Bu krizlerin siyasi faturası ağır olur
İstanbul seçimlerinde özellikle ekonomi üzerinden oynanan oyunlar, muhalefetin rüyasında bile göremeyeceği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmalarına yol açtı. O günlerde de özellikle patates, soğan üzerinden başlayan sıkıntılar, hükümeti tanzim marketleri açmaya, adeta pazarda patates, soğan satmasına kadar uzandı. Birileri kıtlık başladı yaygarasını koparmış 1-2 TL olan fiyatlar bir anda 10 TL’ye kadar yükselmişti.
Zaman zaman kamyonlarla derelere, çöplere dökülen patates, soğanlar medyaya yansısa da bu konuda etkili bir adımın atılmaması sorunların daha da derinleşmesine yol açmıştı. Fiyatların daha da yükseleceği söylentileri stokçuluk yapanların ekmeğine yağ sürmüş; depolar, patates, soğanla doldurulmuştu. Göstermelik birkaç depo basılıp ceza yazılsa da ne fırsatçılığın ne de stokçuluğun önüne geçilemedi.
Seçim sonrası piyasa bir anda hiçbir şey olmamışçasına normale dönse de muhalefet istediği başarıya ulaşmış hem Ankara hem de İstanbul belediyelerini kazanmıştı.
Şimdilerde yine aynı senaryolarla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz aylarda doların yükselmesiyle fırsatçılar ve stokçular bir kez daha piyasaya çıktı. İthal edilmeyen ürünlere dahi iğneden ipliğe zam yapan kriz fırsatçıları, doların düşmesi sonrası ise arttırdıkları fiyatlardan geri adım atmadılar. Özellikle Ayçiçek yağı ve un üzerine gelen fahiş zamlar çıktığı yerde çakılıp kaldı.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal savaşı da yaşanan krizlerin üstüne tuz biber oldu adeta. Birçok üründe dışa bağımlı olmanın bedelini ise yine vatandaşlar ödüyor ve ödemeye devam edecek. Özellikle Ayçiçek yağının tedarikinde sıkıntı yaşandığı söylentileri vatandaşları bir kez daha sokaklara döktü. Herkes en yakın marketten eline geçirdiği yağı almanın savaşını verdi.
Spekülasyonlar, iddialar ve vatandaşların da bu saldırgan girişimlerini fırsat bilen zincir marketler ise krizi fırsata çevirmenin uyanıklığıyla fiyat etiketlerini ikiye katladı. Bir kısmı ise elindeki yağları depolara kaldırdı. Denetimlerin etkisiz ve yetersiz oluşu da yaşanan krizin daha da derinleşmesine yol açtı. Hükümet kanadından yaşananlara ilişkin vatandaşı tatmin edecek açıklamaların yapılmaması da tedirginliğin artmasına, söylentilerin etkisini arttırmasına neden oldu.
Marketlerde yağ kalmayınca internete yönelenler ise bir şok daha yaşadılar. Dakikalar içinde fiyatlar orada da ikiye üçe katlandı. Geç de olsa hükümet kanadından açıklama geldi ancak olan olmuştu. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Twitter hesabından, Türkiye'nin Ayçiçek yağı stokuna ilişkin, "Ayçiçek yağı gibi temel gıda ürünlerinde yeterli stok bulunmadığı yönünde paylaşılan bilgiler doğru değildir. Gerekli tedbirler alınmıştır, ülkemizin yeterli miktarda Ayçiçek yağı stoku bulunmaktadır, asılsız iddialara itibar etmeyin, endişe edilecek bir durum söz konusu değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle zincir marketlerin fırsatçılık ve stokçuluğu daha çok can yakacağa benziyor. Birbirinden bağımsız gibi hareket ediyor gibi gözükse de fiyatlar hepsinde aynı anda yükseliyor, aynı anda iniyor. Farklı marka ürünler satsalar da ürünlerin fiyatları hepsinde tek elden çıkmışçasına aynı oluyor genelde. Yaşananlar bir kez daha gösteriyor ki yetkililer bu konuda etkili bir adım atmazsa, bu işin sonu İstanbul’u, Ankara’yı kaybetmekten daha ağır olacak.