• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

“Allah’ım; Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl, bizi Ramazan’a kavuştur.”

Bizleri üç aylara, kutlu zamanlara eriştiren Allah’a (c.c.) hamdolsun! Zaman içinde nadide zamanlar yaratan Alemlerin Rabbine hamdolsun! Nimetini bereketiyle veren Rahman ve Rahim’e hamdolsun!

Kutlu zamanlar, büyük heyecanları ihtiva eder. Recep ayı bilme, Şaban ayı bulma, Ramazan ayı ise olma ayıdır. Kalbimize nur ve sürur, imanımıza kuvvet, ibadetlerimize huşu, muamelatımıza şuur, gözümüze fer, zamanımıza her dem çoğalan ve Kadir gecesiyle doruğa ulaşan feyz ve bereket vesilesi olsun, üç aylar.

Geçen yazımızda âlim Abdulfettah Ebu Gudde’nin Zamanın Kıymeti eserine giriş yapmıştık. Bu yazımızda selef alimlerin zamanın kıymeti, ilme verdikleri değer ve alimlerin ilim talebelerine tavsiyelerini aktarmaya çalışacağız. Rabbim istifade edenlerden eylesin!

Zamanın kıymetiyle ilgili ilk ele alacağımız vecizeler, sahabenin büyüklerinden, ilk müfessir, muhaddis ve fakihlerden Abdullah bin Mesud’a ait olacaktır. Ne diyor o büyük sahabi: “Ne dünyaya, ne ahirete yaramayan işle uğraşana kızarım. Üzerime güneşin battığı ancak amelimin artmadığı günün pişmanlığı kadar pişman olmam.”

İslam’ın ilk şairlerinden Hasan-ı Basrî ise “Her geçen gün bir parçanı götürür. Yaşadığın vakte, altın gibi hırslı ol.” demiştir. Ashab ibadet ve taatte bu denli titizdi. İmam –ı Azam Ebu Hanife’nin talebesi Ebu Yusuf’un ilimle meşguliyeti ise ölüm döşeğine değin sürmüştür. 4 büyük mezhep imamından İmam Şafii’nin şu sözü, ilim iştiyakını göstermesi açısından önemlidir: “Daha önce işitmediğim bil bilgiyi işitirken kulağımın aldığı zevki hissetmeleri için başka azalarımın da kulakları olsun isterdim.”

Onların ilme iştiyakı öyle derindi ki Süleym er Razi gibi eli bir işle meşgulken dili dudağıyla taatten geri kalmaz, Hatibi Bağdadî gibi gittikleri yere kitapla gider, Cürcânî gibi mütalaa yapabilecekleri rotayı seçer, Ebul Vefa gibi yeni şeyler öğrenmeyi en değerli şey addederlerdi. O Ebul Vefa ki 80 yaşında ilme olan hırsı, 20 yaşındaki hırsından az olmayan, çiğnem farkından zaman kazanmak adına yemeği ıslatıp yiyecek denli hassas bir zaman ayarlayıcısıdır. Aynı hassasiyeti İmam Buhari’nin hocası İbni Selam’ın, dinlediği alimin bilgilerini kaçırmamak için kırılan kalemiyle uğraşmak yerine bir dinara bir kalem almak istemesinde de görebiliriz. Zira onlar için ilim, insanı cehalet zulmetinden dinin nuruna çıkaran bir tılsımdı ve bu tılsımın her bir huzmesi bile onlar için kaçırılmaması gereken büyük bir hazineydi.

Alimler büyük bir ummandırlar aynı zamanda. Taberi olarak bildiğimiz büyük tefsirci, tarihçi ve muhaddis İbn-i Cerir mesela… Önce tefsir, sonra 6000 sayfalık tarih kitabı yazmış. Buluğ çağından ölümüne değin eserleri hesap edilince günlük 28 sayfaya tekabül edermiş. Kısacası tek başına bir yayınevi… Günün her anında yapacakları belli olması ve ilimden gayrı bir işle uğraşmaması, zamanını verimli kullanmasına vesile olmuştur.   

