Mutlak kötülük: Siyonizm
İyilik ve kötülüğün dereceleri vardır. Tıpkı aydınlık ve karanlık, sıcaklık ve soğukluk gibi… Ancak bazı şeyler vardır ki sıfatı kendi zatındandır. Dışarda bir etki ile değişecek veya derecelenecek değildir. Mesela İslam mutlak iyiliktir. Daveti hakkadır. Hukuku adil, muamelesi insancadır. Savaşı bile insanları zulmün esaretinden kurtarıp rabbin özgür kulluğuna eriştirmek içindir.
Bunun aksi mutlak kötülük de vardır. Siyonizm de mutlak kötülüktür. Siyonizm’in iyi bir hali, güzel bir şekli, masum bir zamanı yoktur. Her hali ile kötülük, her şekli ile zararlı, her zamanında mutlaka zalimdir. Kendi tabilerine bile zarardır Siyonizm. Zulüm hesaplarını kabartır, insanların nefretini arttırır ve tarih boyunca yolcularını korku, zillet ve meskenete mahkûm eder.
Bilmelisin ki; Siyonistler sana el uzattıklarında, akıllarında bir çelme vardır. Gülümsediklerinde, içlerinde bir hinlik planlıyordur. Barış yaptıklarında savaş zamanı için planlar yapıyordur. Tecrübelerimiz göstermiştir ki; onların çarşılarına alışveriş için gidersen, hem malın hem canın hem de namusun tehlikededir. Adalet için mahallelerine uğradığında damdan üzerine büyük bir taş boca etmekle uğraşırlar. Ahit yaptıklarında en zor gününde arkadan vurmak üzere hainlik yaparlar.
Onun acı meyvesi olan israil de öyledir. Terörle yerleşir, katliam ve sürgünlerle alan açar, ardından işgalle genişler. Siyonizm o meyvesini almak için Yahudilere bile acılar çektirmiş, onların dünyanın dört bir yanından kaçıp Filistin’e yerleşmeleri için zulüm dolu projeler üretmiştir.
Unutmayalım; Siyonizm, küçük çocukların kollarını taşlarla kırmasa da Filistin’in en değerli insanlarını terör ile katletmese de vicdanlarının sesine kulak verip dünyanın dört bir tarafından Gazze’ye insani yardım götüren insanları hedef almasa da kötüdür. Çünkü temeli şeytani bir kibir, stratejisi sinsi bir haset, hedefi yıkım dolu bir işgaldir.
19 yaşındaki bir genci alnından hedef alırken, 14 yaşındaki bir kız çocuğunu vahşice darp ederken veya her taraftan saldırıp ısıran it sürüleri gibi tek bir Filistinliyi yakalayıp götürürken Siyonizm daha kötü olmamıştır. Dedik ya Siyonizm mutlak kötülüktür ve bu kötülükte derece yoktur.
Ancak gafletin dereceleri vardır. Zamana ve şartlara göre tavır değiştiren, duruma göre tepki gösteren, sadece baştakiler dile getirince zulmü görmeye ve göstermeye cüret eden Müslümanların gaflet dereceleri vardır. Her birinin uyanmasını sağlamak için ölmesi gereken Müslüman sayısı farklıdır. Bazılarının dile getirmesi için uygun bir psikolojiye veya bültende boşluğa ihtiyacı vardır.
Allah affetsin cümlemizi. Biz biliyoruz ki; Kudüs için, zevk u sefa içinde, tahtının derdinde Bağdat halifesini de her fırsatta Haçlılar ile anlaşıp ihanet eden karaktersiz emirleri de idare etmek gerekiyor. Çünkü her şeye rağmen Kudüs ve Mescid-i Aksa Müslümanların ortak çabası ile özgür olacaktır.
