Randevuları onaylamak randevu sisteminde çözüm olacak mı?
Bugünlerde hastanelere yolu düşen her vatandaş randevuların ne kadar zor alındığını bilir. Özellikle bazı branşlarda hele hele büyük şehirdeyseniz randevu bulmak çok zor, birkaç aya randevu verilebiliyor. Vatandaş randevu bulamayınca ister istemez sağlık hizmetine ulaşamamanın vermiş olduğu huzursuz bir ortam oluşuyor, şikayetler artıyor. Bunu takip eden Sağlık Bakanlığı vatandaşın randevu sistemine çözüm olmak için randevu onay sistemi getirdi.
Herhangi bir branştan randevu alan vatandaş son gün randevusunu onaylayacak. Onaylamasına rağmen randevusuna gitmeyen kişiler 15 gün boyunca aynı branştan randevu alamayacak. Randevu onay sisteminin amacı randevu alıp da randevusuna gitmeyen vatandaşların yerine yeni randevuları yazarak randevuların sıklığının azalmasını sağlamak. Ama bu önlem çözüm olmayacaktır. Çünkü tüm branşlarda Hekim arkadaşlarımız 3-5 dakikada hasta bakacak yoğunluktadır.(Günde 40-60 hasta )
Sağlık Bakanlığı randevu sisteminde verilen randevuların %10 daha fazlası gelmeme ihtimaline karşılık fazladan randevu verirler. Ekstradan çoğu hastanede randevusuz belli oranda hasta bakılması hekimlerden istenir. Yani randevu onay sistemi sanki doktorların bazı zamanları boş geçiriyor da oraları aktif bir şekilde kullanalım amacıyla yapılmış bir sistemdir. Ama pratikteki asıl mesele bu değildir. Tam tersi Hekim arkadaşlarımız, normal standartların çok altında bir zaman ayırarak hasta bakmaktadır. Normalde en az 10 ideali 20 dakika hasta muayene edip değerlendirmesi gerekir.
Çoğu Hekim arkadaşımız günde 50-60 hasta bakarak 5 dakika gibi bir sürede muayenesini bitirmek zorunda kalmaktadır. Avrupa ülkelerinde Almanya’da Belçika’da Hollanda’da bir hekimin günlük baktığı hasta sayısı onu geçmemektedir. Ülkemizde artan sağlık hizmeti ihtiyacı katlanarak devam etmektedir. Her yıl bir yıl içinde polikliniğe başvuran toplam insan sayısı artmaktadır. Geçen yıl 810 milyona yakın poliklinik hizmeti verilmiştir. Bu sayı hiç bir ülkenin kaldıramayacağı bir poliklinik sayısıdır. Poliklinik sayılarını ve hasta başvurularını bu kadar yoğun olmasına karşın ülkemizde her bin kişiye düşen Hekim sayısı, Avrupa ülkeleri, Almanya ve İngiltere’ye göre çok az kalmaktadır. OECD’nin 2021 verilerine göre Türkiye’de bin kişiye 2,2 doktor düşüyor. OECD ortalaması ise 3,7 doktor. Kişi başına düşen doktor sayısında Türkiye OECD üyeleri arasında son sırada bulunuyor. Yunanistan bin kişiye düşen 6,3 doktor ile OECD üyeleri arasında en iyi durumda. Ardından Portekiz (5,6), Avusturya (5,4) ve Norveç (5,2) geliyor. Türkiye bu değer ile Avrupa’da kişi başına doktor sayısında en kötü ülke.
Türkiye’den sonra en düşük oran 3 doktor ile Lüksemburg’da Almanya ve İspanya’da bin kişiye 4,5 doktor düşüyor. Buna göre Almanya’da kişi başına düşen doktor Türkiye’nin iki katından
fazla oluyor. ABD’de 1000 kişiye düşen doktor sayısı 2.7’dir.
Hemşire sayılarımız da hiç iç açıcı değil. Türkiye bin kişiye 2,8 hemşire düşerken OECD ortalaması 9,2. OECD ortalaması Türkiye’nin üç katından bile fazla gelmektedir. Kişi başına hemşire sayısında en iyi durumda olan ülke Finlandiya (18,9), İsviçre (18,4) ve Norveç (18,3).Almanya’da bin kişi başına 12 hemşire düşerken bu oran Fransa’da 9,7; Birleşik Krallık’ta ise 8,7 ABD ‘de 12’dir.
Sağlık çalışanlarımız az sayı ile çok iş üretmekte iken randevu sisteminin devamlı patlayan sağlık başvurularını azaltmanın çareleri aranması gerekirken devamlı daha fazla hastaya nasıl poliklinik hizmeti sunmanın yolları aranmaktadır. Randevusunu onaylamasına rağmen gitmeyen kişi aynı branşa 15 gün randevu alamaması acil polikliniklerinin kötü olan durumunu daha da kangrenleştirecektir.