• DOLAR 34.239
  • EURO 36.985
  • ALTIN 2927.472
  • ...

 Malpraktis, hekimlerin hastalara uyguladıkları yanlış tedaviler sonunda istenmeyen sonuçlardan dolayı hekimlere verilen cezaların toplamıdır. Avrupa ülkelerinde yaygın olan malpraktis uygulamaları ülkemizde de gittikçe yaygınlaşmaktadır. Malpraktist(hatalı tıbbi uygulama ) uygulamalarının Avrupa ülkelerindeki en yaygın amaçları hekimlerin tedavilerini kontrol altına almak, hatalı tıbbi uygulama sebebi ile mağdur olmuş hastalara maddi tazminat vermek ve daha dikkatli bir sağlık hizmetini sağlamak geliyor.

   Ülkemizdeki malpraktis uygulamalarında ise hekim merkezli bir çalışma mevcut olup hasta ve yakınlarının tıbbi araştırma sonucu olmayan, bilimsel verilere dayanmayan sadece duygusallıkla açılmış davalar mevcuttur. Her yıl binlerce hekim malpraktisten davalık olmakta ve hekimlerin iş verimliliği azalmaktadır.

   Durum bu şekilde devam ederse ülkemizdeki hekim sayısından daha fazla sayıda malpraktis davası meydana gelecektir. Örnek verecek olursak şu an bir hastanede çalışan aktif hekim sayısı 200 olan hastanede yüzden fazla hekim davalık. Bunun sonunda ne oluyor. Bu iş kime yarıyor kime yaramıyor?

  Malpraktis davaları en çok hastalara zarar veriyor. Malpraktis nedeni ile davalık olup bir de üstüne tazminat ödeyen hekim hasta bakmak istemiyor hasta bakınca da sorumluluk kesinlikle almıyor. Hastayı sevk veya farklı yollarla elden çıkarmak başından savmak istiyor. Durum bu şekilde ilerleyince hasta hekim ile iyi bir iletişim kuramayıp hastane hastane dolaşmasına rağmen tedavisini olamıyor.

   Muhakkak ki malpraktisin ülkemizde yanlış uygulanması en çok sigorta acentalarına yarıyor. Malpraktis nedeni ile her ay gelirinin bir kısmını sigorta şirketlerine veren hekim arkadaşlarımız malpraktis davalarında çıkan tazminat ödemesinde sigorta şirketleri yalnızca maddi tazminatı ödemeyi kabul edip manevi tazminatı ise hekim arkadaşlarımıza yüklüyorlar.

   Ülkemizde daha önce mevcut olan doğrudan hekime dava açma olayına son verip kuruma dava açılması olumlu olmakla beraber malpraktis uygulamalarındaki eksiklikleri tam olarak karşılamıyor. Malpraktis uygulamalarına karşı hekimleri sigortalama işlemini 1975 yılında gönüllülük üzeri yaptıran İsveç de 1997 yılında zorunlu malpraktis uygulamasına geçti. İsveç’te malpraktis davalarında çıkan tazminat bedelini ödemek amacı ile bir fon kuruldu. Kurulan bu fon özel sektörde çalışan hekimler için çalıştığı kurumdan, kamu kurumlarında çalışan hekimler için ise hekimin maaşında kesinti yapmayacak şekilde sağlık bakanlığı ve benzer kurumlarca karşılanması kararlaştırılmıştır.

 İsveç’te, hekimin malpraktis uygulaması sonucunda, cezalandırılması değil hatayı oluşturan şartların düzeltilmesi gerektiğine inanılmıştır. Ülkemizde ise malpraktis davalarında on binlerce insanın sağlığına kavuşmasına vesile olan kutsal meslek sahibi hekimlerimiz suç keçisi ilan edilmeye çalışılıp medya, gazeteler ve aslı olmayan haberler ile hekimlerimize adeta bir linç uygulanmaktadır. Böylece hekimler toplum nazarında değersizleştirilerek hekim hasta arasındaki güven ortamı kaldırılmıştır. Her gün okuduğumuz sağlıkta şiddet olaylarının arkasındaki en önemli neden budur.

Diğer yazımızda ideal malpraktis nasıl olmalı yazımızı ele alacağız inşallah.