• DOLAR 34.239
  • EURO 36.985
  • ALTIN 2927.472
  • ...

Ülkemizde ve Dünya’da konuşulan en önemli gündem maddesi tartışılmaz bir şekilde koronavirüs ve hayata etkileri olmakta devam ediyor. Koronavirüsü ortadan kaldırmak için ülkeler aşı yapma konusunda yarışıyorlar adeta. Haksız da sayılmazlar. Hangi ülke koronavirüsü ülkesinden daha önce kovabilirse güçlü ülkeler arasında yer alacak. Nüfusa göre en çok aşılama oranı işgal çetesi israilde. ABD’de yapılan toplam aşı 46 milyonla nüfusun %13’üne denk gelmekte. Ülkemizde ise 2 milyon 600 bin civarında vatandaşımız ilk doz aşılarını oldular. Bu da yaklaşık nüfusun %3’üne denk gelmektedir. Hal/durum böyleyken okulların açılıp yüz yüze eğitimin başlaması için erken bir zaman seçilmiştir. Ülkemizde nüfusun 40’ına aşılama yapıldıktan sonra normalleşmeye geçmek daha isabetli olacaktır. Bu şekilde işler başa dönmeyecek devlet ve millet olarak önümüze bakabilmiş olacağız.

Aşılama prensipleri ve riskli grupların aşılanması konusunda ülkemiz tüm dünyaya örnektir. Avrupa ülkelerinde aşı ücretli ve yaşlılar bakım evlerinde ölüme terkedilmişken, kadim Anadolu halkı olarak ilk aşıları yaşlılara yaparak tüm kapitalist dünyaya bir Osmanlı tokadı attığımızı düşünüyorum. Anlayana yeter de artar. Aşılamada 65 yaş üstü vatandaşlara kadar gelmiş bulunmakta. Aşılama noktasında özellikle başka ülkelerden aşı tedarikine verilen çabadan çok fazlası yerli ve milli bir aşı geliştirmek için olmalıdır. Unutulmamalıdır ki fakir Müslüman ülkelerin gözü kulağı bizdedir. Geliştireceğimiz yerli ve milli aşı ile hem ülkemize hem de tüm mazlum İslam beldelerine umut olacağız inşallah. Diğer Müslüman ülkeler aşıya ulaşma noktasında bizim kadar şanslı değiller.

Aşılamanın hızla artmasıyla mutasyonlu virüsün ortaya bir canavar gibi hortlatılması sadece bir tesadüf mü sizce? Koranavirüsü önemsemeli ve tedbirlere dikkat etmeliyiz. Ancak koronavirüs nedeni ile ekonominin çökmesine izin verilmemeli. Üretime eskisinden daha fazla enerji harcanmalı. Tedbirlere uyarak hayat sürmeyi en az 2021 sonuna kadar prensip haline getirmeliyiz.

Koronavirüs nedeni ile 14 ayda ülkemizde 27471 kişi vefat etmiş bulunmakta. Acaba 2019 yılında trafik kazalarının sebebi ile kaç kişi vefat etti. 2019 yılında zatürre kaynaklı kaç ölüm oldu. 2019 yılında meme kanserinden kaç kadın hayatını kaybetti. 2019 yılında toplam 435 bin 941 kişi vefat etti. Ölümlerin %36’sı dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı. Yani 150 bin civarında insanımız dolaşım sistemini etkileyen hastalıklara bağlı hayatını kaybetmektedir. Oysa o kadar kalp ilaçları, aspirinler, anjiyografiler, rutin takipler bu ölümleri azaltamamaktadır. Ancak ne var ki bu ölümler insanlarda ve devletlerde korku imparatorluğu kurmamaktadır. ACABA KORONAVİRÜS NEDEN DEVLETLERDE VE İNSANLARDA KORKU İMPARATORLUĞU KURMAKTA? BELKİ DE DÜNYAYI YÖNETEN KÜÇÜK AZINLIK ÖYLE İSTEMEKTEDİR.

Eğer hükümet acilen ekonomide, gıdada, doğalgazda, elektrikte, işsizlikte, araç ÖTV’sinde düzelme sağlamayıp; halkın nelere müptela olduğunu görmezden gelmeye devam ederse oluşturduğu suni gündemler kendini kurtarmaya yetmeyecektir. Saygılarımla…