, özüne közü düşürmeye niyetli…
Oysa sadece tesettürlü bir kadının tesettürüne olan sevgisine baksalar.
Kendi hür iradesi ile Allah için kapanmayı seçmiş olduğu tercihine saygı gösterseler.
Hayat biçimi olarak tesettürü seçmiş bir yolu; zavallı bir gözle değil, kabullenmiş gözle bakmayı deneseler.
Ah canım başörtüm!
Oysa senle aramızdaki bağ, Rabbi Rahim’in emrini başımızın üstünde taşımak kadar onur verici!
Göksel bir emrin güzelliğini anlatmak kelimeleri kifayetsiz bırakır.
Seni ruhumuzla o kadar kabul etmişiz ki bedenimizin bir azası gibisin.
Seni o kadar seviyoruz ki kendimizi seninle tamamlanmış hissediyoruz.
Sen o kadar bizdensin ki, fıtrat huzurunu seninle buluyoruz.
Öyleyse canım başörtüm! Sen ne güzel cihatsın bir kadının üzerinde. Biz çok barışığız seninle, ya diğerlerinin senden ne alıp veremedikleri var ömrünce…