• DOLAR 34.239
  • EURO 36.985
  • ALTIN 2927.472
  • ...

Öğrenince vefat haberini inanamadım, aslına bakarsan hiçbirimiz inanamadık SELAMİ’M. Şu an bile sanki kötü bir kabustaymışız da bitecek gibi ama bitmiyor işte. Ölümün soğukluğuna, solukluğuna alışıktım ama bu denlisini görm emiştim AZİZİM. Aslında kurtuldun işte tamah etmediğin tüm dünyalıklardan. Seni tanıyan herkes bilirdi ki; SELAMİ hayır işlerinde capcanlı, atılgan ve üretkendir. Lakin mesele dünyalıklar olunca buz kesilirdin, hiç ama hiç önemsemezdin.

Sen yaşın 14’lerde olduğunda dahi kocaman bir yüreğe sahiptin. Ta o zamanlarda kendine alışkanlık etmiştin herkesi kucaklamayı, hor görmemeyi, samimiyeti, tevazuu kendine. Çok sevdiğin insanlar dışında şaka yapmazdın hiç kimseye kırılırlar endişesi ile. Çok konuşmaz, çok gülmez idin. Yaptığın çok bir şey varsa o da İslam’ı daha iyi nasıl anlatırım konusu üzerinde tefekkür etmekti. Küçük günahları bile büyük görür mücadele ederdin nefsinle. Sen hiç köle olmadın ki nefsine köleleşmiş bu köhne dünyada.

Küçüktün ama iman etmiştin Hocalarının bu dünyadaki en önemli vazife ‘Kuran’ı okumak ve yaşamaktır’ sözüne. Ve öyle de devam ettin gençliğin boyunca, ömrün yettiğince. Yalpalamadın, sarsılmadın hep daha da büyüterek gönlündeki Muhammedi Sevdayı ilerledin Salihler yolundan.

Şimdi sen yoksun kavuştun Yaradan’a ancak geride gözü yaşlı yüzlerce genç bıraktın arkanda. Ağlamaklı kaldı hep gözlerimiz, buğulu, hüzünlü kaldı. Özledik şimdiden seni. Amcaoğullarına dayza demeni özledik. Susuşunu, tebessüm ile gülüşünü ve daha niceleri…

Ölüm bazen sevgilinin haykırışıdır, ondandır biraz acele. Sevdiği güzel insanları çağırışıdır yanına Yaradan’ın. Sevgililer güzel kokularını kaybetmeden bir çağrıdır belki de…