Uzay, tıp, matematik, edebiyat ve tarih gibi her biri ayrı bir ihtisas gerektiren alanlarda yetkin bir ilme sahip Birûnî’nin, Nevruz ve Mihrican günlerinde iaşesini sağlaması dışında tüm seneyi çalışmakla geçirdiğini duyarız. Sachau bu sebeple ona “Tarihin tanıdığı en büyük akıldır.” der.

Daha birçok sayamadığımız ve açıkçası bilemediğimiz âlimden ve onların öne çıkan özelliklerinden bahseder yazar. Hülasa onlar, hikmetten yana büyük nasibi olanlardı. Azimle niyetlenen, gereksiz işlerle uğraşmayan, zamanı verimli kullanan, zorluk çektiği ölçüde temenni ettiği şeylere ulaşacağının bilincinde olan, ömrüne nazaran feyzi uzun insanlardı. Rabbim onların yolunda yürüyenlerden eylesin. Şimdi de yazarın tavsiyelerinden bir demet sunarak sözlerimizi nihayete erdirelim.

Bir ideal sahibi ol, gerçekleştirmek için çalış. Bu ayrı bir mutluluk verecektir. Akıl olmadan hayat, vakit gözeterek zamandan istifade etmeden gıda temin edilmez. Bu temin edilince hem iş, hem netice, hem faydalanma suretiyle toplum toptan kalkınır. Her gün az bir zamanın aynı şeye tahsisi, hayat akışını değiştirir, seni sandığından güçlü kılar ve daha yükseğe çıkarır. Bu minvalde düşüncenin kilidini açan seher vaktini değerlendir.

İlim, ölçülmesi mümkün olmayan bir derya, tamamını elde edemeyeceğin bir madendir. En mühim olanla ilgilen. Düşüncen her şeyi ihata edemez. Yapacağın ve bırakacağın işleri birbirinden ayır. Faydası az olanı çok olana tercih etmek, fazileti azaltır, çalışmaya engel olur, vakti heder eder, vücudu yorar. Bundan dolayı alimler zihin geliştirici yönü olan satranca dahi mesafeli davranmıştır.

Hakikat ehline teveccüh besle, düşüklerden içtinap et. Alimlerin imkansız gelen telifleri, ilimle aklımızı zorlayacak denli uğraşmalarından dolayıdır. Bu sebeple alimlerin terceme-i hallerini oku. Vakti ilimle değerlendirmenin tadına var. Mütalaaya, ilmi ayıklamaya çalış. İlmi ileriki zamana erteleme ki yaşlılıkta vakit dar, vücut zayıf, sıhhat bozuk, takat az, işler çok ve ağır olur.  Hem her zamanın ânî durumları vardır. Hızlı yaz ki, başka ilimlere zaman kalsın. Hızlı yürü ki, başka alimi de ziyaret edesin. Hızlı ye ki, oyalanmayasın. Bil ki az yemek ve uyumak, kanaat ve iradedir.

Farzları edâ etmeden, iş başarmadan, şerefini güçlendirmeden, bir temel atmadan, ilim öğrenmeden gününü geçiren kişi, ziyandadır. Boş vakit mefhumu olmadan çalışmaya bak. Zamanı katletmekten korumak ise, hoşlandığın şeyleri değiştirebileceğine inanmak, yani irade sahibi olabilmekten, araştırma yapmaktan ve ilimde derinleşmekten geçer. Böylesi bir toplumun entelektüel seviyesi artar, meşguliyetleri hayırlı olur.

Allah Teala bizleri vakti değerlendirme, faydalı işlerle doldurmaya muvaffak kılsın. Bizleri zamanın ve hayatın kıymetini idrak eden, kendilerini ve milletlerini aldatmayan, her geceyi Kadir, her geleni Hızır bilen, nimetleri heba etmeyen ve doğru yol üzere bulunan kullardan eylesin. Hatırlarımızda var olan, satırlarımızda yer bulan-bulamayan hükemânın feyzinden istifade etmeyi ve hakikatlerini sadırlarımıza nakşetmeyi nasib etsin.

Rabbim kitaptan ayırmasın!

Selam ve dua ile…

Abdullah Ayyıldız